Cuma Namazı Hür İnsanlar İçin Farzdır Bütün dünyayı sarsan Korona virüsü ile ilgili almış olduğu tedbirlerden dolayı Sağlık Bakanını ve tüm çalışanlarını tebrik etmek bir borçtur. Avrupa bu virüsten dolayı perişan olmuş iken zamanında alınan önlemler sayesinde bu hastalıktan az bir zararla kurtulmaya çalışıyoruz.  Bunun yanında Erdoğan hükümetlerinin son yirmi yılda yapılan sağlık yatırımları ve hastaneler sayesinde bütün dünyanın gıpta ile baktığı bir ülke haline geldik. Sağlık sigortası ve modern hastaneler yanında yetişmiş doktor ve sağlık çalışanlarının kalitesi ile de Batı ülkelerine dahi fark atmış durumdayız. Buna mukabil Diyanet İşleri Başkanlığının camilerde Cuma namazının ve cemaatle namaz kılınmasının terk edilmesi kararını; yersiz ve aşırı buluyorum. Umarım alınan bu yasaklama kararından bir an önce dönülür. Çünkü Cuma Namazı; bağımsızlığın, özgürlük ve hürriyetin sembolüdür. Cemaatle namaz ise Bedir savaşında dahi terk edilmemiştir. Bu konuda hasta ve yaşlı vatandaşları uyararak hastalığın yaygınlaşmaması için önlem almak gerekirken yasaklama kararı almak birçok nedenle sakıncalıdır… Başörtüsü konusunda en ağır baskılara dahi boyun eğmeyen ve Darbeci Evren'in en ağır baskılarına direnme başarısı gösteren Diyanet Teşkilatı, bu konuda da gerekli esnekliği gösterecektir. Aksi takdirde tarihe çok olumsuz bir şekilde geçeceklerinden kuşku duymamaları gerekiyor. Cuma Namazı konusunda bundan tam 100 yıl önce yaşanmış bir olayı nazarlarınıza sunmak istiyorum: 1920 tarihinde Fransız General Andre, Maraş Kalesindeki Türk bayrağının indirilmesini emretmiş ve yerine Fransız bayrağı diktirmiştir. Cuma ezanı okunur ve halk Ulu Camide toplanır. Sinirler gergin olduğu gibi herkesin morali de çok bozuktur.  Caminin İmamı Rıdvan Hoca, Cuma Hutbesi için minbere çıkar ve cemaatin şaşkın bakışları arasında Türk Bayrağını eline alıp şöyle der: "Ey Cemaat, minbere Cuma Hutbesi için çıkmadım bilesiniz. Cuma namazı hür insanlar için farzdır. Kalesinde kendi bayrağı dalgalanmayan bir memlekette Cuma Namazı kılınmaz. Önce bayrağımızı yeniden dalgalandıralım sonra namazımızı kılalım" der. Bir anda camide tekbir sesleri yükselir. Halk bu duygu ve cesaretle kaleye hücum eder. Fransız askerleri korkudan ne yapacağını şaşırır ve bayrağımız tekbir sesleriyle yeniden göklere çekilir. Halk o gün Cuma Namazını kalenin burcunda kılar. Halkımızın milli bilinci uyanmış "Silah gücüyle inen bayrağımız, iman gücüyle yeniden dalgalandırılmaya başlamıştır. İşte 50 yaşına ulaşmış insanların neredeyse % 1’inin ölümüne dahi yol açmamış Korona virüsü yüzünden Cuma namazını yasaklamak ne derece doğrudur? Bu yasak yerine yaşlı insanları uyararak evlerinde namaz kılmalarını teşvik etmek daha güzel değil midir? Cemaatle namaz konusunda ise Hazreti Muhammed Aleyhissalatü Vesselam zamanında yaşanmış bir olayı hatırlatmak çok önemlidir: İslam aleminin ölüm kalım savaşı olan Bedir’de namaz vakti girmiştir. Düşman hücum etmektedir. Fakat cemaatten hissesiz kalmamak için mücahitlerin yarısı silahını bırakıp cemaat hayrına ortak olmasını Fahri Alem (asm), emretmiştir. İki rekat sonra da ordunun diğer yarısı hissedar olsun diye onlar da cemaatle namazlarını kılmışlardır. İşte Müslümanların ölüm kalım savaşında dahi cemaatle namaz terk edilmemiştir. Harpte böyle bir ruhsat verilmiştir ve cemaat hayrı da sünnet olarak kabul edilmiştir. O halde sünnete riayet etmek en önemli savaştan dahi daha önemli sayılmış ve tercih edilmiştir. Peki, bir virüs yüzünden böyle bir yasaklama tedbiri almak aşırı değil de nedir? Vesselam…