Tolga Turan
Köşe Yazarı
Tolga Turan
 

BOŞANMALARDA ERKEKLER BİRER LİMİTED ŞİRKET…

BOŞANMALARDA ERKEKLER BİRER LİMİTED ŞİRKET… Yatırımcısına en büyük kazancı sağlar oldu ülkemizde evlilikler ve boşanmalar. Öyle borsa, dolar/Euro paritesi, döviz kur sepeti, Tahtakale takip edip strese girmeye gerek yok. Üstelik risksiz. Dünyada riski olmayan yatırım mı olur demeyin, var, hem de devletin garantörlüğünde! Temiz niyetler ile yapılmış evlilikler ve haklı gerekçeler ile gerçekleşen boşanmaları tenzih ederek vurgulamak istiyorum, maalesef geldiğimiz noktanın adıdır evlilik ve boşanmaların ticarileşmesi. Eğer bu ticaretin birden fazla tarafı olduğunu düşünürsek de kaybeden hep aynı taraf: Erkekler.  Kazanan ise bazı iyi niyetli olmayan kadınlar ve tüm aile hukukunda erkeği hasım olarak gören devlet. KRİMİNALİZE EDİLEN ERKEK Türkiye’de gerek evlilik gerekse boşanma sürecinde erkek yasa eliyle kriminalize edilir. Türk aile hukukuna göre sanki tanrı buyruğu, doğa kanunuymuş gibi erkek suça yatkın taraf olarak değerlendirilir ve hukuk sistemi gardını bu varsayıma göre alır. Türkiye’de kanun koyucu ve uygulayıcılar, evli erkeğe her an karısına şiddet uygulayacak, aldatacak, işkence edip aç-susuz bırakacakmış gibi muamele eder. Örneğin evlilik ve boşanma sürecinden kadının her türlü iddiası için kanıt ve tanık aramaksızın doğru kabul edilerek işlem yapılır.  Ardından gelir ardı arkası kesilmeyen iddialar, iftiralar. Hep söylerim gidin Türkiye’deki aile mahkemelerine kadınların verdikleri boşanma dilekçelerine bakın. Bu dilekçelerin önemli bölümündeki iddialara bakılırsa nerede Türk erkeği görürseniz arkanıza dönüp bakmadan kaçın çünkü  muhtemelen eli kanlı cani bir sapıktır. İddiaları sınırlayan tek şey ise kadının insaf ve hayal gücüdür. Kanıt ve tanık gözetmeksizin kadın iddiaları ile şekillenen hukuk sürecinin sonu bellidir. Erkek istisnai durumlar hariç kaybeden taraftır ve hayat artık onun için hiç de kolay olmayacaktır. Borsa tabiri ile size bu yüksek getirisi kesin tüyoyu kısaca açıklayayım. Tabii erkek iseniz şansınız yok. Tüyomuz sadece iyi niyetli olmayan bazı kadınlara kazandırıyor. Öncelikle evlenmek gerekiyor. Dikkat edilmesi gereken tek şey evlenilen adamın gelirinin iyi, en azından sabit gelirinin olmasıdır. Diyelim bulundu ve adam nikâh masasına oturdu. Ticari girişimin önemli aşaması tamamlamış oluyor. Kaygılanmaya gerek yok hedeflenen yüksek kazanç için çok beklenmeyecek. Birkaç hafta, bilemediniz birkaç ay evli kalmanız yeterli.  Özellikle batı demokrasi ve hukukunda boşanma sürecinde temel kıstas olarak kabul edilen evlilik süresi Türkiye’de önemsenmez. İsterseniz bir-iki gün içinde boşanma müracaatı yapın sorun değil. Çünkü ülkemizde 30 yıl süren evlilikle 30 günlük evlilik aynı hukuki ağırlığa sahiptir. Boşanma davası açıldı, zaten kısa süren evliliğin hazırlığı, öncesi, sonrası ile mali faturası erkeğe kesilmiştir. Örneğimizdeki İyi niyetli olmayan kadın bundan sonra da kazanmaya devam edecek hem de tahminlerinin ötesinde. Evliliği bir nevi “Ltd. Şti.” (limited şirket) gibi düşünürsek burada iki taraf vardır erkek ve kadın. Boşanmayı ise tarafları, bir başka ifade ile ortakları; erkek, kadın, avukatlar, hukuk ve devlet kurumlarını kapsayacak şekilde genişlediğinden  “A.Ş.” (anonim şirket) olarak düşünebiliriz.  Evlilik gibi boşanma sürecinin de kar ve zarar eden tarafları vardır sadece sayıca artmıştır. Değişmeyen tek şey ise kaybeden tek kişi yine erkektir. Eğer erkek iseniz ne kadar haklı olursanız olun bu boşanma sürecinin hem suçlu tarafı olduğunuza hükmedilecek hem de ağır maddi ve manevi yaptırımlar ile karlı karşıya kalacaksınız. Kanıt ve tanık zorunluluğu olmaksızın 5-10 sayfalık suçlama ve iddialar karşısında şansınız olmayacaktır. Ardından kaçınılmaz son, boşandığınız kadına yüklü bir tazminat ödeyeceksiniz, eğer oturduğunuz ev kendinizin ise aile konutu diye kadına terk edeceksiniz, ne kadar katkı yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın evlilik sonrası edinimleriniz en iyi ihtimal ile bölünecek ve dünyanın en ağır nafaka uygulaması olan ömür boyu nafaka ile karşılaşacaksınız. Bu boşandığınız kadına ödedikleriniz, bir de dava, dosya masrafı olarak hukuk sistemine ve emekleri karşılığı avukatlara ödeyeceğiniz faturalar var. Bitmedi! Sonrasında ise kadın dilerse kanunun verdiği ehliyet ve yetkileri suiistimal ederek sizi zarara uğratmaya devam eder. Örneğin çocuklarınız ancak icra yolu ile mi görebiliyorsunuz burada da devlete ödeme yapmaya devam ediyorsunuz. Çocuklarınız ile yapacağınız her görüşme öncesi icra işlemi yapıp çocuk başına ortalama 350 TL’yi devlete ödemeniz gerekiyor. Diyelim iki çocuğunuz var ve onları ayda iki defa görme hakkınız bulunuyor. Hesap basit: 2 çocuk X 350 = 700 X 2 = 1400 TL iki çocuğunuzu yasal takviminde görme için sadece 1 ayda devlete ödeyeceğiniz para. Üstelik emin olun eğer boşanmış erkek iseniz hayatınızın geriye kalan bölümünde ödeyecekleriniz bunlar ile sınırlı olmayacak. Peki! Dünyanın bu en ağır boşanma maliyetini karşılayacak gücü olmayan boşanmış erkek ne yapacak? Yanıtlar can sıkıcı ve çeşitli. Ben sadece birisini hatırlatayım: hapis cezası. Türkiye’de son 5 yılda 121.000 ( yüz yirmi bir bin) erkek sadece nafaka ödeyemediği için hapis cezası aldı.
Ekleme Tarihi: 14 Eylül 2019 - Cumartesi

