GÖRMEYİ O KADAR ÇOK ÖZLEDİM Kİ! SİZİNKİLER SAĞLAM ÖYLE DEĞİL Mİ?
-Ağlıyor musun???
-Evet.
-Neden?
-Hasta yatağında bir kolunun kesilmesini bekleyen hastanın durumu beni...
-Ne var ki bu sahnede?
-Senin gördüğün resim, oysa ben gerçeğini görüyor ve yaşıyorum.
-Nasıl?
-Ameliyat masasında bekleyen biri olarak o sahnede senin izlediğin adam, benimse gördüğüm kendim. Işte sizin gördüğünüz resim benim yaşadığım idi.
.........
Adamın biri güneşli bir gün, ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezinirken yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa :
- “Buraların yabancısıyım. Parkın hemen yanı başındaki fırını arıyorum, çok yakın olduğunu söylediler. Yerini biliyor musun?”
Çocuk arabanın penceresini iyice açtıktan sonra :
-“Ben de buraya ilk defa geliyorum” demiş.
-“Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde!” diye ilâve etmiş.
Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuş.
Çocuk:
-“Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz?” diye gülümsemiş.
-“Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten.”
- “İyi ama!” demiş adam; “Bunların parktan değil de, tek bir ağaçtan gelmediğini nereden biliyorsun?”
Çocuk;
-“Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez” diye cevaplamış. -“Üstelik, manolyalar da katılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu da duyacaksınız.”
Adam gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra, teşekkür etmek için döndüğünde çocuğun kör olduğunu fark etmiş.
Çocuk ise, adamın konuşurken bir anda susmasından, kendisini fark ettiğini anlamış...
Çocuk, ışığa hasret gözlerini ondan saklamaya çalışırken;
-“Üç yıl önce bir kaza geçirmiştim” demiş, “Görmeyi o kadar çok özledim ki! Sizinkiler sağlam öyle değil mi?”
Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönelirken:
-“Artık emin değilim” demiş.
-“Emin olduğum tek şey, senin benden iyi gördüğündür.”*
SONUÇ:
Yaşamımızda ;
-Gösterdim!
“Gördü” anlamına gelmez!
-Söyledim!
“Duydu” anlamına gelmez!
-Duydu!
“Doğru anladı” anlamına gelmez!
-Ne mutlu akıl gözü ile gönül gözünü birleştirip, farkında olanlara...
Tıpkı hikayede anlatıldığı gibi.
O yüzden de, sizin gördüğünüz resim benim yaşadığım idil demiştim.
Selam ve dua ile.
Bülent ERTEKİN
*Nikos Kazancakis