İngilizlerin dini Püritenizmdir. Yani diğer bir tabirle "İngiliz Yahudiliği"dir.
İngiltere Protestanlığın kök saldığı ülkelerden birisidir. Doğrudan Tevrata bağlı olarak Protestan hristiyanlığın bilakis ingiliz protestanlığı (Püritenizm) inancında İsrailoğullarını sevmek, korumak, Tanrının İsrailoğullarına verdiği seçilmişliği kabul etmek ilahi bir emir ve inanıştır. Bu nedenledir ki 1948’de İsrail devletini de İngiltere kurmuştur. Ve bugünde İsrail devletinin en ateşli destekçisi en ateşli savunuculuğunu en güçlü dünya ülkelerinden İngiltere ve Amerika yapmaktadır.
Bu iki protestan ülke İsrail’in amili bekçisi durumundadır. İngiltere’nin ve Amerika’nın bu tutumu Tevrat’ta Yeşaya bölümünde yazan kehanetede birebir uymaktadır;
"Yabancılar senin surlarını onaracak, Kralları sana hizmet edecek, Çünkü sana kulluk etmeyen ulus yada krallık yok olacak. Uluslar ve krallar bir anne gibi seni emzirecekler. (Tevrat-Yeşaya Bap. 60 / 10.12.16)
1844'de İngiltere'de, John Thomas tarafından Christadelphians (Kristadelfiyan, Mesihte Kardeşler) adıyla yeni bir Protestan mezhebi kuruldu. Mezhep, açıkça Yahudilerin Kutsal Topraklar'a dönmesi gerektiğini savunuyordu. Daha sonra Yahudilere destek de sağladı, Siyonizmin öncülerinden Hibbat Zion hareketine yardımda bulundu.
19. yüzyılda doğan bazı Protestan mezhepleri, Yahudilerin Kutsal Kitap'taki kehanete uygun olarak Kutsal Topraklar'a dönmeleri gerektiği düşüncesini, teolojilerinin temeli haline getirdiler. 1830'da İngiltere'de John N. Darby tarafından kurulan 'Plymouth Brethren' (Plymouth Kardeşliği) mezhebi, tüm Kutsal Kitap kehanetlerinin, Yahudilerin Kutsal Topraklar'a dönmesi üzerine kurulduğu doktrinini kabul etti. Buna göre, İsa Mesih'in ikinci gelişinin ardından, İsa ve ona bağlanan Yahudiler, Kudüs'ten tüm milletleri yöneteceklerdi. Çoğu Köktenci Protestan kilisesi, bu düşünceyi kabul etti ve bugüne dek korudu.
İşte Protestanları, Siyonist yapan düşünce budur. Protestanlık'taki bu Siyonist etki birçok grubu kapsamıştır. Hıristiyan Siyonizmi, çok sayıda Protestan devlet adamını da etkilemiştir. Protestanlar, Eski Ahit (Tevrat)’a bağlanırken, Mesih inancını ve Yahudilerin dünyayı yönetme hakkına sahip olduklarını da kabul etmişlerdi, Hıristiyan Siyonistler, yani Yahudilerin Kutsal Topraklar'a dönüş projesine gönülden destek veren Protestanlar, tarihte başka hiçbir örneği olmayan bir şey yapıyorlardı. Bir dinin bağlıları, büyük bir arzu ve heyecanla bir başka dinin bağlılarının isteklerini yerine getiriyordu. İşte Püriten (Protestan) gelenekten gelen bu Yahudi sempatizanı etki, 20. yüzyıla gelinirken Hıristiyan Siyonizmi'ni doğurdu.
Sabetay Sevi olayı bile, Yahudilerin Siyon'a dönmesi gerektiğini savunan İngiliz Protestanlarını bu düşüncelerinden alıkoymadı. Çünkü onlar yoğun bir Eski Ahit (Tevrat) eğitiminden geçmişlerdi ve Filistin'i Yahudilere ait bir toprak olarak görme isteklerinden vazgeçmiyorlardı. Böylece 18. yüzyılda bir tür Yahudi olmayan Siyonizm (non-Jewish Zionism) İngilizler arasında yerleşik hale geldi. Bu bakış açısı, bugün Ortadoğu'da yaşanan trajedide de büyük rol oynamaktadır.
Sabetay Sevi’de yahudileri sürgünden geri toplayacak, Süleyman Tapınağını yeniden inşa edecek ve İsrail’in krallığını ilan edecektir. Sabetay Sevinin 18 emrinden birisinde de şöyle söylemektedir; Kesin imanla, Sabatay Sevi'nin hakiki Mesih olduğuna ve dünyanın dört bir yanına dağılmış İsrail'in sürgünlerini toplayacağına inanırım.
