İlteriş Ülkü
Köşe Yazarı
İlteriş Ülkü
 

DEVLETİ YIPRATMAK VATANA İHANET DEĞİL Mİ?

DEVLETİ YIPRATMAK VATANA İHANET DEĞİL Mİ? Yazan: İlteriş Ülkü Devleti kim yıpratabilir? Birkaç siyasi mi? Bir grup iş adamı mı? Yoksa dış güçlerin içerideki uzantıları mı? Öncelikle burada bir ayrımı net bir şekilde yapalım: Hükümetler ve siyasiler devlet değildir. Devlet, milletin varlığıyla kaim olan, onun tarihsel ve kültürel devamlılığını sağlayan bir kurumdur. Hükümetler ise, millete hizmet etmesi için devlet tarafından geçici olarak yetkilendirilmiş gruplardır.   Ancak bizim milletimizde köklü bir “kutsal devlet”anlayışı vardır. Vatandaş, karşısındaki siyasetçiyi çoğu zaman devletin kendisi olarak görür. Devletten gelen her şeyin mutlak doğru, her uygulamanın sorgulanamaz olduğuna inanır. Peki bu siyasiler gerçekten devletin bekasını önemsiyor mu? DEVLETİ KİM YIPRATIR? Bu sorunun cevabı siyah ve beyaz kadar net değil. -  Bazıları devleti yaşatmak için canını verir. -  Bazıları devleti sömürerek nasıl daha fazla kazanırım diye düşünür. -  Bazıları da devleti yıpratmayı bir görev bilir, adeta içten çökertmeye çalışır. İşte son iki kategori, vatana ihanetin en açık tanımıdır. Bugün ülkemizin başında yalnızca dış tehditler yok, içeride de büyük tehlikeler var. Terör örgütleri yalnızca dışarıdan desteklenmez, içeriden beslenir. Devlet içinde yanlış işler yapan, halkın devlete olan güvenini zedeleyen, sosyal dokuyu bozan kim varsa, dış istihbarat örgütlerinin işini kolaylaştırır. Bir ülkeye en büyük zararı, onun içindeki hainler verir. Tarih boyunca devletler savaşlarla yıkılmadı; içerideki yozlaşma, ihanet ve beceriksizlikle çöktü. Bugün de aynı tehditle karşı karşıyayız. ASRIN FELAKETİ VE ASRIN YOLSUZLUKLARI Yakın zamanda büyük bir felaket yaşadık. Binlerce insanımızı kaybettik, milyonlarca vatandaşımız evsiz kaldı. Devletimiz, bu yaraları sarmak için elinden geleni yaptı. Halk da olağanüstü bir dayanışma gösterdi. Buraya kadar her şey olması gerektiği gibi ilerledi. Ama sonra? Rant, ihaleler, yandaş kayırmacılığı, halkı devlete küstüren uygulamalar… - “İhale şu firmaya verilmiş” diyene kadar sorun yok. -  Ama o firmayla ortak olup halka kan kusturuyorsan sorun var. -  Devletin kurumlarına siyasi tahakküm kurup halkın hakkını yiyorsan sorun var. Bugün insanlar devletin kurumlarına gitse de çözüm bulamıyor. Çünkü siyasiler, devletin işleyişini engelliyor. İktidarın gücüyle hesap sorulmasını durduruyorlar. Devlet, halkına hizmet etmek için var ama bazıları, kendi çıkarlarını devletin çıkarı gibi sunarak onu yıpratıyor. Örneğin Gaziantep’te yaşananlar… Halkın şikayetleri, devletin işleyişini felç eden siyasi baskılarla sümen altı ediliyor. Peki, bu siyasiler vatana ihanet etmiş olmuyor mu? Teröre destek verenler, devletin altını oyanlar nasıl hainse; devletin kurumlarını işlevsiz hale getiren, halkı devlete küstüren siyasiler de aynı şekilde hain değil mi? DEVLETÇİ OLMAK, DEVLETİ KORUMAKTIR! Devleti korumak, sadece bayrak asmakla, slogan atmakla olmaz. Devletçiliğin gereği, devletin kurumlarını işlevsel kılmak, vatandaşın devlete güvenini sarsacak her türlü girişimi engellemektir. Cumhur İttifakı veya CHP fark etmez. Siyaset üstü bir anlayışla, halk ile devlet arasındaki bağı koparacak her girişime karşı durmak gerekir. Bugün bazı yerlerde devlet varmış gibi görünüyor ama aslında yok. Çünkü devlet adına konuşanlar, devletin işleyişini yok edenler oluyor. Şikayet mekanizması çalışmıyor, haksızlık karşısında vatandaş yalnız kalıyor. O zaman “Devleti yıpratmak vatana ihanet midir?” sorusunun cevabını bir daha düşünmek gerekiyor. Devlet Kızıl Elma’ya koşarken, halk ile devlet arasındaki bağın kopmasına izin vermemeliyiz. SON SÖZ: DÜNYANIN YENİ BİR DEVLET KURACAK KADAR ÖMRÜ KALMADI… Eğer “Devlet ebed müddet” olacaksa, siyasilerin devlet kurumları üzerindeki baskısı kalkmalıdır. Devleti yönetenler, devletin kendisi olmadığını anlamalıdır. Aksi halde, halkla devlet arasındaki uçurum büyür ve bu uçurum bir gün herkesi içine çeker…  
Ekleme Tarihi: 16 Şubat 2025 - Pazar

DEVLETİ YIPRATMAK VATANA İHANET DEĞİL Mİ?