BOŞANMALARDA ERKEKLER BİRER LİMİTED ŞİRKET…

BOŞANMALARDA ERKEKLER

BİRER LİMİTED ŞİRKET…

Yatırımcısına en büyük kazancı sağlar oldu ülkemizde evlilikler ve boşanmalar. Öyle borsa, dolar/Euro paritesi, döviz kur sepeti, Tahtakale takip edip strese girmeye gerek yok. Üstelik risksiz. Dünyada riski olmayan yatırım mı olur demeyin, var, hem de devletin garantörlüğünde!

Temiz niyetler ile yapılmış evlilikler ve haklı gerekçeler ile gerçekleşen boşanmaları tenzih ederek vurgulamak istiyorum, maalesef geldiğimiz noktanın adıdır evlilik ve boşanmaların ticarileşmesi. Eğer bu ticaretin birden fazla tarafı olduğunu düşünürsek de kaybeden hep aynı taraf: Erkekler.  Kazanan ise bazı iyi niyetli olmayan kadınlar ve tüm aile hukukunda erkeği hasım olarak gören devlet.

KRİMİNALİZE EDİLEN ERKEK

Türkiye’de gerek evlilik gerekse boşanma sürecinde erkek yasa eliyle kriminalize edilir. Türk aile hukukuna göre sanki tanrı buyruğu, doğa kanunuymuş gibi erkek suça yatkın taraf olarak değerlendirilir ve hukuk sistemi gardını bu varsayıma göre alır. Türkiye’de kanun koyucu ve uygulayıcılar, evli erkeğe her an karısına şiddet uygulayacak, aldatacak, işkence edip aç-susuz bırakacakmış gibi muamele eder. Örneğin evlilik ve boşanma sürecinden kadının her türlü iddiası için kanıt ve tanık aramaksızın doğru kabul edilerek işlem yapılır.  Ardından gelir ardı arkası kesilmeyen iddialar, iftiralar. Hep söylerim gidin Türkiye’deki aile mahkemelerine kadınların verdikleri boşanma dilekçelerine bakın. Bu dilekçelerin önemli bölümündeki iddialara bakılırsa nerede Türk erkeği görürseniz arkanıza dönüp bakmadan kaçın çünkü  muhtemelen eli kanlı cani bir sapıktır. İddiaları sınırlayan tek şey ise kadının insaf ve hayal gücüdür. Kanıt ve tanık gözetmeksizin kadın iddiaları ile şekillenen hukuk sürecinin sonu bellidir. Erkek istisnai durumlar hariç kaybeden taraftır ve hayat artık onun için hiç de kolay olmayacaktır.

