Ravza Zeybek
Köşe Yazarı
Ravza Zeybek
 

YAKLAŞAN TEHLİKENİN FARKINA VAR!

                                      En güzel sözlerin sahibinin adıyla…Allah’ın adıyla…   Üç yıldır kapsamlı bir şekilde erkek ve kadın ilişkilerini, aile ve sorunları üzerine araştırmalar yapmış biri olarak söyleyebilirim ki; küresel güçler tüm dünyada özellikle Türkiye başta olmak üzere tüm İslam ülkelerinde aileyi yok etmek ve erkek-kadın gibi kavramları yok etmek için düğmeye basmış durumdalar.   İngiliz profesör Jeff  Hearn bir konuşmasında’ Erkeklikle mücadele edilmesi gerektiğini’ itiraf ediyor! İstanbul ve İzmir’de bazı üniversitelerde ‘Cinsiyetsizlik’ üzerine araştırma  ve saha çalışması yapıyor. Yaklaşık on beş yıldan beri sapkınlıkları normalleştiren American  sinema şirketleri şimdilerde aleni bir şekilde eşcinselliği normalleştirmiştir. Ne yazık ki   internetten yayın yapan bir Türk yapımı bir dizi de aynı sapkınlıkları aleni bir şekilde izleyicilerine sunmaya başlamış durumdadır.   Yapılmak istenen bozulmamış toplumların genetiği ile onları en zayıf noktalından vurup ağızlarına bir kaşık bal sürüp, vücutlarında ki tüm kanı emen vampirler gibi hayatın her alanında onları oyalayacak, gerçek gündemlerini örtbas edecekler ve  bir ahtapot gibi tüm benliğimizi  sarmış olacaklar. Kime? Neye? Nasıl güveneceğimizi bilemez olmuşuz! Dünyalık istekler ve biraz daha konfor adına iman, ahiret, inanç  ne varsa hafife alır bir duruma gelmişiz. Dünya her geçen gün küçülmekte insanları neler mutlu eder, neler ayağa kalkar, neyi azaltırsanız isyan ederler artık tüm toplumların sinir uçları ve zaafları bu küresel insan denetçileri tarafından bilinmekte. Bizler daha çok konfor ferahlık adına unuttuğumuz manevi duyguları  kaybetmeye  başladık. Dünyaya  daldık, dünyalaştık…    Allah ’sene sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız?’ diye soracak.(Mümin23/112)     Onlar ‘Ya bir gün ya da günün bir kısmı kaldık; onu hesaplayanlara sorabilirsin’ diyecekler.(Mümin23/113)   Allah şöyle diyecektir, ’Pek az kaldınız, keşke bunu o zaman bilseydiniz’(Mümin23/114)   Bu kadar bir dünya hayatı için önceliklerimizi unutursak  nelerle imtihan olacağımız açıktır. Çünkü insan bin yıl öncede aynıydı bin yıl sonrada aynı olacak. Dünyada bizim  medeniyetimiz ilim, irfan ve güzellikleri gelecek kuşaklara bırakmayı hedeflerken, tarih sahnesinden zevk ve sefaya dalıp silinen toplumlara da vardır…    Çocuklarımıza bizler  nasıl bir dünyayı miras bırakacağız? Küresel baronlar,  özellikle Müslümanların  ahlâk yapısını bozmaya yönelik birçok oyunu sahaya  sürmüş ve bu tuzağa gençlerimiz yavaş yavaş düşer olmuş. Bunun panzehiri ‘Aile’ ve’ Ailenin korunmasıdır.’   Gençlerin evlenme yaşlarını maddi sebeplere bağlayarak, aile büyüklerinin de yaşam şartlarını bahane edip gençlerin evliliklerini geciktirmeleri onları içgüdüsel zayıflığa düşürmektedir. Yirmi yıla yakındır, evliliği  itibarsızlaştırma ve aile birlikteliğini bir yük ve külfet olarak gösterme çabaları insanlarda, boşanma ve evlenmeyerek  meyvelerini vermeye başlamış durumdadır.   Bizlere bir şey olmaz demeyin. Sekiz yüzyıl Endülüs’te bir İslam medeniyeti yerle bir oldu. Altı yüzyıl hüküm süren, Osmanlı Medeniyeti yıkıldı. Küllerinden yeniden uyanmaya başlayan milletimizin geleceğini düşünmeli bu sorumluluk bilinciyle hareket etmek zorundayız. Gelen tehlikeler için önlem almamız şarttır. Zararın neresinden dönülürse kârdır.   Cübeyr b. Nüfeyr  anlatıyor:’Hicri 28 yılında Kıbrıs’ı Müslümanlar ilk  fethettiğinde bu fethin sevincini yaşarken, Ebu Derda bir sokak arasında hıçkıra hıçkıra ağlarken buldum. Sakinleşince niye ağladığını sordum. Dedi ki,’ Allah Rasulü’nün  vefatından sonra insanların nasıl hızla bozulduğunu gördüm. Bugün bu adaya İslam’ın şerefli sancağını diktik. Fakat bu gidişle bu sancak burada ne kadar dalgalanacak kuşkuluyum… Onun için ağlıyorum’ diyor.   Ümit varım… Ümidimi hiç yitirmek istemiyorum ama elini taşın altına koyan dava insanları ümmetin derdini dert bilen Müslüman bulmak zorlaştı. Olanlarımızı da,  değersizleştirmeye çalışıyorlar. Tekrar edelim bizi biz yapan değerlere, inanca, aileye, örfe, geleneğe yani özümüze dönmemiz lazım.                                                                                                    Ravza Zeybek
Ekleme Tarihi: 21 Eylül 2019 - Cumartesi

YAKLAŞAN TEHLİKENİN FARKINA VAR!

