Dünya ticaretinde Türkiye’nin payı sadece % 0,9 düzeyindedir. Bu yüzden özellikle Amerika ve Çin arasında oluşan gerilimden pastada ki payımız oranında etkilenmemiz söz konusudur.   Bu savaşın dışında kalmak, etkilenmemek adına gerekli yapısal reformlarla kayıpları en aza indirmekte mümkündür. ABD ve Çin arasında yaşanan krizin kök nedeni tamamen teknolojidir. Yıllardır bütün dünyaya hükmeden ABD’nin küresel rekabette karşısına çıkan Çin’e karşı kompleksinin bir sonucudur bu savaşlar.  Burada ilginç olan bu güne kadar serbest piyasa ekonomisini savunan Amerika’nın içine kapanarak korumacı bir kimliğe bürünmesidir. Buna mukabil Çin gibi komünist bir yönetimin kapitalist sistemi benimsemiş olması da ilginçtir. Değişimin kaçınılmaz olarak zamanla herkesi dönüştüreceği hep söylense de bu kadarını kimse tahmin edememiştir.  Dünya Ticaret Örgütü diye uluslararası bir teşkilat bulunsa da yaşanan bu hukuksuzluğa karşı bir yaptırımı maalesef söz konusu değildir. Amerika’nın kural tanımaz tutum ve davranışları yüzünden soğuk savaş döneminin tekrar yaşanacak olması kuvvetle muhtemeldir.    Amerika bugüne kadar Rusya’nın da saf dışı kalması ile tek başına dünyaya hükmetmeye alışkın olduğu için Çin’in başkaldırışını hazmedemiyor. Bu yüzden ithal mallara ek gümrük vergileri ve Çin firmalarına ekonomik yaptırımlarla süreci baltalamaya çalışıyor. Artık ok yaydan çıkmıştır, ne yaparsa faydasız bir zamanların uyuyan devi Çin artık uyanmıştır. Çin, nüfus avantajını kullanarak daha fazla üretip, kendini daha da geliştirerek bütün dünyaya meydan okumaktadır. Birçok ülkenin umurunda olmasa da bu işten Amerika hiç de hoşnut değildir. Çin kötü örnek ve model oluşturarak başka ülkelerin de uyanmasına sebep olacaktır. Amerika’nın telaşı bu yüzdendir çünkü soyunduğu dünya jandarmalığı yerle yeksan olmak üzeredir. ABD ve Çin arasındaki gerilimin artması ile küresel piyasalardaki belirsizlik daha da artacağı için bu olumsuzluktan bütün ülkeler etkilenmiş olacaktır. Yatırım maliyetlerinin düşük olması hasebiyle Çin’e yatırım yapan firmalar da zor durumdadır. Trump’ın tehdidi ile ABD’li küresel yatırımcıların Çin’den çıkması durumunda birçok ürünün fiyatı da artmış olacaktır.  Sonuç olarak; ABD bir ulus devlet olmağı için bir arada sonsuza kadar yaşamaları söz konusu değildir. Menfaat ve çıkar ilişkileri bozulduğunda her eyalet kendi yoluna devam edecektir. Belki bir süre daha tek başına dünyaya hükmedecek olan Amerika sonun başlangıcına gelmiş bulunmaktadır. Çin biraz daha yüklendiğinde ABD duvarından ilk tuğlayı sökmesi an meselesidir. Gerisi malum çorap söküğü gibi gelecektir. Esenlik dileklerimle, Erol Aydın