Erol Aydın
Köşe Yazarı
Erol Aydın
 

BİR GÜN HER ŞEY FOTOĞRAFLARDA KALACAKTIR!

Bu dünyaya geldiysek yaşamak durumundayız. Fakat bunu da çok ciddiye almamak gerekiyor. Çok cezbedici, çok aldatıcı, çok baştan çıkarıcı ve de çok yanıltıcı bir dünyaya karşı uyanık olmak yetmez aynı zamanda ferasetimizin de üst düzeyde olması esastır. Helâlinden kazanmak, fıtrat üzere yaşamak, iyi insan olmak hepsi bundan ibarettir. Fakat insan aynı zamanda nefs taşımakta olup; hırsı, ihtirası, tamahkârlığı ve de aç gözlülüğü ile dünyaya kazık çakma çabasındadır. “Mülk Allah’ındır!” diye manşetler atsa da iş kendisine dokunduğunda uygulama farklıdır. Mal biriktirme, istifleme ve stok en vazgeçilmez zaafları olmaktadır. En muhafazakâr insan bile infak ve hayırda yarışma konusunda sınıfta kalmaktadır. Çünkü şeytan sürekli fitne-fücur sokup onu yoldan çıkartarak; birlikte mi kazandın, ben çalıştım, ben kazandım, ben ben diyerek tuzağa düşürmektedir. İslâm, sürekli olarak orta yol ve Sıratı Müstakim üzere olmayı tavsiye etmektedir. Bu dünya için ve de ahiretimizi kazanmak için de makul olmak kaçınılmazdır. Mübarek Ramazan ayı içindeyiz en azından zekât ve fitrelerimizi yerine ulaştırmak için azami çaba harcamak durumundayız. İslâm kardeşliği adına dünyanın birçok beldesinde bir parça ekmeye muhtaç insanlara bütçemiz nispetinde yardım etmemiz elzemdir. Lafla peynir gemisi yürümediği için artık ümmet olarak hamaseti bir kenara bırakıp eyleme geçmek durumundayız. Ama, fakat, lakin diye söze başlarsak niyetimizi baştan ortaya koyduğumuz için insanlık için alacağımız mesafe mevcut olmayacaktır. Şeksiz ve şüphesiz bir şekilde yalnızca Allah’ın rızasını kazanmak ilke olmalıdır. Hayat, ömür, yaşam adına her ne derseniz deyin sanıldığından daha kısadır. Şair, “Yaş otuz beş yolun yarısı!” demiştir, fakat kendisi sadece 47 yaşında vefat etmiştir. Ömrü uzatamazsınız ama bereketli kılmak ve kaliteli yaşamak sizin elinizdedir. Eceli değiştirmek elimizde olmadığına göre onu anlamlı kılmak mümkündür. Boşa geçmiş ömür yaşam olmadığı için; dost kazanmak, anı biriktirmek, faydalı olmak, ahlâklı olmak ve de dosdoğru yaşamak meselenin özeti olmaktadır. Bunu başarmak zor değildir, yeter ki nefs ve irademize hükmetmiş olalım, gerisi kendiliğinden gelecektir. Sonuç olarak; bir gün her şey fotoğraflarda kalacağı için hayatı ciddiye almayın, fakat dikkate alın! Yani ölümün hak olduğunu kabul ederek, arkanızda bir iz ve gök kubbede hoş bir sada bırakmak felsefeniz olmalıdır. Elinizle yaptığınız her şey sonradan sizin için yapılacaklardan daha değerli olacaktır. Unutmayın Sultan Süleyman’a kalmayan dünya size hiç kalmayacaktır! Esenlik dileklerimle, Erol Aydın
Ekleme Tarihi: 03 Mart 2025 - Pazartesi

BİR GÜN HER ŞEY FOTOĞRAFLARDA KALACAKTIR!

Bu dünyaya geldiysek yaşamak durumundayız. Fakat bunu da çok ciddiye almamak gerekiyor. Çok cezbedici, çok aldatıcı, çok baştan çıkarıcı ve de çok yanıltıcı bir dünyaya karşı uyanık olmak yetmez aynı zamanda ferasetimizin de üst düzeyde olması esastır. Helâlinden kazanmak, fıtrat üzere yaşamak, iyi insan olmak hepsi bundan ibarettir. Fakat insan aynı zamanda nefs taşımakta olup; hırsı, ihtirası, tamahkârlığı ve de aç gözlülüğü ile dünyaya kazık çakma çabasındadır. “Mülk Allah’ındır!” diye manşetler atsa da iş kendisine dokunduğunda uygulama farklıdır. Mal biriktirme, istifleme ve stok en vazgeçilmez zaafları olmaktadır. En muhafazakâr insan bile infak ve hayırda yarışma konusunda sınıfta kalmaktadır. Çünkü şeytan sürekli fitne-fücur sokup onu yoldan çıkartarak; birlikte mi kazandın, ben çalıştım, ben kazandım, ben ben diyerek tuzağa düşürmektedir. İslâm, sürekli olarak orta yol ve Sıratı Müstakim üzere olmayı tavsiye etmektedir. Bu dünya için ve de ahiretimizi kazanmak için de makul olmak kaçınılmazdır. Mübarek Ramazan ayı içindeyiz en azından zekât ve fitrelerimizi yerine ulaştırmak için azami çaba harcamak durumundayız. İslâm kardeşliği adına dünyanın birçok beldesinde bir parça ekmeye muhtaç insanlara bütçemiz nispetinde yardım etmemiz elzemdir. Lafla peynir gemisi yürümediği için artık ümmet olarak hamaseti bir kenara bırakıp eyleme geçmek durumundayız. Ama, fakat, lakin diye söze başlarsak niyetimizi baştan ortaya koyduğumuz için insanlık için alacağımız mesafe mevcut olmayacaktır. Şeksiz ve şüphesiz bir şekilde yalnızca Allah’ın rızasını kazanmak ilke olmalıdır. Hayat, ömür, yaşam adına her ne derseniz deyin sanıldığından daha kısadır. Şair, “Yaş otuz beş yolun yarısı!” demiştir, fakat kendisi sadece 47 yaşında vefat etmiştir. Ömrü uzatamazsınız ama bereketli kılmak ve kaliteli yaşamak sizin elinizdedir. Eceli değiştirmek elimizde olmadığına göre onu anlamlı kılmak mümkündür. Boşa geçmiş ömür yaşam olmadığı için; dost kazanmak, anı biriktirmek, faydalı olmak, ahlâklı olmak ve de dosdoğru yaşamak meselenin özeti olmaktadır. Bunu başarmak zor değildir, yeter ki nefs ve irademize hükmetmiş olalım, gerisi kendiliğinden gelecektir. Sonuç olarak; bir gün her şey fotoğraflarda kalacağı için hayatı ciddiye almayın, fakat dikkate alın! Yani ölümün hak olduğunu kabul ederek, arkanızda bir iz ve gök kubbede hoş bir sada bırakmak felsefeniz olmalıdır. Elinizle yaptığınız her şey sonradan sizin için yapılacaklardan daha değerli olacaktır. Unutmayın Sultan Süleyman’a kalmayan dünya size hiç kalmayacaktır! Esenlik dileklerimle, Erol Aydın
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.