İşte Sabetayizm ile İngiliz Protestanlığının ortak noktası, Yahudilere Filistinde bir devlet kurmaktır. Sabetayizmin ve Protestanlığın ortak noktası Yahudileri sürgünden Filistinde toplamak, Süleyman Tapınağını yeniden inşa etmek ve Yahudilerin başında olduğu bir İsrail Krallığı kurmaktır.
Burada Protestanlık, Sabetayizm, Siyonizm ve Masonluğun buluştukları ortak nokta bir kere hepsinin kaynağı (Tevrat)’tır. İkincisi hepside Süleyman Tapınağının yeniden inşa edilmesini istemektedirler, üçüncüsü hepside Kudüste mesih krallığı yani İsrail Krallığının kurulmasını istemektedirler. Yani özetleyecek olursak Birinci Dünya Savaşında savaşan İngiltere’nin, Dünya masonluğunun merkezi Fransa’nın, Osmanlı Devletinin müttefiki Protestan Almanya’nın ve Osmanlının İttihat Terakkiye bağlı mason ve sabetayist komutanların hepsi aynı zihniyete aynı düşüncelere ve aynı amaca sahiptirler.
Çanakkale ve Gelibolu cephesindeki mason ve sabetayist komutanların, İttihat Terakkiyi kuran mason ve sabetaycıların amaçları doğrultusunda Filistinde bir Yahudi devleti kurulmasını istemiyorlar mıydı ? Sabetayistler eğer müslüman oldularsa gizli siyonist olduklarının garantisini verebilir misiniz ?
Peki Çanakkale, Gelibolu, Kafkas, Yemen ve Filistin cephesini savunan İttihat Terakkinin mason ve sabetayist komutanları Filistinde bir Yahudi devleti kurulmasını istemiyorlar mıydı ? Jabotinsky’nin dediği gibi Filistinde bir yahudi devletinin kurulabilmesi için Osmanlının yıkılması gerekiyordu.
Peki İttihat Terakki Birinci Dünya Savaşına Osmanlı devletini bilinçli ve planlı bir şekilde sokarak yıkılmasına çanak tutmadılar mı? İttihat Terakki savaşı bilerek kasıtlı planmış bir şekilde kaybetmiş olamazlar mı ?
Ve diğer savaşlar ? Bu savaşların hepsinin bir amacı vardı. Ortadoğu petrolleri ve Filistinde İsrail devletinin kurulmasıydı.
İngilizlere protestan inancının vermiş olduğu inanış nedeniyledir ki püritenist ahlak ve inanış doğrultusunda Hristiyan Siyonistlerde diyebiliriz.
Çanakkalenin ve Gelibolunun İngiliz ve Osmanlı devletinin komutanları da İsrail (yahudi) kavminden olup siyonisttiler. Düşman iki ülkenin komutanlarıda siyonistti. Osmanlıyı birinci dünya savaşına sokan İttihat Terakki Cemiyetini kuranlar mason ve sabetayisttiler. İttihat Terakki’nin daha kuruluş aşamasında hangi sınıfın çıkarlarını koruduğuda bilinmemektedir. İttihat Terakki’nin sınıfsal etnik kökeni konusunda derli toplu bir araştırmada bulunmamaktadır. Selanik’in güçlü adamlarından Rahmi Bey, yine Selanikli Talat Bey, Cavit, Mithat Şükrü ve Emanuel Karasu gibileri İttihat Terakkinin politikalarının gerçek sahipleridir.
Osmanlı Devleti’nin müslüman elitinin, elinde sermaye biriken Yahudi ve Sabetaycılarla ittifak içinde olduğua bilinmektedir. Sonra Çanakkale ve Gelibolu savaşlarında cepheye komutan olanlarda hep Selanikliydiler. Daha da açacak olursak Çanakkale savaşları Osmanlı ordusunun başındaki Selanikliler, Alman birliklerin başında Yahudi asıllı siyonist komutanlar ve İngilizler ve Siyon Katır Birlikleri arasında geçmiştir.
Peki I.Dünya savaşında İngilizlerin amacı Çanakkale üzerinden İstanbulu işgal etmek miydi yoksa Osmanlı Devletinin Ortadoğu petrolleri ile bağını kopararak ve Filistinde bir Yahudi Devleti kurmak mıydı ?
Peki Çanakkale ve Gelibolu’daki şehitlerİmize ilahi saldırı emrini vererek Türk askerleri ateşin üzerine sürenler hangi amaç için ve hangi tarafın galip gelmesini istedikleri için bu emri verdiler ?
Kasıtlı bir şekilde planlanmış bir Türk-Müslüman kırımından bahsedebilir miyiz..?