TERZİ HALİL... O BENİM BABAM!
Küçük bir oda.
Biraz loş, diğer taraftan içeride sanki bir bez parçası yakmışlarda onun kokusu, hafif bir yanık kokusu var. Belki bir bez, belki bir telâ...
Bir kenarında Singer marka haki renkli dikiş makinası. Âdeta yıllara meydan okuyan cinsinden, sanki "ohooooo ben bu halimle daha kaç seneler deviririm" der gibi... Motoruda motor hani haaa...
Tıpkı Mustafa Sandal'ın şarkısındaki araba gibi "BASTIMI GAZA. GİDER Mİ GİDER" cinsinden.
Odanın diğer köşesinde ise bele kadar gelen bir masa, üzerinde döküm bir ütü. Eski püskü bir ütü, belli ki geçmişi ve gelecek olanları ütülemeye hazır. Dökümlülüğü gitmiş buna rağmen asra âdeta " beni bitiremezsin, bitiremiyeceksiniz" der gibi zamana kafa tutuyor. Rezisdansından çıkan koku birazda yeni ütü yapılmış pantolonun kumaş kokusu gibi, biraz kumaş, biraz ateş...
Yerlerde envai renkte küçük küçük ipler, belliki dikilen pantolon, ceket, gömleklerin temizliği yapılırken kesilmiş...
Makinaya eğilmiş biraz kamburu çıkmış genç dinamik en önemlisi de yakışıklı mı yakışıklı bir adam. Belliki özel olarak kesilmiş ve ustalık gerektiren bir işin üzerinde ciddi ciddi eğilmiş. Pantolonun iki kısmını birleştirip Singer marka motorlu makinası ile bütün ustalık ve hünerlerini gösteren bir adam. Ağzındaki sigaradan, sigaranında Birinci'sinden çıkan zehir gibi koku ve dumanı adeta gözlerini yakmış, sigaranın dumanı gözlerini yakmış olacak ki yumuk yumuk gözlerle etrafına bakınıyor ak saçlı adam; TERZİ HALİL...
Yaptığı işin hakkını layıkıyla veren. Sanki kendisi giyecekmiş gibi, iğneye geçirdiği siyah ipliği ile ceketin telasını dikmeye çalışan, arada bir de yanındaki kül tablasından aldığı dönemin en güzel, en kaliteli sigarası, malborosu olan birinci marka sigarasını derin derin çeken adam , TERZİ HALİL...
Doğruya doğru. Eğilmek bükülmek nedir bilmeyen. En son söyleyeceği sözü en başta söyleyen bir yürek, TERZİ HALİL...
-Abi acil 1.500 / 2.000 TL ye ihtiyaç var. Bunu bulamaz isek evde çok sıkıntılar olacak.
-Bu kadar para yanımda yok. İstersen bir eve gidelim mi haa?
Kimdir?
Nedir?
Nerden seni tanır?
Bilmeden, sormadan arkasına takıp eve getirir. Parayı takdim eder.
-Ne zaman ödersin ? diye sormak dahi aklına gelmez. Sorsa ne olacak ki, zira borç isteyen ne adamı tanıyor, ne de ismini biliyor. Dolandırıcı işini yapmış ve 2.000 Tl yi tereyağından kılı çeker gibi alıp kayıplara karışmıştı.
-"Benden çıktığına göre demek ki bir yerlerde eksik hatalı bir iş yapmışım. İnşaallah sadaka yerine geçer. Ne yapalım canımız sağolsun."
diyecek kadar cömert alicenap birisidir, TERZİ HALİL...
Ramazan ve kurban gelmeden tam tamına bir ay öncesinden erzak çantasının hazırlıkları başlar. Erzak torbasının içine neler konulacak ise tam tamına bir ay öncesinden listeler yapar sonrasında da "eksik varmış" denilir ve ilaveler yapar.
-Bunları daha çok ihtiyacı olanlara versek.
-Onlar benim ailem. Annem, kardeşlerim, ablam. Hepsi de benim elime bakıyorlar. Bayramda boş gidemem." diyecek kadar merhametli ve cömert biridir, TERZİ HALİL...
Bitmiş bir vücut...
Gözlerde can gitmiş...
Vücutta et namına birşey kalmamış...
Oysa hep bir umut, hep bir ümit içerisinde...
Dilde, Lailahe illahu ente....
Hakkınızı helal edin.
Bu yaşıma kadar kursağınıza bir lokma haram sokmadım.
Hep doğru oldum.
Hep doğrucu oldum.
Kızdım, kırdım.
Hepiniz hakkınızı helal edin.
Benden yana helal olsun.
Üzülmeyin!
Annemin, babamın, kardeşimin yanına gidiyorum.
Akşam olmuş.
Karanlık sadece mahallenin sokaklarında değil bizim eve üstelik yüreğimize bir karabasan gibi çökmüştü.
Her yer kapkaranlık.
Ruhumuz ve kalbimiz üzüntünün cenderesinde
Minareden yanık yanık okunan ezan
Allahu Ekber. Allahu Ekber.
Allahuuuuu Ekbeeeeeer.
Bir ses...
Bir nefes...
Eşhedü enlailaheillallah ve eşhedü...
Beraber okunan SON EZAN...
Şehadete kalkan bir parmak...
İnna lillah ve inna ileyhi raciun
İzmir ili...
Tire İlçesi...
Peşrevli köyü eşrafından
Abbas oğlu Halil ERTEKİN,
vefat etmiştir.
Cenazesi....
TERZİ HALİL... O BENİM BABAM!
Selâm ve dua ile
Bülent ERTEKİN