                                    
 En güzel sözlerin sahibinin adıyla…Allah’ın adıyla…
  Üç yıldır kapsamlı bir şekilde erkek ve kadın ilişkilerini, aile ve sorunları üzerine araştırmalar yapmış biri olarak söyleyebilirim ki; küresel güçler tüm dünyada özellikle Türkiye başta olmak üzere tüm İslam ülkelerinde aileyi yok etmek ve erkek-kadın gibi kavramları yok etmek için düğmeye basmış durumdalar.
  İngiliz profesör Jeff  Hearn bir konuşmasında’ Erkeklikle mücadele edilmesi gerektiğini’ itiraf ediyor! İstanbul ve İzmir’de bazı üniversitelerde ‘Cinsiyetsizlik’ üzerine araştırma  ve saha çalışması yapıyor. Yaklaşık on beş yıldan beri sapkınlıkları normalleştiren American  sinema şirketleri şimdilerde aleni bir şekilde eşcinselliği normalleştirmiştir. Ne yazık ki   internetten yayın yapan bir Türk yapımı bir dizi de aynı sapkınlıkları aleni bir şekilde izleyicilerine sunmaya başlamış durumdadır.
  Yapılmak istenen bozulmamış toplumların genetiği ile onları en zayıf noktalından vurup ağızlarına bir kaşık bal sürüp, vücutlarında ki tüm kanı emen vampirler gibi hayatın her alanında onları oyalayacak, gerçek gündemlerini örtbas edecekler ve  bir ahtapot gibi tüm benliğimizi  sarmış olacaklar. Kime? Neye? Nasıl güveneceğimizi bilemez olmuşuz! Dünyalık istekler ve biraz daha konfor adına iman, ahiret, inanç  ne varsa hafife alır bir duruma gelmişiz. Dünya her geçen gün küçülmekte insanları neler mutlu eder, neler ayağa kalkar, neyi azaltırsanız isyan ederler artık tüm toplumların sinir uçları ve zaafları bu küresel insan denetçileri tarafından bilinmekte. Bizler daha çok konfor ferahlık adına unuttuğumuz manevi duyguları  kaybetmeye  başladık. Dünyaya  daldık, dünyalaştık…
   Allah ’sene sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız?’ diye soracak.(Mümin23/112)  
  Onlar ‘Ya bir gün ya da günün bir kısmı kaldık; onu hesaplayanlara sorabilirsin’ diyecekler.(Mümin23/113)
  Allah şöyle diyecektir, ’Pek az kaldınız, keşke bunu o zaman bilseydiniz’(Mümin23/114)   Bu kadar bir dünya hayatı için önceliklerimizi unutursak  nelerle imtihan olacağımız açıktır. Çünkü insan bin yıl öncede aynıydı bin yıl sonrada aynı olacak. Dünyada bizim  medeniyetimiz ilim, irfan ve güzellikleri gelecek kuşaklara bırakmayı hedeflerken, tarih sahnesinden zevk ve sefaya dalıp silinen toplumlara da vardır…
   Çocuklarımıza bizler  nasıl bir dünyayı miras bırakacağız? Küresel baronlar,  özellikle Müslümanların  ahlâk yapısını bozmaya yönelik birçok oyunu sahaya  sürmüş ve bu tuzağa gençlerimiz yavaş yavaş düşer olmuş. Bunun panzehiri ‘Aile’ ve’ Ailenin korunmasıdır.’
  Gençlerin evlenme yaşlarını maddi sebeplere bağlayarak, aile büyüklerinin de yaşam şartlarını bahane edip gençlerin evliliklerini geciktirmeleri onları içgüdüsel zayıflığa düşürmektedir. Yirmi yıla yakındır, evliliği  itibarsızlaştırma ve aile birlikteliğini bir yük ve külfet olarak gösterme çabaları insanlarda, boşanma ve evlenmeyerek  meyvelerini vermeye başlamış durumdadır.
  Bizlere bir şey olmaz demeyin. Sekiz yüzyıl Endülüs’te bir İslam medeniyeti yerle bir oldu. Altı yüzyıl hüküm süren, Osmanlı Medeniyeti yıkıldı. Küllerinden yeniden uyanmaya başlayan milletimizin geleceğini düşünmeli bu sorumluluk bilinciyle hareket etmek zorundayız. Gelen tehlikeler için önlem almamız şarttır. Zararın neresinden dönülürse kârdır.
  Cübeyr b. Nüfeyr  anlatıyor:’Hicri 28 yılında Kıbrıs’ı Müslümanlar ilk  fethettiğinde bu fethin sevincini yaşarken, Ebu Derda bir sokak arasında hıçkıra hıçkıra ağlarken buldum. Sakinleşince niye ağladığını sordum. Dedi ki,’ Allah Rasulü’nün  vefatından sonra insanların nasıl hızla bozulduğunu gördüm. Bugün bu adaya İslam’ın şerefli sancağını diktik. Fakat bu gidişle bu sancak burada ne kadar dalgalanacak kuşkuluyum… Onun için ağlıyorum’ diyor.
  Ümit varım… Ümidimi hiç yitirmek istemiyorum ama elini taşın altına koyan dava insanları ümmetin derdini dert bilen Müslüman bulmak zorlaştı. Olanlarımızı da,  değersizleştirmeye çalışıyorlar. Tekrar edelim bizi biz yapan değerlere, inanca, aileye, örfe, geleneğe yani özümüze dönmemiz lazım. 
                                                                                                  Ravza Zeybek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.