MOLLA SADREDDİN
YÜKSEL: “BENİM KADER MEVZUUNDAKİ TEREDDÜTLERİMİ GİDEREN VE İMANIMI TAHKİKİ HALE GETİREN BİR ESERE CANIMI VERSEM UCUZDUR.”
Prof. Dr. Mehmed Coşkunsel, arkadaşı Prof. Dr. Abdülbaki Turan beyden naklen şöyle bir hatıra anlatıyor:
Doğunun tanınmış ve büyük alimlerinden Sadreddin Yüksel hocamıza bir vakit şöyle sordum: “Siz seyda idiniz, hoca idiniz, şarkta söz sahibi bir kimse idiniz,neden Risale-i Nur’u gördükten ve bu eserleri okuduktan sonra o tarz-ı hizmeti esas alıp, buna kuvvet verdiniz ve bu hizmete dahil oldunuz?
Cevaben şöyle dediler: “Ben böyle bir soruya çoktan beri muntazırdım. Bunu anlatmak istiyordum.Siz buna vesile oldunuz. Benim İmanımı kurtaran bir esere hayatımı versem azdır.”
Dedim ki: Hocam nasıl olur, sizin imanınızı nasıl kurtarır? Siz o kadar talebe yetiştirmişsiniz. Bu kadar bilginiz var?
Sadreddin Hoca dedi ki:
“Benim kader mevzuunda tereddütlerim oldu. Ya intihar edecektim veya cinnet geçirecektim. İkisi de ebedi hayatımı mahveden dünyamı karartan musibetler olacaktı. O tereddütlerimi Risale-i Nur eserlerinden olan İşarat-ül İ’caz’daki kader bahsi halletti. Benim imanımı tahkiki hale getirdi. Ben de böyle bir esere canımı versem ucuzdur.”
Diyarbekir’de Altındağ Medrese-i Nuriye’mizde ders arasında yaptığımız sohbette Prof. Dr. Mehmed Coşkunsel ağabey, bu hatırayı bizzat bana anlattı.
Murat FİDAN