TOPLU VURDUKÇA YÜREKLER ONU TOP SİNDİREMEZ
İdlib’de askerlerimize yapılan saldırılar sonucunda 33 şehit verdik. Biz inanan insanlar için şahadet en yüce makamlardan bir tanesidir. Vatan uğruna ölmek şereftir, şandır. Elbette Allah’a iman etmeyenler bunu anlayamaz, bilemez. Onlara ancak hidayet temennisinde bulunabiliriz.
Fakat Rusya, İran ve Esed rejimi bu kalleş saldırı sonucunda uyuyan devi uyandırdılar. Artık Türkiye’nin önünde hiçbir güç duramaz. İslam birliği ve Müslümanların hür bir şekilde yaşamasının önündeki en önemli engeller bu sayede yıkıldı. Ordumuz ile birlikte Milli Suriye Ordusuna, önce Suriye’yi Rusya ve İran işgalinden, Fırat’ın doğusunu ABD işgalinden ve sonra da Golan Tepelerini İsrail’den alma fırsatı doğmuş bulunuyor.
Nasıl ki Heron adı verilen İnsansız Hava Araçlarını (İHA) vermekte naz yapan İsrail sayesinde dünyanın en gelişmiş araçlarını üretmeye muvaffak olduk. Şimdi de Patriot Hava Savunma Sistemini vermeyen ABD yüzünden daha gelişmişlerini yapma yolu açıldı. S-400 Konusunda Rusya ile yapılan anlaşma bu açıdan önemlidir. Allah’ın izni ile Patriot ve S-400’lerden daha gelişmiş hava savunma sistemlerini üretmeye muvaffak olacağız.
Bunun için sabır ve gayret gereklidir. Ülkemizde öyle başarılı mühendis ve teknik eleman var ki; dünyanın en gelişmiş Silahlı İnsansız Hava Araçlarını (SİHA) üretebilmekte hatta bunu dost ülkelere satma imkânı bulabilmişizdir. Evvel Allah, şu anda en büyük ihtiyacımız olan hava savunma sistemlerini de üreteceğimiz günler yakındır.
Berat gecesi, yağan rahmet, askerlerimize Rahman’ın bir müjdesidir. Artık önümüz açılmış cin şişeden çıkmıştır. Bundan sonra Türkiye’nin önünde hiçbir güç duramaz, direnemez. Şehit olan askerlerimiz ciğerimizi dağlasa da millet olarak birlik ve beraberliğimizi pekiştirmiştir.
İşte asıl önemli olan da budur. Bu vatan ve topraklar, nice kahraman askere ocak olmuştur. Allah, İslam’ın bu son ordusunu muzaffer edecektir. Bundan kimse şüphe duymamalıdır. Zira Rahmeti sınırsız ve merhameti bol olan Rabbimiz, İslam’ın bu kahraman evladını yalnız bırakmaz…
Evet, 33 şehidimiz vardır lakin bunun en az on katı zararı düşmana verdirmişizdir. Milli Savunma Bakanı Akar yaptığı açıklamada rejim unsurlarının ateş altına alındığını ifade etmiş ve şunları söylemiştir: "Hain saldırı sonrasında uçak, SİHA ve kara ateş destek vasıtalarımızla 200'ü aşkın rejim hedefi ağır ateş altına alındı. Atışlar sonucu 5 helikopter, 23 tank, 23 top ve obüs, bir SA-17, bir SA-22 hava savunma sistemi, 309 rejim askeri etkisiz hale getirildi" diye konuşmuştur.
Evet, bu ifadeler boş nutuklar değildir. Televizyon ekranlarında sayısız düşman hedefinin yok edildiğini gösteren görüntüler, silahlı kuvvetlerimizin gelmiş olduğu teknolojik seviyeyi çok net olarak göstermektedir. Savaş uçaklarını kullanmasak dahi elde edilen başarı bu ise bir de uçaklarımızı devreye soktuktan sonra neler olacak bunu hep birlikte göreceğiz.
Son 18 günde 2 binden fazla rejim askeri etkisiz hale getirilmiştir. Bu durum dosta güven düşmana ise korku vermektedir. Bundan sonra ordumuz ilerlemeye devam edecek panik halinde kaçan düşman unsurlarına dünyayı dar edecektir. Nitekim son gelen haberlerden anlaşıldığı üzere çok sayıda asker esir alınmış düşmanın savaşma azmi ve gücü kırılmıştır.
Bundan sonra ateşkes için Rusya’nın çağrılarını işiteceğiz. Fakat ordumuzla birlikte hareket eden Milli Suriye Ordusu askerleri durmamalı, önce Lübnan sınırına sonra da Şam’a ulaşacak şekilde harekâtı sürdürmelidir. Çünkü bozulan ve savaşma azmi kırılan Şii milislerin ve rejim güçlerinin tam bir bozgun halinde geri çekilmeleri an meselesidir.
Barış Pınarı Harekâtında olduğu gibi operasyonlarımız belirli bir alanda sınırlı kalarak yarım bırakılmamalıdır. Çünkü rejim unsurları dağılıp yok olmak üzeredir. Çok yakın bir zamanda Şam, Lazkiye, Hama, Humus ve Dera gibi şehirlerde Esed rejimine karşı ayaklanmalar başlayacaktır. 50 yıldan fazla süren “Nusayri Diktatörlüğü” yıkılmak üzeredir. Unutmamak gerekir ki Şii İran dahi Nusayriliği, İslam dışında görmektedir.
Suriye’de elde edilecek başarı çok kısa bir sürede Libya’ya yansıyacaktır. Her iki ülkede de halk zalim diktatörlerden bıkmış huzur ve sükûna muhtaç hale gelmiştir. Allah’ın izni ve Türkiye’nin de verdiği cesaret ile İslam dünyası, ayağa kalmak üzeredir. Bundan böyle emperyalist ve sömürgeci ülkeler bizden korkup çekinecekler, geri adım atmak zorunda kalacaklardır.
Bunun için Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi en önemli husus dahildeki birlik ve beraberliktir. Bakın ne demiş:
Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.
Vesselam…
Dr. Vehbi KARA