HAZRETİ DUVUD’UN DEMİR MADENİNİ ERİTMESİ
Yeraltında madenler taş ve toprak içinde nadiren saf, çoğunlukla bir takım bileşikler şeklinde bulunmaktadır.
İnsanlık bu hammaddeyi, yerin derinliklerinden çıkararak, fırınlarda eritip saflaştırmaktadır.
Ya yalnız veya diğer metallerle karıştırarak, alaşımlar halinde kullanmaktadır.
Alaşımların tercih şekli ise ihtiyaç ve kullanım alanına göre teknolojide belirlenmiştir. Yumuşatmak, sertleştirmek, mukavemetini artırmak ya da şekil vermek için farklı işlemlere tabi tutulmaktadır.
MUCİZE ELİ DEMİR ZIRH YAPIYOR
Bu kadar bahsinde bulunduğumuz ve hem insanlığın hem de teknolojinin temeli olan bu mucize metali, bir peygamber eliyle insanların hizmetine nasıl takdim edilmiştir, ayetlerle anlatmaya çalışalım.
Cenâb-ı Hak, Dâvûd Aleyhisselâm’a zırh yapma sanatını da bildirmiş, bu hususta O’nu müstesnâ bir kudretle techîz etmiştir. Âyet-i kerîmelerde buyrulmaktadır:
”Bir de Davud'a, sizin için, zırh yapma sanatını öğrettik ki,
-savaşlarınızda sizi korusun.
-Şimdi siz şükrediyor musunuz? “(5/80)
“And olsun, Dâvûd’a tarafımızdan bir üstünlük verdik.
–Ey dağlar ve kuşlar! O’nunla beraber tesbîh edin!» dedik.
O’na demiri yumuşattık. (O’na):
–Geniş zırhlar îmâl et, dokumasında da ölçüyü gözet (bütün vücudu örtecek kadar yeterli yap)
-Ve (ehlinle birlikte) sâlih amel işleyin!
-Çünkü Ben, ne yaparsanız hakkıyla görenim. (diye vahyettik)”. (3/10-11)
Dâvûd -aleyhisselâm- zırh yaparak hem ordularını düşmanlarından muhâfaza etmiş hem de rızkını elinin emeğiyle kazanmıştır.
Mucize olarak ümmetine ve insanlığa zırhı kazandırmıştır.
Yukarıdaki âyetler işaret ediyorlar ki, telyîn-i hadid, demirin eritilmesi en büyük bir nimet-i İlâhiyedir ki, büyük bir peygamberinin fazlını onunla gösteriyor.
Ayetlerden de görüldüğü üzere demir cevherinin insanlığın emrine verilmesi, açık bir mucize olarak görülmektedir.
18.06.2020
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu