Zaman zaman, adı gibi her zaman değil zaman zaman bu köşeden ve bu portaldan okuduğum ve bitirdiğim kitapların; özeliklede beni tesir altında bırakanları sizinle paylaşmıştım.
Bugün de o kitaplardan bir tanesinde özellikle HAKİKAT ÇEKİRDEKLERİ kısmında geçen önemli paragrafları paylaşmak istiyorum.
Eser; Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin 130 parçadan teşekkül eden MEKTUBAT adlı eserinde geçiyor.
İstifade edilmesi kanati ile. Hayırlı cumalar.
Cuma Bayramınız mübarek olsun.
........
Otuz beş sene evvel tabedilen “Hakikat Çekirdekleri” namındaki risaleden vecizelerdir.
1- Marîz bir asrın, hasta bir unsurun, alîl bir uzvun reçetesi; ittiba-ı Kur’an’dır.
2- Azametli bahtsız bir kıtanın, şanlı tâli’siz bir devletin, değerli sahipsiz bir kavmin reçetesi; ittihad-ı İslâm’dır.
3- Haşirde bütün zevi’l-ervahın ihyası, mevt-âlûd bir nevm ile kışta uyuşmuş bir sineğin baharda ihya ve inşasından kudrete daha ağır olamaz. Zira kudret-i ezeliye zatiyedir; tagayyür edemez, acz tahallül edemez, avâik tedahül edemez. Onda meratib olamaz, her şey ona nisbeten birdir.
4- Sivrisineğin gözünü halk eden, güneşi dahi o halk etmiştir.
5- Pirenin midesini tanzim eden, manzume-i şemsiyeyi de o tanzim etmiştir.
6- Fıtrat yalan söylemez. Bir çekirdekteki meyelan-ı nümüv der: “Ben sümbülleneceğim, meyve vereceğim.” Doğru söyler. Yumurtada bir meyelan-ı hayat var. Der: “Piliç olacağım.” Biiznillah olur, doğru söyler. Bir avuç su, meyelan-ı incimad ile der: “Fazla yer tutacağım.” Metin demir onu yalan çıkaramaz, sözünün doğruluğu demiri parçalar. Şu meyelanlar, iradeden gelen evamir-i tekviniyenin tecellileridir, cilveleridir.
7- Karıncayı emirsiz, arıyı ya’subsuz bırakmayan kudret-i ezeliye; elbette beşeri nebisiz bırakmaz. Âlem-i şehadetteki insanlara inşikak-ı kamer, bir mu’cize-i Ahmediye (asm) olduğu gibi mi’rac dahi âlem-i melekûttaki melaike ve ruhaniyata karşı bir mu’cize-i kübra-yı Ahmediyedir ki nübüvvetinin velayeti bu keramet-i bâhire ile ispat edilmiştir. Ve o parlak zat, berk ve kamer gibi melekûtta şule-feşan olmuştur.
8- Bâtıl şeyleri iyice tasvir, safi zihinleri idlâldir.
9- Âlim-i mürşid, koyun olmalı; kuş olmamalı. Koyun, kuzusuna süt; kuş, yavrusuna kay verir.
10- Zulüm, başına adalet külahını geçirmiş; hıyanet, hamiyet libasını giymiş; cihada bağy ismi takılmış, esarete hürriyet namı verilmiş. Ezdad, suretlerini mübadele etmişler.
11- Menfaat üzerine dönen siyaset, canavardır.
12- Aç canavara karşı tahabbüb; merhametini değil, iştihasını açar. Hem de diş ve tırnağının kirasını da ister.
13- Zaman gösterdi ki cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil.
14-- Gaye-i hayal olmazsa veyahut nisyan veya tenasi edilse, ezhan enelere dönüp etrafında gezerler.
15- Bütün ihtilalat ve fesadın asıl madeni ve bütün ahlâk-ı rezilenin muharrik ve menbaı tek iki kelimedir:
Birinci Kelime: “Ben tok olsam, başkası açlıktan ölse bana ne!”
İkinci Kelime: “İstirahatim için zahmet çek; sen çalış, ben yiyeyim.”
Birinci kelimenin ırkını kesecek tek bir devası var ki o da vücub-u zekâttır.
İkinci kelimenin devası, hurmet-i ribadır.
Adalet-i Kur’aniye âlem kapısında durup ribaya “Yasaktır, girmeye hakkın yoktur!” der. Beşer bu emri dinlemedi, büyük bir sille yedi. Daha müthişini yemeden dinlemeli!
16- Güzel gören, güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.
17- İnsanları canlandıran emeldir, öldüren yeistir.
18- Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir, göz ise maneviyatta kördür.
18- Mecaz, ilmin elinden cehlin eline düşse hakikate inkılab eder; hurafata kapı açar.
19- İhsan-ı İlahîden fazla ihsan, ihsan değildir. Her şeyi, olduğu gibi tavsif etmek gerektir.
MEKTUBAT : Hakikat Çekirdekleri
sayfa 793/810
Selâm ve dua ile
Bülent ERTEKİN
Anasayfa
Yazarlar
Bülent Ertekin
Yazı Detayı
Bu yazı 1228+ kez okundu.
