Erol Aydın
Köşe Yazarı
Erol Aydın
 

MEMLEKET KAVRAMINA AŞIRI ANLAM YÜKLEMEK

Ülkemizde yeni tanışan kişilerinin birbirine sorduğun ilk soru, hemşerim “memleket neresi?” olmaktadır. Bu durum bize has karakteristik bir özellik olup başka toplumlarda rastlayamazsınız. Üstelik de tesadüf olarak gerçekten de hemşeri çıkmışsalar bu sefer soruların ardı arkası kesilmez. Neresinden sin? İçinden mi? Dışından mı? Hangi ilçe, hangi mahalle, hangi köy diye sonsuza kadar soyuna sopuna uzayıp gider. Böylece ilk defa tanıdıkları bir insanı sırf aidiyet duygusu ile sarıp sarmalarlar. Bizim millet oldukça saf, temiz ve halisane duygularla geçmişten günümüze böyledir ve bu durum genetik miras olarak devam edip gitmektedir.  Büyük şehirlerde hemşeri derneklerinin kurulması örgütlü toplum olma ve bir yerlere sığınma ihtiyacından kaynaklanmış olup yine başka toplumlarda bu tür oluşumlar mevcut değildir. İnsanoğlu dünyaya gelirken, memleketini, ailesini, çevresini ve buna benzer birçok şeyi seçemez, seçme şansı yoktur. Bu kaderdir, alınyazısıdır, mukadderattır ve de nasiptir. Bu yüzden kahretmek, hayıflanmak veya tam tersi övünmek çok anlamlı değildir. Herkes memleketini sever, sadakatle bağlıdır elinden geldiğince tanıtımına katkıda bulunur bu hayatın normal akışında hoş görülür. Bunun ötesinde çok daha farklı anlamlar yüklemek ise ifrat ve tefrittir ki kimseye fayda sağlamaz. Yüce Allah insanları farklı ırk, kabile, millet ve toplum olarak yaratmış olup birbirleri ile kaynaşmalarını istemiştir. Kültürel olarak birbirini etkilemelerini, alış-veriş yapmalarını, asgari müştereklerde buluşmalarını arzu etmiştir. Farklı toplumların sinerji oluşturarak bir potada hemhal olmaları zenginlik olarak görülmelidir. Memlekete sahip çıkmak, onun olumlu yanlarını ortaya koymak ve rekabet güzeldir. Fakat bunu yaparken diğerlerini küçük görmek, aşağılamak, küçümsemek ve de kendini olduğundan daha büyük göstermek kabul edilebilir değildir. Bu ayrıştırmadır, kutuplaştırmadır, bölmedir, parçalamadır. Sosyal barışa helal getirecek bu tür kafatası milliyetçiliğinden uzak durmak inancımızın da bir emri ve gereğidir. Bazı insanların; “Övünmek gibi olmasın biz Bağdatlıyız” veya “Yiğidim harman olduğu Yanyalıyız” bunun yanında “Bize her yer Tiran” gibi cümleler kurması çok masum gibi görünse de kibri barındırdığı için sıkıntılı ifadelerdir. Memleketinin plaka kodunu, kendi arabasında, telefon numarasında kullanmak, tüm eşyalarını takımının renginden seçmek gibi takıntılar aşırı milliyetçilik içeren malayani işlerden olup kimseye faydası olmayan züğürt tesellisidir. Sonuç olarak; içeride birbirimizle bu şekilde takılsak da dışarıya karşı her zaman birlik olmak en büyük hasletlerimizdendir. Gücümüzü ve enerjimizi içerde tüketmeden farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak gördüğümüz sürece hiçbir güç karşımızda duramayacaktır. Nereli olduğumuzdan ziyade adam ve insan olmanın daha üstün bir haslet olduğunu anladığımız zaman işler kendiliğinden düzelecektir. Saygılarımla,                                                                                                    Erol Aydın
Ekleme Tarihi: 21 Mart 2019 - Perşembe

MEMLEKET KAVRAMINA AŞIRI ANLAM YÜKLEMEK

Ülkemizde yeni tanışan kişilerinin birbirine sorduğun ilk soru, hemşerim “memleket neresi?” olmaktadır. Bu durum bize has karakteristik bir özellik olup başka toplumlarda rastlayamazsınız.

