Bülent Ertekin
Köşe Yazarı
Bülent Ertekin
 

NEVZAT TANDOĞAN... SİLMEYE ÇALIŞANLAR SİLİNİYOR MU?

Tarihi ve tarihi şahsiyetleri iyi bilmek iyi tanımak gerekiyor. Oysa ne hikmetse, babalarımız da dâhil olmak üzere biz/ler; ne tarihimizi, ne de tarihi şahsiyetleri  HAKİKİ MANADA ÖĞRENEMEDİK veya ÖĞRETİLMEDİ. Ne hikmetse; KAHRAMANLAR, VATAN HAİNİ!!! VATAN HAİNLERİ, VATAN KAHRAMANI olarak öğretildi. Yani iyiler ile kötüler, güzel insanlar ile hain ve menhus ruhlu insanlar birbirine karıştırttılar. Tarih.                23 EKİM 1943 Olay Yeri.         ANKARA  Olay Mahalli.  VALİ MAKAM ODASI VALİ.                Nevzat TANDOĞAN  Mazlum.         Bediüzzaman Said Nursi Bediüzzaman’ın Ankara’ya getirilir, Vilâyete vali Nevzat TANDOĞAN'ın odasına çıkarılır. Vali Nevzat Tandoğan, Bediüzzaman’a odasında zorla şapka giydirmeye kalkışır, başındaki sarığı çıkarıp şapkayı giymesini isteyen valiye, Bediüzzaman’ın boynunu göstererek;  “Bu külah ancak bu kelle ile beraber çıkar” diyerek mukabelede bulunur. (Abdülkadir Badıllı, Bediüzzaman Said Nursî Mufassal Tarihçe-i Hayatı, 2. C. İstanbul 1998, s. 1210-1217)  Bu hadise üzerine, hemen hemen hiç beddua etmeyen Bediüzzaman’ın Tandoğan’a “Başından bulasın!” şeklinde beddua ettiği belirtilmektedir. Üstad Bediüzzaman'da “Yirmi senede kaç vilâyetin zabıtaları kıyafetime ilişmedi. Yalnız, yirmi beş sene evvel Ankara Valisi Nevzat Bey, cebren kıyafetime ilişmek istedi; hem muvaffak olamadı, hem kendi kendini intihar etmekle tokadını yedi” diyerek, intihar olayının perde arkasına işaret eder. Yine başka bir vaka: Kahramanımız, Nevzat TANDOĞAN MAKTUL, Osman Yüksel SERDENGEÇTİ Türk siyasi tarihinin ve düşünce dünyasının önemli isimlerinden birisidir Osman Yüksel Serdengeçti. Serdengeçti, fakülte öğrenciliği sırasında 1944 Mayısında meydana gelen olaylara karıştığı için bir süre hapis yatmış, hapisten çıktıktan sonra öğrenim için aynı fakülteye başvurmuşsa da bu isteği reddedilince dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'e hitaben yazdığı ve YÜKSEK MAKAMIN ALÇAK VEKİLİNE"   diye başlayan yazı yüzünden hapsedilmiştir. İşte o yıllarda Ankara Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinin 3. sınıfında öğrenciyken 3 Mayıs 1944 yılında tutuklanıp huzura çıkarılan Osman Yüksel Serdengeçti'ye şöyle der Ankara valilerinden Nevzat Tandoğan, "Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek." der Tandoğan, tek parti iktidarında bürokratların önde gelen isimlerinden birisiydi. Despot ve hukuk tanımaz kişiliği ile şöhret buldu. Onun, “Bu memlekete komünizm gerekiyorsa ve komünizm yararlı bir şeyse onu da biz getiririz, size ne oluyor?” sözü siyasî tarihimize geçmiştir. Vali Tandoğan, kafasına sıkarak öldü. Yani İNTİHAR etti. Lâkin Ankara'nın en güzide caddesine ismi verildi. Yıllardan beride orada asılı olarak duruyordu. Geçen günlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna, ABD Büyükelçiliği önündeki Nevzat Tandoğan Caddesi'nin adının, 'Zeytin Dalı' olarak değiştirilmesi için Belediye meclisinden karar alıyor. Alınan bu karar gereğince caddenin ismi değiştiriliyor.   Hayırlı olsun. Savaştan çıkmış; fakir fukara, elde yok avuçta yok. Milletin değil adeta göklerin ağladığı bir dönemde kendi milletine ve insanına zulüm yapmaktan çekinmeyen bu iktidar  tetikçisinin İSMİ Elhamdülillah ARTIK YOK. O gün bu aziz milletin manevi değerlerini;   yok etmek,  tarumar etmek, tamamen silmeye çalışanların artık kendilerinin SİLİNMEYE BAŞLADIĞINI GÖRMEK bizlere  BEŞER ZULMEDER LÂKİN ALLAH'IN ADALETİ ER YADA GEÇ TECELLİ EDER.  Hakikatini bir kez daha yaşattı. Elhamdülillah bu gün bu zulüm  adaletle tecelli etmiştir. "Dedem köylü kıyafeti giyiyordu. Elbisesi de yamalıydı. Ayakkabı olarak çarık giyiyormuş. Hatta çarığı bile yamalıymış. O dönemin fakirliğinin getirdiği durum bu. Zabıta polisleri onu Ulus’tan atmışlar”  Niyazi Berkes ‘Unutulan Yıllar’ (İletişim, 1997) Zalimler artık yok. Hiç kimse;  kılığı ile, kıyafeti ile, inancı ile, mezhebi, meşrebi, etnik kökleri  ile ayrıştırılmıyor. Al bayrağın altında HEPİMİZ KARDEŞİZ sözünü, bağrımız yırtılırcasına haykırıyoruz. Bugün; Nevzat TANDOĞAN'ı tanımayan bir nesil var. Biz biliyoruz ki İSLAMI SİLMEYE ÇALIŞANLAR  er yâda geç SİLİNİYOR. Ne diyelim. SIRADAKİ GELSİN. Selâm ve dua ile  Bülent ERTEKİN   
Ekleme Tarihi: 24 Şubat 2018 - Cumartesi

NEVZAT TANDOĞAN... SİLMEYE ÇALIŞANLAR SİLİNİYOR MU?

Tarihi ve tarihi şahsiyetleri iyi bilmek iyi tanımak gerekiyor. Oysa ne hikmetse, babalarımız da dâhil olmak üzere biz/ler; ne tarihimizi, ne de tarihi şahsiyetleri 
HAKİKİ MANADA ÖĞRENEMEDİK veya ÖĞRETİLMEDİ.
Ne hikmetse;
KAHRAMANLAR, VATAN HAİNİ!!!
VATAN HAİNLERİ, VATAN KAHRAMANI olarak öğretildi.
Yani iyiler ile kötüler, güzel insanlar ile hain ve menhus ruhlu insanlar birbirine karıştırttılar.

Tarih.                23 EKİM 1943
Olay Yeri.         ANKARA 
Olay Mahalli.  VALİ MAKAM ODASI
VALİ.                Nevzat TANDOĞAN 
Mazlum.         Bediüzzaman Said Nursi

Bediüzzaman’ın Ankara’ya getirilir, Vilâyete vali Nevzat TANDOĞAN'ın odasına çıkarılır. Vali Nevzat Tandoğan, Bediüzzaman’a odasında zorla şapka giydirmeye kalkışır, başındaki sarığı çıkarıp şapkayı giymesini isteyen valiye, Bediüzzaman’ın boynunu göstererek; 
“Bu külah ancak bu kelle ile beraber çıkar” diyerek mukabelede bulunur.

(Abdülkadir Badıllı, Bediüzzaman Said Nursî Mufassal Tarihçe-i Hayatı, 2. C. İstanbul 1998, s. 1210-1217) 

Bu hadise üzerine, hemen hemen hiç beddua etmeyen Bediüzzaman’ın Tandoğan’a “Başından bulasın!” şeklinde beddua ettiği belirtilmektedir. Üstad Bediüzzaman'da “Yirmi senede kaç vilâyetin zabıtaları kıyafetime ilişmedi. Yalnız, yirmi beş sene evvel Ankara Valisi Nevzat Bey, cebren kıyafetime ilişmek istedi; hem muvaffak olamadı, hem kendi kendini intihar etmekle tokadını yedi” diyerek, intihar olayının perde arkasına işaret eder.

