Sorun Trump’ta değil, Müslümanlarda…
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
Hayatımızın rol modeli olan Kur’an-ı Kerim’i bizlere gönderen Rabbimiz; insanların nasıl bir hayat modelini tercih ettiğini/edeceğini kitâbında bizlere göstermiştir. Bu bağlamda kitâba bakınca kâfirin, münafığın, zalimin, fasığın ve müminin nasıl bir karaktere sahip olacağını çok net görebiliriz. Kitâbımıza şahıs odaklı değil de karakter odaklı baktığımızda göreceğiz ki, aslında tek değişen şey şahısların isimleri, zaman ve mekanlarıdır ancak karakterler asla değişmemiştir. Her dönemin firavunları, hamanları, karunları ve bel'amları kendi gruplarına uygun aynı karakterleri sergilemişlerdir. Kafirlerin misyonu, bataklıktan oluşan ideolojilerini yeryüzüne hâkim kılmak, İslam’ı ve Müslümanları yok etmektir. Trump’ın Kutsal Kudüs’ümüz için yaptığı açıklamayı bu açıdan değerlendirecek olursak aslında şaşılacak bir durum olmadığını görmemiz gerekir. Çünkü; Trump gibi Allah düşmanlarının işi bu zaten. Kendi çürük ve pislik davaları için mücadele edip, nefislerini yeryüzüne hâkim kılmak istiyorlar. Kendilerini seraptan ibaret olan davalarına adamışlar..
Buradaki asıl problem biziz. Çünkü; yüce kitâbımıza baktığımızda bir mümin kimliğiyle karşılaşıyoruz. Bu kimliği şekillendiren ayetlerden birinde şöyle buyruluyor: ‘’(Ortalıkta) hiçbir fitne (şirk) kalmayıncaya ve dinin (kısıtlamasız) tamamı Allah’ın (buyurduğu şekilde) oluncaya kadar savaşın. Eğer (onlar şirk ve inkârlarına) son verirlerse (bırakın). Muhakkak ki Allah, yaptıklarını hakkıyla görendir.’’1 Bu ayetin gereğini yerine getiren müminlere Allah (cc) Dünya Devleti kurmayı nasip etti. O müminlere öyle bir güç nasip etti ki, yeri geldiği zaman bir yere hükmetmek için kılıçlarıyla değil, sözleriyle devlet liderlerine diz çöktürdü. Bir süre sonra bu güç önce kibre dönüştü, sonrasında ise atalet(tembellik) psikolojisi müslümanları kuşattı ve görevlerine terketmeye başladılar. Müslümanlar görevlerini terkettikçe Allah(cc) da kâfirleri müslümanların başına bir bela ve imtihan vesile kılarak yeniden Kur’an’a yönelmelerini murad etti. Fakat atalet psikolojisi acizlikle birleşti, bir de buna dünya sevgisi de eklenince müslümanların gözüne nefis perdesi indi ve belâdan kurtuluşun yolunu Kur’an’da değil, Batı medeniyetinde aramaya başladı. Dinden uzaklaştıkça Rabbimiz de verdiği gücü kudreti tekrardan geri aldı. Netice itibariyle çekirge sürüleri gibi sayısı çok ama aciz, güçsüz, tembel, korkak bir müslüman kimliği oluşturuldu. Halbuki bu kimlik Allah’ın razı olduğu bir kimlik değildi, bunu anlamadık ve anlamamaya da hâlen devam ediyoruz.
Ümmetimizin sosyolojik (toplumsal) durumuna baktığımızda amel etmeyi terkettiğimiz ayetlerin sonucu olarak; korkak israil 70-80 yıldır böyle cesur davranabilmekte, Trump gibi İslam düşmanları bu kadar cesur açıklamalar da bulunabilmektedir. Müslümanların bu kadar kanın dökülmesinin sebebi, ‘’nemelazımcı, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’’ mantığıyla hareket eden, ferdiyetçi/bireysel bir müslümanlığın sonucudur. Biz ise bütün bu yapılan zulümlere kınama metinleriyle cevap veriyoruz. 80 yıldır kınıyoruz peki değişen bir şey oldu mu? Olmadı, olmayacakta ve durum hep kötüye gitti ve kötüye gitmeye de devam edecektir. Amerika, İsrail gibi Allah düşmanları kınama metinleriyle değil, ancak sopayla (güç ile ) yola gelir. Zulümleri beddualar ile, kınama metinleri ile değil; öncü nesiller yetiştirmekle durdurabiliriz. Sonuç itibariyle Trump’ın yaptıklarına değil, yapmamız gerektiği halde yapmadığımız ve terkettiğimiz amellerimize şaşırmalıyız. Tarih boyunca dinden bu kadar uzak yaşayan ve bir o kadar da kendisini mümin gören bir topluluk yaşamamıştır. İşte bu halimize şaşıralım ve şunu hiç unutmayalım ki: ‘’Biz kendimizde olanı değiştirmedikçe Allah bizi bu durumdan kurtarmayacak.’’2 Allah’ın (cc) bu toplumsal sünnetini anlayalım.
Öyle bir öncü nesil inşâ etmeliyiz ki, iman, ibadet, ahlâk ve hareket metodunu Rasulullah’tan (sav) almalı. Her konuda peygamberine benzeyen bir nesil oluşturmalıyız ve böyle bir nesil olduğumuzda, Rabbimizin yardımı o zaman bize gelecektir. Çünkü; Allah’ın peygamberine yardım etmesinin sebebi, peygamberin hareket metoduna uygun hareket etmesinden dolayıdır. Biz de bu şekilde davrandığımızda Rabbimizin yardımını göreceğiz. Rabbimizin yardımı geldikten sonra ise bu nesil "Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir. Tekdir (azarlama) ile uslanmayanın hakkı kötektir."3 düsturuyla hareket etmeli ve herkese anladığı dilden cevap vermeli.
Rabbim bizi ve bizden sonraki gelen nesilleri öncülerden olmayı nasip etsin. Dinini ve davasını gereği gibi yaşayan, yaşatan kullarından eylesin.
1- Feyzul Furkan Meali Enfal suresi 39. ayet.
2- Feyzul Furkan Meali Rad suresi 11. ayet.
3- Osmanlı Devlet Adamı Ziya Paşa
Mücahid GÜLER