Üstelik de tesadüf olarak gerçekten de hemşeri çıkmışsalar bu sefer soruların ardı arkası kesilmez. Neresinden sin? İçinden mi? Dışından mı? Hangi ilçe, hangi mahalle, hangi köy diye sonsuza kadar soyuna sopuna uzayıp gider. Böylece ilk defa tanıdıkları bir insanı sırf aidiyet duygusu ile sarıp sarmalarlar. Bizim millet oldukça saf, temiz ve halisane duygularla geçmişten günümüze böyledir ve bu durum genetik miras olarak devam edip gitmektedir. 

Büyük şehirlerde hemşeri derneklerinin kurulması örgütlü toplum olma ve bir yerlere sığınma ihtiyacından kaynaklanmış olup yine başka toplumlarda bu tür oluşumlar mevcut değildir.

İnsanoğlu dünyaya gelirken, memleketini, ailesini, çevresini ve buna benzer birçok şeyi seçemez, seçme şansı yoktur. Bu kaderdir, alınyazısıdır, mukadderattır ve de nasiptir. Bu yüzden kahretmek, hayıflanmak veya tam tersi övünmek çok anlamlı değildir. Herkes memleketini sever, sadakatle bağlıdır elinden geldiğince tanıtımına katkıda bulunur bu hayatın normal akışında hoş görülür. Bunun ötesinde çok daha farklı anlamlar yüklemek ise ifrat ve tefrittir ki kimseye fayda sağlamaz.

Yüce Allah insanları farklı ırk, kabile, millet ve toplum olarak yaratmış olup birbirleri ile kaynaşmalarını istemiştir. Kültürel olarak birbirini etkilemelerini, alış-veriş yapmalarını, asgari müştereklerde buluşmalarını arzu etmiştir. Farklı toplumların sinerji oluşturarak bir potada hemhal olmaları zenginlik olarak görülmelidir.

Memlekete sahip çıkmak, onun olumlu yanlarını ortaya koymak ve rekabet güzeldir. Fakat bunu yaparken diğerlerini küçük görmek, aşağılamak, küçümsemek ve de kendini olduğundan daha büyük göstermek kabul edilebilir değildir. Bu ayrıştırmadır, kutuplaştırmadır, bölmedir, parçalamadır. Sosyal barışa helal getirecek bu tür kafatası milliyetçiliğinden uzak durmak inancımızın da bir emri ve gereğidir.

Bazı insanların; “Övünmek gibi olmasın biz Bağdatlıyız” veya “Yiğidim harman olduğu Yanyalıyız” bunun yanında “Bize her yer Tiran” gibi cümleler kurması çok masum gibi görünse de kibri barındırdığı için sıkıntılı ifadelerdir. Memleketinin plaka kodunu, kendi arabasında, telefon numarasında kullanmak, tüm eşyalarını takımının renginden seçmek gibi takıntılar aşırı milliyetçilik içeren malayani işlerden olup kimseye faydası olmayan züğürt tesellisidir.

Sonuç olarak; içeride birbirimizle bu şekilde takılsak da dışarıya karşı her zaman birlik olmak en büyük hasletlerimizdendir. Gücümüzü ve enerjimizi içerde tüketmeden farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak gördüğümüz sürece hiçbir güç karşımızda duramayacaktır. Nereli olduğumuzdan ziyade adam ve insan olmanın daha üstün bir haslet olduğunu anladığımız zaman işler kendiliğinden düzelecektir.

Saygılarımla,                                                                                                   

Erol Aydın

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.