Yazıma başlamadan önce tüm okurlarımın geçmiş bayramını tebrik eder, bu mübarek günler hürmetine Rabbimiz bizlere yerli ve Milli sosyal medyamızı oluşturup halka hizmet, hakka ibadettir düsturu ile hareket etmemizi nasip eder inşaAllah.
Yine mi sosyal medya konusunu işliyorsunuz dediğinizi duyar gibiyim. Bu konu hem milli mesele hem bekaa meselesi olduğu için elimizden geldiğince belli aralıklarla bu konuyu işlemeye devam etmek mecburiyetindeyiz.
Evet yine sosyal medya...
Çünki; selamlaşmalar, zaman tüketimi, sıla-i rahim, kavga, neşe, sevinç, üzüntü, alışveriş hepsi burada.
Bunda ne var demeyin, yapılan yorumlar paylaşımlar beğeniler her biri açık bir istihbarat göstergesidir. Toplumumuzun ve diğer toplumların analizleri bu şekilde ortaya çıkartılmaktadır. Bu analizler sonucu çeşitli algılar yapılarak insanların fikirlerine yapılan operasyon yine sosyal medya üzerinden olmaktadır.
Peki geçtiğimiz günlerde yapılan bildirberg toplantısının konusu bile olan sosyal medya kimin elinde?
Sosyal medyayı bilinçlimi kullanıyoruz?
Öncelikle sosyal medya platformları siyonizmin elinde olduğunu bilmemiz gerekmektedir. Milletimizin ve Alem-i islamin gelmiş, geçmiş, ve gelecek yegane düşmanı siyonizm olduğunu ele aldığımızda bunların müslüman toplumların lehine hiçbir şey yapmayacaklarını aklımızdan çıkartmamamız gerekmektedir. Rusya da adına devrim denilen ve aleni yasadışı ihtilal olan kadife devrimlerin nasıl yapıldığı iyice bir arştırma konusu bence, ortadoğu da bir gencin kendini yakmasıyla başlayan olaylar, ülkemizde ki gezi olayları ve akabinde meydana gelen 15 temmuz hain darbe planı, sosyal medya platformları üzerinden yürütülen aleni ya da şifreli algıların bir neticesiydi.
Ama bunları yapanlar ülkemizde necip milletimizin damarlarında dolaşan kan'ın o kan olduğunu unutmuş, eski Başbakanlarımızdan Merhum ERBAKAN Hocamızın bu milletin külüne üflesen iman fışkırır, iman, iman, iman sözlerini duymamıştılar.
Evet sosyal medya diyoruz çünkü necip milletimiz için dış mihraklar tarafından alınan kararlar da en önemli doktrin olan hain naum doktrini (böl parçala borca esir et ve yut) halen devam etmektedir.
Ailelerimizin en mahrem kısımlarına bile kendi isteğimizle yerleştirdiğimiz cep telefonları, tablet ve bilgisayarlar sayesinde aile içi iletişim, ortadan kaldırılarak aileler kendinden bi haber hale getirilmiş, kısmen bağ kopartılmış, gençlerimiz oyun uygulamaları ile kafasını bilgisayara gömmüş kitap okumadan uzaklaşmış, ve ileri boyutu BTK tarafından geçtiğimiz günlerde de açıklanan bir kısım oyunlar sayesinde gençlerimiz hastalanmış, intihara yeltenenler ve intiharlar meydana gelmiştir. Anne baba olarak bizler aile içinde sosyal medya internet kullanımı ile ilgili kesin ve kat'i tedbirler almak zorundayız, bugün almadığımız tedbirler yüzünden yarın çok geç olabilir telafisi mümkün olmayan olaylarla karşı karşıya kalabiliriz.
Bu konularla ilgili www.btk.gov.tr adresi üzerinde araştırmalar yaparak bu güzide kurumumuzun bizlere sunduğu çözümleri güvenli internet kullanımını evlerimizde muhakkak uygulamalıyız.
Buradan anlaşıldığı gibi ailelerimiz bölündü.
Ailelerin içindeki bölünmüşlük toplumumuzu parçaladı, kalabalık yığınlar içinde yalnız hale getirildik. Bu yanlızlık sosyal yardımlaşmayı öldürdü, Allah'tan Ramazan ve kurban Bayramlarımız var ki Ramazan ayı fitre zekat fıtr müessesemiz işlemekte, kurban bayramında da garibin gurebanın evine et girmekte böylelikle sosyal yardımlaşma ve dayanışmamız kısmen de olsa devam etmektedir.
Sıra bizleri borca esir etmeye geldi siyonizm tarafından bunu da kredi kartları sayesinde başardılar ancak devletimizin aldığı ek tedbir ve önlemler kısmen de olsa toplumumuza ilaç gibi olmuştur.
Bizler sosyal medyayı kullanırken önce ahlak ve maneviyata dikkat edeceğiz. Sosyal medya da yayılan her habere inanmayacağız, bileceğiz ki bu mecra siyonizmin kanunları kuralları ile hareket etmektedir, çoluk çocuğumuza çizgi film mi izleteceğiz, islami çizgi filmler var gayet muntazam, bunları izletelim.
Sosyal medya arkadaşlarını sürekli kontrol altında tutalım, yazışmalarını kontrol altına alalım, bunları yaparken metazoru değil anlaşarak gönüllü bir şekilde yapalım ve zamanla sınırlandıralım.
En önemlisi geleceğimizi siyonizme yem etmeyelim, çocuklarımızla ilgilenelim.
Bugünün çocukları yarının gençleri ve idarecilerimizdir. Bu güzel toprakları emanet edeceğimiz yegane kişileri yarının büyük devlet adamı, iş Adamı olarak yetiştirip dinimize devletimize faydalı hale gelmesini sağlamak bizlerin elinde.
Yazıma burada son verirken hepinizi Allah'a (cc) emanet ediyorum. Bir sonraki yazımızda buluşmak temennisi ile.
Selâm ve dua ile.
Nesibe TÜKEL