Şiddet...
Şiddet...
Şiddet...
İliğimize., kemiğimize işlemiş bir davranış olsada aslında eksik bir ifade.
Buna DAVRANIŞ BOZUKLUĞU desek herhalde daha uygun bir ifade kullanmış olacağız. Biraz heyecandan, biraz gazdan, biraz da ve en önemlisi EĞİTİMSİZLİĞİMİZDEN veya CAHİLLİĞİMİZDEN olsa gerek.
Hemen vuruyor, kırıyor, parçalıyoruz, öyle değilmi?
Neden kanunlarla, adaletle iş görmüyoruz yâda göremiyoruz.
Neden hakkı, hukuku, adaleti mahkemelerde aramayız.
Cevap veriyorum!!!
Hocam...
Polis yakalıyor hakimler ve savcılar bırakıyor. Adam hırsızlık yapıyor, aynı gün çıkıyor
karısını öldürüyor. Ölen öldüğü ile kalıyor cani/ler ise 5/10 yıl arasında ceza yiyiyor ve elini kolunu sallaya sallaya , polise, güvenlik birimlerine, kameralara âdeta gülücükler ve öpücükler atarak çıkıııııııp gidiyor.
Alkollü araç kullanan geri zekalı birisi genç bir canı katlediyor. Sonrası.... 3 ay yatıp çıkıyor .
Şimdi böyle bir adalet, adalet mi hocam?
Elbette değil!!!
İşte o zaman vatandaş kendi mahkemesini kuruyor; hakim de o, savcıda o... Kısa yoldan cezasını kesip en kısa yıldan mührü vuruyor. ÖLÜM.
Doğru bir yaklaşım yada bir bakış açısı gibi görenler olsada asla ve asla hiçbir şekilde ucundan kenarından tutulacak bir düşünce ve davranış değil. Zira herkes kendi mahkemesini kurar ve kalemi kırar ise mahalle aralarında ceset, boş arazilerde vahşetin en alâ resimlerini görürsünüz. Bir de bakmışsınız
"OLAY...
OLAY...
Tecavüzcü Coşkun(!) boş bir arazide ..... kesilmiş, gözleri oyulmuş, yağlı kazığa oturtulmuş bir şekilde bulundu" şeklinde gazetelerin 3. sayfalarında bu ve benzeri fantasik haberleri okumamak içten bile değil.
Dün haberleri seyrederken İçişleri Bakanımız sayın Süleyman SOYLU'nun heyecan ve ADRENALİN dolu konuşmasını dinledim.
MEB Şura Salonu'nda düzenlenen Genel Güvenlik ve Uyuşturucu ile Mücadele Toplantısı’nın açılış konuşmasını yapan sayin bakanımız Soylu, "81 ilimizde 7 kez okul çevrelerinde huzur uygulamaları yaptık. Okulun çevresinde bir uyuşturucu satıcısını gördüğümüz zaman beni ne kadar kınarlarsa kınasınlar, ne kadar eleştirirlerse eleştirsinler o uyuşturucu satıcısının ayağını kırmaya polis görevlidir" dedi.
(03 Ocak 2018 İha)
NE OLUYOR?
NEREYE GİDİYORUZ?
BU İŞ BÖYLE OLURSA SONU NE NEREYE GİDER?
diye kendi kendime sordum.
"Yok yahu;
söylememiştir,
söylemez..
Söylememeli... şeklinde de kendi kendime konuşmadım da değil hani.
Aslına bakarsanız Sayın Bakanın ifadelerini ruhuma SEN NE DÜŞÜNÜYORSUN BAKALIM " diye sorduğumda aynı şeyleri söylediğini gördüm.
İçimden adeta
YAŞAAAAA!!!!!
VAROOOOOL!!!!
HELAL OLSUUUUN!!!
dediğimi duydum.
Lâkin.....
İşin ayağı böyle değil, böylede olmamalı.
Sayın bakanımız büyük bir stres ve heyecanla adeta 7/24 bir tempo ile çalışıyor. Bu tempo içerisinde gayri ihtiyari (bizler gibi oda insan)yıpranır, gerilebilir, üzülebilir. Lâkin bu şekildeki ifadeler her zaman ağzımızda peselenk olmuş
TÜRKİYE DEMOKRATİK .....
bir ülke ifadeleri ile örtüşmeli.
Aksi bir durum da toplumsal facialara neden olabilir.
Yapılacak her türlü kanunsuz işlemleri önlemek için önlemler de; kanun ve onun maddeleri çerçevesinde olmalı.