HAKİKAT ÇEKİRDEKLERİ
Zaman zaman, adı gibi her zaman değil zaman zaman bu köşeden ve bu portaldan okuduğum ve bitirdiğim kitapların; özeliklede beni tesir altında bırakanları sizinle paylaşmıştım.
Bugün de o kitaplardan bir tanesinde özellikle HAKİKAT ÇEKİRDEKLERİ kısmında geçen önemli paragrafları paylaşmak istiyorum.
Eser; Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin 130 parçadan teşekkül eden MEKTUBAT adlı eserinde geçiyor.
İstifade edilmesi kanati ile. Hayırlı cumalar.
Cuma Bayramınız mübarek olsun.
........
Otuz beş sene evvel tabedilen “Hakikat Çekirdekleri” namındaki risaleden vecizelerdir.
1- Marîz bir asrın, hasta bir unsurun, alîl bir uzvun reçetesi; ittiba-ı Kur’an’dır.
2- Azametli bahtsız bir kıtanın, şanlı tâli’siz bir devletin, değerli sahipsiz bir kavmin reçetesi; ittihad-ı İslâm’dır.
3- Haşirde bütün zevi’l-ervahın ihyası, mevt-âlûd bir nevm ile kışta uyuşmuş bir sineğin baharda ihya ve inşasından kudrete daha ağır olamaz. Zira kudret-i ezeliye zatiyedir; tagayyür edemez, acz tahallül edemez, avâik tedahül edemez. Onda meratib olamaz, her şey ona nisbeten birdir.
4- Sivrisineğin gözünü halk eden, güneşi dahi o halk etmiştir.
5- Pirenin midesini tanzim eden, manzume-i şemsiyeyi de o tanzim etmiştir.
6- Fıtrat yalan söylemez. Bir çekirdekteki meyelan-ı nümüv der: “Ben sümbülleneceğim, meyve vereceğim.” Doğru söyler. Yumurtada bir meyelan-ı hayat var. Der: “Piliç olacağım.” Biiznillah olur, doğru söyler. Bir avuç su, meyelan-ı incimad ile der: “Fazla yer tutacağım.” Metin demir onu yalan çıkaramaz, sözünün doğruluğu demiri parçalar. Şu meyelanlar, iradeden gelen evamir-i tekviniyenin tecellileridir, cilveleridir.
7- Karıncayı emirsiz, arıyı ya’subsuz bırakmayan kudret-i ezeliye; elbette beşeri nebisiz bırakmaz. Âlem-i şehadetteki insanlara inşikak-ı kamer, bir mu’cize-i Ahmediye (asm) olduğu gibi mi’rac dahi âlem-i melekûttaki melaike ve ruhaniyata karşı bir mu’cize-i kübra-yı Ahmediyedir ki nübüvvetinin velayeti bu keramet-i bâhire ile ispat edilmiştir. Ve o parlak zat, berk ve kamer gibi melekûtta şule-feşan olmuştur.
8- Bâtıl şeyleri iyice tasvir, safi zihinleri idlâldir.
9- Âlim-i mürşid, koyun olmalı; kuş olmamalı. Koyun, kuzusuna süt; kuş, yavrusuna kay verir.
10- Zulüm, başına adalet külahını geçirmiş; hıyanet, hamiyet libasını giymiş; cihada bağy ismi takılmış, esarete hürriyet namı verilmiş. Ezdad, suretlerini mübadele etmişler.
11- Menfaat üzerine dönen siyaset, canavardır.
12- Aç canavara karşı tahabbüb; merhametini değil, iştihasını açar. Hem de diş ve tırnağının kirasını da ister.
13- Zaman gösterdi ki cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil.
14-- Gaye-i hayal olmazsa veyahut nisyan veya tenasi edilse, ezhan enelere dönüp etrafında gezerler.
15- Bütün ihtilalat ve fesadın asıl madeni ve bütün ahlâk-ı rezilenin muharrik ve menbaı tek iki kelimedir:
Birinci Kelime: “Ben tok olsam, başkası açlıktan ölse bana ne!”
İkinci Kelime: “İstirahatim için zahmet çek; sen çalış, ben yiyeyim.”
Birinci kelimenin ırkını kesecek tek bir devası var ki o da vücub-u zekâttır.
İkinci kelimenin devası, hurmet-i ribadır.
Adalet-i Kur’aniye âlem kapısında durup ribaya “Yasaktır, girmeye hakkın yoktur!” der. Beşer bu emri dinlemedi, büyük bir sille yedi. Daha müthişini yemeden dinlemeli!
16- Güzel gören, güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.
17- İnsanları canlandıran emeldir, öldüren yeistir.
18- Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir, göz ise maneviyatta kördür.
18- Mecaz, ilmin elinden cehlin eline düşse hakikate inkılab eder; hurafata kapı açar.
19- İhsan-ı İlahîden fazla ihsan, ihsan değildir. Her şeyi, olduğu gibi tavsif etmek gerektir.
MEKTUBAT : Hakikat Çekirdekleri
sayfa 793/810
Selâm ve dua ile
Bülent ERTEKİN
Ekleme
Tarihi: 16 Ocak 2018 - Salı
HAKİKAT ÇEKİRDEKLERİ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.