BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ 2
Çocuk Yaştaki Performansı
Bediüzzaman Hazretlerinin çoçuk denecek yaşta ilmi seviyesi ve zamanın âlimleri ile karşılaşmasında ortaya koyduğu performans, onların da değer vermelerine ve beğenmelerine sebep olmuş ve hatta kendinden yaşça büyük olanlar ondan ders almaya başlamışlar.
Büyük biraderi Molla Abdullah nahiyeleri İsparit Ocağı, Tağ köyünde Molla Mehmed Emin Efendi’nin medresesinededir. Bediüzzaman kardeşinin edindiği ilimden ne derece feyiz aldığını anlamak için buraya gelmiştir.
Molla Abdullah’la görüşmesinde aralarında şöyle bir konuşma meydana gelir.
“Molla Abdullah Bediüzzaman’a: Sizden sonra ben Şerh-i Şemsî kitabını bitirdim, siz ne okuyorsunuz?
Bedîüzzaman: Ben seksen kitap okudum.
Molla Abdullah: Ne demek?
Bedîüzzaman: İkmal-i nüsah ettim (tamamladım) ve sıranıza dâhil olmayan birçok kitapları da okudum.
Molla Abdullah: Öyle ise seni imtihan edeyim.
Bedîüzzaman: Hazırım, ne sorarsanız sorunuz!
Molla Abdullah, biraderini imtihan eder. Kifayet-i ilmiyesini takdir ile sekiz ay evvel talebesi bulunan Molla Said'i kendisine üstad kabul etti ve talebelerinden gizli olarak küçük biraderinden ders almaya başladı. Ve bi't-tabi, daha evvel okuttuğu kardeşini kendisine üstad yaptığını sezdirmiyordu. Nihayet talebeler, Molla Abdullah'ın Molla Said nezdinde ders okuduğunu kapıdan, anahtar deliğinden gizlice görünce taaccüb ederek sormuşlarsa da Molla Abdullah cevaben: "Nazar değmemek için ben ona ders veriyorum." demiş ve talebelerini aldatmıştı.
Molla Abdullah'ın yanında bir müddet kaldıktan sonra Siirt'e gelir. Orada bulunan Molla Fethullah Efendi'nin medresesine gider. Molla Fethullah, Molla Said'e:
— Geçen sene Süyûtî okuyordunuz, bu sene Molla Câmî'yi mi okuyorsunuz?
Bedîüzzaman: Evet, Câmî'yi bitirdim.
Molla Fethullah hangi kitabı sordu ise "Bitirdim." cevabını alınca tahayyürde kaldı. Bu kadar kitabı bitirdiğini hem de az zamanda bitirdiğini aklına sığıştıramadı, taaccüb etti ve dedi:
— Geçen sene deli idin, bu senede mi delisin?” (1/36)
Kendisine çocuk muamelesi yapmaları veya âmirane söylenen küçük bir söze dahi tahammül edememesi; medreseden ayrılmasına sebep olmuş ve tekrar Nurs’a dönmüştür. Monotonluk onun fıtratına ters olup, yormaktadır. Bir müddet sonra Pirmis karyesine, sonra Hizan Şeyhi'nin yaylasına gitmiştir.
Bedîüzzaman, kendi açısından çok önemli bir ilmi kariyer peşindedir. Onun için hem okuma ve hem de araştırma için nerede, tekke ve medrese varsa orayı ziyaret etmektedir. O zamanlar da âlimlerin bir çoğu Bitlis’te bulunmaktadır. Bedîüzzaman onların hepsini ziyaret etmiş, oradan ilmi bir kazanımlarını zaten elde etmiştir. Ancak Van’da tanınmış çok âlim bulunmadığını bildiği için oraya gitmeyi programına almıştır. Van’a giderek uzun zaman ikamet etmeye başlamıştır.
“Bitlis'te bir çok ulemâ bulunup Van'da öyle ma'ruf bir âlim bulunmadığından Van'a gitti. Orada ikamet ve onbeş sene tedris ve aşâir içinde irşad ve seyahetle imrar-ı hayat eyledi (hayatını geçirdi)."(2/687)
3.6.2019
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu