Dinin yarısı temizlik olarak ifade edilse de bunun böyle olmadığını yaşadığımız örneklerden dolayı biliyoruz. Bir ev veya mekâna gittiğinizde temizlik konusundaki en önemli ipucunu banyo ve tuvaletlerden anlıyoruz.
Umuma açık olarak hizmet veren tuvaletlerin durumu içler acısıdır. Ücretli olması dolayısı ile en temel hizmetlerin sunuluyor olmasını bekliyorsunuz ama heyhat bekletiniz boşa çıkıyor. Deli Dumrul misali kapıyı kesip sadece ücret alan ama görevini yapmayan görevliye sitem etseniz de sonuç değişmiyor. O da kullananları suçlayarak topu taca atacaktır.
İnsanoğlunun yiyip-içtikten sonraki en temel ihtiyacı olan, eskilerin ifadesi defi hacet özellikle büyük yerleşim yerlerinde sorundur. Bunun bilincinde olan fırsatçı ve rantiyecilerde bu durumu kendi lehlerine olmak üzere çok güzel sömürmektedirler. Bu umumi tuvaletlerin bir standardının olması ve bunun da belediyeler tarafından denetlenmesi kaçınılmazdır. Tuvaletlerin durumunda bir iyileşme olmadığına göre demek ki kimse görevini yapmıyor, bu da başka bir problemdir. Bu ihtiyaçların giderildiği en önemli kurumlardan birisi de camilerdir. İstisnalar olmakla birlikte şikâyete konu hususlar buralarda da devam etmektedir.
Bütün bu olumsuzlukların yanında Allah’tan yüzümüzü ağartan güzel örneklerde mevcuttur. Şimdilik bunlarla teselli bulup herkese örnek olmasını beklemekten başka çaremiz yok.
Son yıllarda özellikle İstanbul genelindeki Selatin camilerinde (Fatih Camisinde) tuvaletler sorun olmaktan çıkmıştır. Bilenler bilir, özellikle belediyeler bu camilerde mimari estetiği de bozmayacak şekilde yeraltına tuvaletler inşa etmişlerdir.
Kullanılan malzeme, aksesuar, teşrifat ve düzene bakılınca hiçbir masraftan kaçınılmadığı görülmektedir. Yeraltında olduğu için alış-veriş merkezlerinde olduğu gibi yürüyen merdivenle inilmektedir. Daha merdivenin başında enstrümantal bir müzik sesi sizi karşılayarak adeta bir sanat galerisine yolculuk başlıyor hissi uyandırılmıştır. Mekân, çiniler, tablolar, fayanslar ve yapay çiçeklerle tezyin edilerek dekor tamamlanmıştır.
Ortaya çıkan algı çok farklı ve çok değişik bir ortama giriyor olduğunuzun sinyali olmakta, aşağıya vardığınızda yanılmıyorsunuz. Abdest alma yeri ayrı, lavabolar ayrı, tuvaletler ve duş kabinleri ayrı ayrı olarak oldukça fonksiyonel bir yerleşim tasarlanmıştır. Bunun yanında gerek tuvalet kâğıdı, gerek havlu kâğıt, gerekse sıvı sabun sürekli bir şekilde takip edilerek devamlılığı sağlanmaktadır. Belki en önemlisi birkaç görevli tarafından sürekli temizleniyor olması gözden kaçmıyor.
Bu kadar pozitif duruma rağmen insanların sarf malzemelerini vahşi ve hoyratça kullanıldığına şahit olmak insanı üzmektedir. İnsana değer katmak, onu yüceltmek adına yapılan bu hizmete nankörlük etmek ise ne Müslümanlık ne de insanlıkla bağdaşmıyor.
Böylesine sirkülasyonun fazla olduğu merkezde sembolikte de olsa bir ücret alsanız darphane gibi para basarsınız fakat bu beş yıldızlı hizmetler üstelik bedava olarak sunulmaktadır. En büyük sürpriz de bu olsa gerek. Allah yapanlardan ve işletenlerden ebedi razı olsun.
Sonuç olarak, batıda tuvalet ve banyo kültürü yokken, inancımızın bir medeniyet göstergesi olarak inşa ettiği bu mekânları yeniden ayağa kaldırmak boynumuzun burcudur. Yoksa ecdadımıza borçlu olarak kul hakkı ile öte tarafa gitmek çok ağır bir vebal olacaktır.
Saygılarımla,
Erol Aydın