Borsa tabiri ile size bu yüksek getirisi kesin tüyoyu kısaca açıklayayım. Tabii erkek iseniz şansınız yok. Tüyomuz sadece iyi niyetli olmayan bazı kadınlara kazandırıyor. Öncelikle evlenmek gerekiyor. Dikkat edilmesi gereken tek şey evlenilen adamın gelirinin iyi, en azından sabit gelirinin olmasıdır. Diyelim bulundu ve adam nikâh masasına oturdu. Ticari girişimin önemli aşaması tamamlamış oluyor. Kaygılanmaya gerek yok hedeflenen yüksek kazanç için çok beklenmeyecek. Birkaç hafta, bilemediniz birkaç ay evli kalmanız yeterli.  Özellikle batı demokrasi ve hukukunda boşanma sürecinde temel kıstas olarak kabul edilen evlilik süresi Türkiye’de önemsenmez. İsterseniz bir-iki gün içinde boşanma müracaatı yapın sorun değil. Çünkü ülkemizde 30 yıl süren evlilikle 30 günlük evlilik aynı hukuki ağırlığa sahiptir.

Boşanma davası açıldı, zaten kısa süren evliliğin hazırlığı, öncesi, sonrası ile mali faturası erkeğe kesilmiştir. Örneğimizdeki İyi niyetli olmayan kadın bundan sonra da kazanmaya devam edecek hem de tahminlerinin ötesinde. Evliliği bir nevi “Ltd. Şti.” (limited şirket) gibi düşünürsek burada iki taraf vardır erkek ve kadın. Boşanmayı ise tarafları, bir başka ifade ile ortakları; erkek, kadın, avukatlar, hukuk ve devlet kurumlarını kapsayacak şekilde genişlediğinden  “A.Ş.” (anonim şirket) olarak düşünebiliriz.  Evlilik gibi boşanma sürecinin de kar ve zarar eden tarafları vardır sadece sayıca artmıştır. Değişmeyen tek şey ise kaybeden tek kişi yine erkektir. Eğer erkek iseniz ne kadar haklı olursanız olun bu boşanma sürecinin hem suçlu tarafı olduğunuza hükmedilecek hem de ağır maddi ve manevi yaptırımlar ile karlı karşıya kalacaksınız. Kanıt ve tanık zorunluluğu olmaksızın 5-10 sayfalık suçlama ve iddialar karşısında şansınız olmayacaktır. Ardından kaçınılmaz son, boşandığınız kadına yüklü bir tazminat ödeyeceksiniz, eğer oturduğunuz ev kendinizin ise aile konutu diye kadına terk edeceksiniz, ne kadar katkı yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın evlilik sonrası edinimleriniz en iyi ihtimal ile bölünecek ve dünyanın en ağır nafaka uygulaması olan ömür boyu nafaka ile karşılaşacaksınız. Bu boşandığınız kadına ödedikleriniz, bir de dava, dosya masrafı olarak hukuk sistemine ve emekleri karşılığı avukatlara ödeyeceğiniz faturalar var. Bitmedi! Sonrasında ise kadın dilerse kanunun verdiği ehliyet ve yetkileri suiistimal ederek sizi zarara uğratmaya devam eder. Örneğin çocuklarınız ancak icra yolu ile mi görebiliyorsunuz burada da devlete ödeme yapmaya devam ediyorsunuz. Çocuklarınız ile yapacağınız her görüşme öncesi icra işlemi yapıp çocuk başına ortalama 350 TL’yi devlete ödemeniz gerekiyor. Diyelim iki çocuğunuz var ve onları ayda iki defa görme hakkınız bulunuyor. Hesap basit: 2 çocuk X 350 = 700 X 2 = 1400 TL iki çocuğunuzu yasal takviminde görme için sadece 1 ayda devlete ödeyeceğiniz para. Üstelik emin olun eğer boşanmış erkek iseniz hayatınızın geriye kalan bölümünde ödeyecekleriniz bunlar ile sınırlı olmayacak.

Peki! Dünyanın bu en ağır boşanma maliyetini karşılayacak gücü olmayan boşanmış erkek ne yapacak? Yanıtlar can sıkıcı ve çeşitli. Ben sadece birisini hatırlatayım: hapis cezası. Türkiye’de son 5 yılda 121.000 ( yüz yirmi bir bin) erkek sadece nafaka ödeyemediği için hapis cezası aldı.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.