DEVLETİ YIPRATMAK VATANA İHANET DEĞİL Mİ?

Yazan: İlteriş Ülkü

Devleti kim yıpratabilir? Birkaç siyasi mi? Bir grup iş adamı mı? Yoksa dış güçlerin içerideki uzantıları mı? Öncelikle burada bir ayrımı net bir şekilde yapalım: Hükümetler ve siyasiler devlet değildir. Devlet, milletin varlığıyla kaim olan, onun tarihsel ve kültürel devamlılığını sağlayan bir kurumdur. Hükümetler ise, millete hizmet etmesi için devlet tarafından geçici olarak yetkilendirilmiş gruplardır.

 

Ancak bizim milletimizde köklü bir “kutsal devlet”anlayışı vardır. Vatandaş, karşısındaki siyasetçiyi çoğu zaman devletin kendisi olarak görür. Devletten gelen her şeyin mutlak doğru, her uygulamanın sorgulanamaz olduğuna inanır. Peki bu siyasiler gerçekten devletin bekasını önemsiyor mu?

DEVLETİ KİM YIPRATIR?

Bu sorunun cevabı siyah ve beyaz kadar net değil.

-  Bazıları devleti yaşatmak için canını verir.

-  Bazıları devleti sömürerek nasıl daha fazla kazanırım diye düşünür.

-  Bazıları da devleti yıpratmayı bir görev bilir, adeta içten çökertmeye çalışır.

İşte son iki kategori, vatana ihanetin en açık tanımıdır.

Bugün ülkemizin başında yalnızca dış tehditler yok, içeride de büyük tehlikeler var. Terör örgütleri yalnızca dışarıdan desteklenmez, içeriden beslenir. Devlet içinde yanlış işler yapan, halkın devlete olan güvenini zedeleyen, sosyal dokuyu bozan kim varsa, dış istihbarat örgütlerinin işini kolaylaştırır. Bir ülkeye en büyük zararı, onun içindeki hainler verir.

Tarih boyunca devletler savaşlarla yıkılmadı; içerideki yozlaşma, ihanet ve beceriksizlikle çöktü. Bugün de aynı tehditle karşı karşıyayız.

ASRIN FELAKETİ VE ASRIN YOLSUZLUKLARI

Yakın zamanda büyük bir felaket yaşadık. Binlerce insanımızı kaybettik, milyonlarca vatandaşımız evsiz kaldı. Devletimiz, bu yaraları sarmak için elinden geleni yaptı. Halk da olağanüstü bir dayanışma gösterdi. Buraya kadar her şey olması gerektiği gibi ilerledi.

Ama sonra?

Rant, ihaleler, yandaş kayırmacılığı, halkı devlete küstüren uygulamalar…

- “İhale şu firmaya verilmiş” diyene kadar sorun yok.

-  Ama o firmayla ortak olup halka kan kusturuyorsan sorun var.

-  Devletin kurumlarına siyasi tahakküm kurup halkın hakkını yiyorsan sorun var.

Bugün insanlar devletin kurumlarına gitse de çözüm bulamıyor. Çünkü siyasiler, devletin işleyişini engelliyor. İktidarın gücüyle hesap sorulmasını durduruyorlar. Devlet, halkına hizmet etmek için var ama bazıları, kendi çıkarlarını devletin çıkarı gibi sunarak onu yıpratıyor.

Örneğin Gaziantep’te yaşananlar… Halkın şikayetleri, devletin işleyişini felç eden siyasi baskılarla sümen altı ediliyor. Peki, bu siyasiler vatana ihanet etmiş olmuyor mu?

Teröre destek verenler, devletin altını oyanlar nasıl hainse; devletin kurumlarını işlevsiz hale getiren, halkı devlete küstüren siyasiler de aynı şekilde hain değil mi?

DEVLETÇİ OLMAK, DEVLETİ KORUMAKTIR!

Devleti korumak, sadece bayrak asmakla, slogan atmakla olmaz. Devletçiliğin gereği, devletin kurumlarını işlevsel kılmak, vatandaşın devlete güvenini sarsacak her türlü girişimi engellemektir. Cumhur İttifakı veya CHP fark etmez. Siyaset üstü bir anlayışla, halk ile devlet arasındaki bağı koparacak her girişime karşı durmak gerekir.

Bugün bazı yerlerde devlet varmış gibi görünüyor ama aslında yok. Çünkü devlet adına konuşanlar, devletin işleyişini yok edenler oluyor. Şikayet mekanizması çalışmıyor, haksızlık karşısında vatandaş yalnız kalıyor. O zaman “Devleti yıpratmak vatana ihanet midir?” sorusunun cevabını bir daha düşünmek gerekiyor.

Devlet Kızıl Elma’ya koşarken, halk ile devlet arasındaki bağın kopmasına izin vermemeliyiz.

SON SÖZ: DÜNYANIN YENİ BİR DEVLET KURACAK KADAR ÖMRÜ KALMADI…

Eğer “Devlet ebed müddet” olacaksa, siyasilerin devlet kurumları üzerindeki baskısı kalkmalıdır. Devleti yönetenler, devletin kendisi olmadığını anlamalıdır. Aksi halde, halkla devlet arasındaki uçurum büyür ve bu uçurum bir gün herkesi içine çeker…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.