Dağlarda, bayırlarda, şehirlerde polisimize mehmetçiğimize her türlü silahlı/silahsız saldırı yapan teröristleri nasıl alıyor ve adalete teslim ediyor/lar isek aynısını bütün failler suçlular içinde yapmalıyız.
Ağzını kırmak...
burnunu dağıtmak...
ayaklarını kırmak...
Gözünü patlatmak...
ve daha bir sürü fantazi hareketleri YAPAMAYIZ!!!! Yaparsanız veya yapanlara kol kanat gerer isek bunun bedelini toplum olarak büyük sıkıntılar ile ödemek zorunda kalırız.
Sonunda tilkinin misali işi gene
ADALETLE...
KANUNLARLA...
YASALARLA...
GEREKLİ CEZALAR ile ödemek zorunda kalırız.
Zira,bu ülkenin daha fazla
KAN KAYBINA,
ZAMAN KAYBINA,
İNSAN KAYBINA,
ÜLKEYE OLAN GÜVEN KAYBINA ne zamanı ne de enerjisi yetmeyebilir.
Evet vatandaş Bülent olarak diyorum ki, bizler ne bacak kıralım, ne de kol kıralım. Aksi taktirde yollarda, kaldırımlarda, caddelerde, apartman koridorlarında,
RAMBOLAR
CANONLAR
BATMENLER
ÖRÜMCEK ADAMLAR
hiç mi hiç eksik olmaz.
Gelin şu kanunları tekrar bir gözden geçirelim. Yapanlara öyle bir ceza/lar verelim ki; sonrasında geriden gelenlerin önü kapansın, caydırıcı olsun, korkutucu olsun vs vs...
Yapan bilsin ki; yaparsa
HAYATI BİTECEK.
Evet, dilek ve temennimiz odur ki
GÜÇLÜNÜN HAKLI
değil
HAKLININ GÜÇLÜ OLDUĞU
bir ülke olalım.
Selâm ve dua ile
Bülent ERTEKİN
Anasayfa
Yazarlar
Bülent Ertekin
Yazı Detayı
Bu yazı 1897+ kez okundu.
BACAK KIRACAĞIMIZA KANUNLARI TEKRAR GÖZDEN GEÇİRSEK NASIL OLUR?
Şiddet...
Şiddet...
Şiddet...
İliğimize., kemiğimize işlemiş bir davranış olsada aslında eksik bir ifade.
Buna DAVRANIŞ BOZUKLUĞU desek herhalde daha uygun bir ifade kullanmış olacağız. Biraz heyecandan, biraz gazdan, biraz da ve en önemlisi EĞİTİMSİZLİĞİMİZDEN veya CAHİLLİĞİMİZDEN olsa gerek.
Hemen vuruyor, kırıyor, parçalıyoruz, öyle değilmi?
Neden kanunlarla, adaletle iş görmüyoruz yâda göremiyoruz.
Neden hakkı, hukuku, adaleti mahkemelerde aramayız.
Cevap veriyorum!!!
Hocam...
Polis yakalıyor hakimler ve savcılar bırakıyor. Adam hırsızlık yapıyor, aynı gün çıkıyor
karısını öldürüyor. Ölen öldüğü ile kalıyor cani/ler ise 5/10 yıl arasında ceza yiyiyor ve elini kolunu sallaya sallaya , polise, güvenlik birimlerine, kameralara âdeta gülücükler ve öpücükler atarak çıkıııııııp gidiyor.
Alkollü araç kullanan geri zekalı birisi genç bir canı katlediyor. Sonrası.... 3 ay yatıp çıkıyor .
Şimdi böyle bir adalet, adalet mi hocam?
Elbette değil!!!
İşte o zaman vatandaş kendi mahkemesini kuruyor; hakim de o, savcıda o... Kısa yoldan cezasını kesip en kısa yıldan mührü vuruyor. ÖLÜM.
Doğru bir yaklaşım yada bir bakış açısı gibi görenler olsada asla ve asla hiçbir şekilde ucundan kenarından tutulacak bir düşünce ve davranış değil. Zira herkes kendi mahkemesini kurar ve kalemi kırar ise mahalle aralarında ceset, boş arazilerde vahşetin en alâ resimlerini görürsünüz. Bir de bakmışsınız
"OLAY...
OLAY...
Tecavüzcü Coşkun(!) boş bir arazide ..... kesilmiş, gözleri oyulmuş, yağlı kazığa oturtulmuş bir şekilde bulundu" şeklinde gazetelerin 3. sayfalarında bu ve benzeri fantasik haberleri okumamak içten bile değil.
