Gurur... Kibir... Şöhret.. Riyâ... Geçmişten günümüze, Hz Adem'den kıyamete kadar insanoğlunun en büyük düşmanları. Kontrol ettiniz ettiniz olaki zaptı rapt altına alamadınız, ipiniz; gurur, şöhret, riyâ, kibrin elinde oyuncak olur. Bununla da kalmaz bir müddet sonra insanlık onurunuz da ayaklar altına düşer.  İşte o zaman,Vay ki vay... "Ey şan ve şerefi, nam ve şöhreti isteyen adam! Gel, o dersi benden al. Şöhret ayn-ı riyâdır ve kalbi öldüren zehirli bir baldır. Ve insanı insanlara abd ve köle yapar. O bela ve musibete düşersen اِنَّا لِلّهِ وَاِنَّا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ de, o belâdan kurtul."  der. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri  ............ Bir komutan Üstelik Başkomutan Halid Bin Velid;   Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) onun hakkında "Hâlid Allah'ın Kılıcıdır" buyurmuştur. Yine Hâlid hakkında: "Hâlid bin Velid'e gelince, o her şeyini sizin için vermiştir, nesi var nesi yok harplerde Allah yolunda sarfetmiştir." demiştir. (Ebû Dâvûd, Sünen, I, 163).                    Allah’ın Kılıcı lakabını almış, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük komutanlarından biri ve zaferleri devam ediyor iken dönemin halifesi Hz. Ömer tarafından başkomutanlık görevinden alınıyor. Neden? Niçin? Dikkat buyurun: Allah’ın Kılıcı lakabını almış, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük komutanlarından biri iken. Düşünün, hayal gucünüzu kullanın ve bu şablonu bugün uygun gördüğünüz birileri için önce de kendiniz için yerleştirin.  Müminlerin emiri Emir-el Mümin, İslâm halifesi Hz Ömer; "İnsanlar onu gözlerinde o kadar büyüttüler ki Allah’ı bırakıp başarıyı onun elde ettiğine inanacaklarından korktum." der. Ve yine Hz. Ömer diyor ki; Onun elde ettiği başarıların, sadece onun cesaret ve kahramanlığından kaynaklanmadığını bu başarıları ona Allah’ın (c.c) nasip ettiğini, Allah’tan (c.c) geldiğini, komutanla alakasının Allah’ın (c.c) dilemesiyle olduğunu, bütün insanların bilmeleri ve görmeleri gerektiği için böyle hareket ettim... Çünkü o günlerde insanlar 'Eğer Halid Bin Velid varsa savaşı kesin kazanırız, o yoksa kaybederiz' diye düşünmeye başlamışlardı. Hz. Ömer, Halid Bin Velid’e de diyor ki; İnsanlar kazanılan savaşları elde edilen zaferleri senden bilip, senin sayende olduğunu sanmaktalar. Korkarım ki bu onları şirk haline sokabilir, Olur ki sen de bu zaferleri ben kazanıyorum sanarak, kibre kapılabilir, bu zaferlerin Allah’tan geldiğini unutarak şirk haline düşebilirsin. Senin için de toplum için de hayırlı olan senin bu görevden alınmandır. Alınan bu karara "Başım gözüm üstüne "diyen bir başkomutan ve tekrar ESKİ GÖREVİNİZE TEKRAR BUYRUN!!! denilinceye kadar, bir başkomutan olarak değil, bir NEFER olarak  vatanına,  milletinize,  dinine,  HİZMETTE KUSUR ETMEYEN  MÜTEVAZİ KOMUTAN, HÂLİD BİN VELİD ..... BAŞARI... YENİ ZAFERLER... YENİ KAZANIMLAR... YENİ KAZANÇLAR... İnsanların başarılarının altında kendi zekâları, cesaretleri, dehalarının payı olabilir ama gerçek odur ki bizler olanları kişilere mal ederek; o yaptı, o etti, o olmasaydı bu işler olmazdı, onun sayesinde bu ülke bu halde diyorsak, bizler Allah’ın dilemesini bir kenara koyarak “şirk batağına” batıyor olabiliriz. Başka bir açıdan baktığımızda ise; komutan,  yönetici, lider ve benzeri pozisyonda olanlar da gerçekleşen hizmetleri kendilerine mal ederek  her şeyi  BEN YAPTIM,  BEN ETTİM,  BEN OLMASAYDIM SİZLER UÇURUMDAYDINIZ, BİZLER SİZİ AYAĞA KALDIRDIK,  diyerek toplumun önüne çıkıyorlarsa onlar da Allah’ın iznini ve nasibini unuttukları veya dile getirmedikleri için şirk batağına batıyor olabilirler. Üstelik Allah zamanla bu kişilerin hayırlı hizmetlerde bulunmalarına da mani olabilir. NEREDE!!! HANGİ YERDE !!! HANGİ MAKAMDA!!! HANGİ RÜTBEDE OLURSANIZ OLUN!!! ŞÖHRET... GURUR... KİBİR... ENANİYET... RİYÂ... Kapılarını kapatın. Kısaca SİZ OLUN... MÜTEVAZİ OLUN... ÂLİ CENÂP OLUN... GÖNÜLLERİN KULU VE SULTANI OLUN. Selam ve dua ile  Bülent ERTEKİN