Yine başka bir vaka:
Kahramanımız, Nevzat TANDOĞAN
MAKTUL, Osman Yüksel SERDENGEÇTİ

Türk siyasi tarihinin ve düşünce dünyasının önemli isimlerinden birisidir Osman Yüksel Serdengeçti. Serdengeçti, fakülte öğrenciliği sırasında 1944 Mayısında meydana gelen olaylara karıştığı için bir süre hapis yatmış, hapisten çıktıktan sonra öğrenim için aynı fakülteye başvurmuşsa da bu isteği reddedilince dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'e hitaben yazdığı ve

YÜKSEK MAKAMIN ALÇAK VEKİLİNE"  

diye başlayan yazı yüzünden hapsedilmiştir.

İşte o yıllarda Ankara Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinin 3. sınıfında öğrenciyken 3 Mayıs 1944 yılında tutuklanıp huzura çıkarılan Osman Yüksel Serdengeçti'ye şöyle der Ankara valilerinden Nevzat Tandoğan,

"Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek." der

Tandoğan, tek parti iktidarında bürokratların önde gelen isimlerinden birisiydi. Despot ve hukuk tanımaz kişiliği ile şöhret buldu. Onun, “Bu memlekete komünizm gerekiyorsa ve komünizm yararlı bir şeyse onu da biz getiririz, size ne oluyor?” sözü siyasî tarihimize geçmiştir.

Vali Tandoğan, kafasına sıkarak öldü. Yani İNTİHAR etti. Lâkin Ankara'nın en güzide caddesine ismi verildi. Yıllardan beride orada asılı olarak duruyordu.

Geçen günlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna, ABD Büyükelçiliği önündeki Nevzat Tandoğan Caddesi'nin adının, 'Zeytin Dalı' olarak değiştirilmesi için Belediye meclisinden karar alıyor. Alınan bu karar gereğince caddenin ismi değiştiriliyor.  
Hayırlı olsun.

Savaştan çıkmış; fakir fukara, elde yok avuçta yok. Milletin değil adeta göklerin ağladığı bir dönemde kendi milletine ve insanına zulüm yapmaktan çekinmeyen bu iktidar  tetikçisinin İSMİ Elhamdülillah ARTIK YOK.
O gün bu aziz milletin manevi değerlerini;  
yok etmek, 
tarumar etmek,
tamamen silmeye çalışanların
artık kendilerinin SİLİNMEYE BAŞLADIĞINI GÖRMEK bizlere 

BEŞER ZULMEDER LÂKİN
ALLAH'IN ADALETİ ER YADA GEÇ TECELLİ EDER. 
Hakikatini bir kez daha yaşattı.
Elhamdülillah bu gün bu zulüm  adaletle tecelli etmiştir.

"Dedem köylü kıyafeti giyiyordu. Elbisesi de yamalıydı. Ayakkabı olarak çarık giyiyormuş. Hatta çarığı bile yamalıymış. O dönemin fakirliğinin getirdiği durum bu. Zabıta polisleri onu Ulus’tan atmışlar” 

Niyazi Berkes ‘Unutulan Yıllar’ (İletişim, 1997)

Zalimler artık yok.
Hiç kimse; 
kılığı ile,
kıyafeti ile,
inancı ile,
mezhebi,
meşrebi,
etnik kökleri  ile ayrıştırılmıyor.
Al bayrağın altında
HEPİMİZ KARDEŞİZ sözünü, bağrımız yırtılırcasına haykırıyoruz.

Bugün; Nevzat TANDOĞAN'ı tanımayan bir nesil var.
Biz biliyoruz ki

İSLAMI SİLMEYE ÇALIŞANLAR 
er yâda geç

SİLİNİYOR.

Ne diyelim.

SIRADAKİ GELSİN.

Selâm ve dua ile 
Bülent ERTEKİN 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.