Dün haberleri seyrederken İçişleri Bakanımız sayın Süleyman SOYLU'nun heyecan ve ADRENALİN dolu konuşmasını dinledim.
MEB Şura Salonu'nda düzenlenen Genel Güvenlik ve Uyuşturucu ile Mücadele Toplantısı’nın açılış konuşmasını yapan sayin bakanımız Soylu, "81 ilimizde 7 kez okul çevrelerinde huzur uygulamaları yaptık. Okulun çevresinde bir uyuşturucu satıcısını gördüğümüz zaman beni ne kadar kınarlarsa kınasınlar, ne kadar eleştirirlerse eleştirsinler o uyuşturucu satıcısının ayağını kırmaya polis görevlidir" dedi.
(03 Ocak 2018 İha)
NE OLUYOR?
NEREYE GİDİYORUZ?
BU İŞ BÖYLE OLURSA SONU NE NEREYE GİDER?
diye kendi kendime sordum.
"Yok yahu;
söylememiştir,
söylemez..
Söylememeli... şeklinde de kendi kendime konuşmadım da değil hani.
Aslına bakarsanız Sayın Bakanın ifadelerini ruhuma SEN NE DÜŞÜNÜYORSUN BAKALIM " diye sorduğumda aynı şeyleri söylediğini gördüm.
İçimden adeta
YAŞAAAAA!!!!!
VAROOOOOL!!!!
HELAL OLSUUUUN!!!
dediğimi duydum.
Lâkin.....
İşin ayağı böyle değil, böylede olmamalı.
Sayın bakanımız büyük bir stres ve heyecanla adeta 7/24 bir tempo ile çalışıyor. Bu tempo içerisinde gayri ihtiyari (bizler gibi oda insan)yıpranır, gerilebilir, üzülebilir. Lâkin bu şekildeki ifadeler her zaman ağzımızda peselenk olmuş
TÜRKİYE DEMOKRATİK .....
bir ülke ifadeleri ile örtüşmeli.
Aksi bir durum da toplumsal facialara neden olabilir.
Yapılacak her türlü kanunsuz işlemleri önlemek için önlemler de; kanun ve onun maddeleri çerçevesinde olmalı.
Dağlarda, bayırlarda, şehirlerde polisimize mehmetçiğimize her türlü silahlı/silahsız saldırı yapan teröristleri nasıl alıyor ve adalete teslim ediyor/lar isek aynısını bütün failler suçlular içinde yapmalıyız.
Ağzını kırmak...
burnunu dağıtmak...
ayaklarını kırmak...
Gözünü patlatmak...
ve daha bir sürü fantazi hareketleri YAPAMAYIZ!!!! Yaparsanız veya yapanlara kol kanat gerer isek bunun bedelini toplum olarak büyük sıkıntılar ile ödemek zorunda kalırız.
Sonunda tilkinin misali işi gene
ADALETLE...
KANUNLARLA...
YASALARLA...
GEREKLİ CEZALAR ile ödemek zorunda kalırız.
Zira,bu ülkenin daha fazla
KAN KAYBINA,
ZAMAN KAYBINA,
İNSAN KAYBINA,
ÜLKEYE OLAN GÜVEN KAYBINA ne zamanı ne de enerjisi yetmeyebilir.
Evet vatandaş Bülent olarak diyorum ki, bizler ne bacak kıralım, ne de kol kıralım. Aksi taktirde yollarda, kaldırımlarda, caddelerde, apartman koridorlarında,
RAMBOLAR
CANONLAR
BATMENLER
ÖRÜMCEK ADAMLAR
hiç mi hiç eksik olmaz.
Gelin şu kanunları tekrar bir gözden geçirelim. Yapanlara öyle bir ceza/lar verelim ki; sonrasında geriden gelenlerin önü kapansın, caydırıcı olsun, korkutucu olsun vs vs...
Yapan bilsin ki; yaparsa
HAYATI BİTECEK.
Evet, dilek ve temennimiz odur ki
GÜÇLÜNÜN HAKLI
değil
HAKLININ GÜÇLÜ OLDUĞU
bir ülke olalım.
Selâm ve dua ile
Bülent ERTEKİN
Ekleme
Tarihi: 06 Ocak 2018 - Cumartesi
BACAK KIRACAĞIMIZA KANUNLARI TEKRAR GÖZDEN GEÇİRSEK NASIL OLUR?
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.