Fatih YILMAZ
Köşe Yazarı
Fatih YILMAZ
 

Sosyal medya üzerine 6

Cuma günü whatsapptan çatır çatır “hayırlı cumalar” mesajı yollamak, durumlarda güllü tasarımlar paylaşmak farz olmadığı gibi hoca efendilere sorulsa belki de caiz değildir fetvası da çıkabilir. Çünkü Müslümanın yaptığı işin bir anlamı olmalı, kimseyi rahatsız etmemeli. Müslüman bir işin önünü sonunu düşünen adam olarak bilinmeli ve öyle kalmalı. Son dönem içinde yaşadığımız dünyada zaten oldukça itibarımızı yitirdik. Artık maalesef İslâm dini bir kurtuluş yolu olarak algılanmadığı gibi Müslümanlardan da fazla bir beklenti kalmadı. Whatsapptan taarruz şeklinde ver yansın edilen Cuma mesajları çok küçük bir misaldi sadece. Durum o kadar vahim ki, kalitesizlik paçalarımızdan akıyor.  Doğruluğuna yanlışlığına bakılmadan inanılan, paylaşılan içerikler, sırf popülizm uğruna yazılan romantik metinler, vicdanları rahatlatmak için yapılan yorumlar, ümmetin içerisinde bulunduğu dayanılmaz acılar üzerinden yürütülen popülist, riyakâr duyarlılık pozları ve daha neler neler. Sosyal medya nedir, nereden çıktı, nasıl ve hangi amaçla kullanılır diye hiç düşündünüz mü bilmiyorum ama doğru ve faydalı kullanımın çok az örneğinin olduğu kesin. İletişimde muazzam imkânlar sunan iş dünyasının ve toplantıların akışını değiştiren, işleri kolaylaştıran whatsapp uygulaması bile zaman zaman en olmadık kavga, tartışma ve küslüklere sebep oluyorsa kullanımla alakalı ciddi sorunlar var demektir. Sorunlar mı konuşulmalı, çözüm önerileri mi, yoksa sosyal medya uygulamalarını nasıl kullanacağımızı mı konuşmalıyız ya da sosyal medya uygulamaları ile neler yapmamamız gerektiğini mi? Meseleye neresinden baksak, neresinden tutsak sıkıntı.  En güzeli genel ahlâk kurallarını ele almak. İnsanî olan şeyler üzerine düşünmek. Aklı, duyguların ve ahlâkî olanın eşliğinde kullanmak, önyargıyı bir kenara koyarak, unutmayı, affetmeyi, sağduyuyu ön plana koymak. Yalandan, riyadan, kibirden, kin ve nefretten uzak durmak. Bir işi yaparken “Müslüman yaptığı işi en güzel şekilde yapandır” anlayışı ile çalışmak. Güler yüzü elden bırakmadan, olaylara pozitif bir bakış açısı ile yaklaşmak. Sorunları konuşup durmak yerine çözümün bir parçası olmaya çalışmak. Sözleri iyiye, güzele yormak. Elbette yüz yüze iletişim ile sanal olan arasında dağlar kadar fark var ama artık maalesef teknolojik imkânlar kullanılarak iletişim kurulduğundan dolayı iletişimin bu boyutuna uygun bir kültür geliştirmek de elzem hale gelmiş durumda. Yani mecburen hepimiz whatsapp üzerinden iletişim kuruyoruz. Reklam ve tanıtım faaliyetlerimizi facebook, twitter ve instagram üzerinden yürütüyoruz acaba biraz para kazanabilir miyiz diye youtube kanalımıza videolar yüklüyoruz. Sponsorlu reklam veriyoruz, daha fazla kitleye ulaşmak için sanal âlemde ne varsa kullanıyoruz.  Uzun lafın kısası olan oldu, biten bitti, atı alan Üsküdar’ı geçti. Şimdi mevcuda uygun refleks geliştirmekten başka çare yok. Çare sosyal medya uygulamalarını daha dikkatli ve bilerek kullanmakta. Sosyal medya mecralarının artık kamusal alan olduğunu, paylaşımlarımızın, mesajlaşmalarımızın hukuki bağlayıcılığı olduğunu, küresel para piyasalarının ve birçok şirketin oyuncağı olduğumuzu, reklam sektörünün maskarası olduğumuzu ve daha akla hayale sığmayacak plan ve projelere malzeme olduğumuzu bilerek hareket etmemiz lazım. Aslında en güzeli sosyal medya dünyasında fazla hareket etmememiz lazım. Arkadaşlarınızı, akrabalarınızı eve davet edin, çay demleyin, birbirinizi görerek, yüz yüze bakarak, hissederek muhabbet edin. Muhabbet esnasında bu konuları tartışabilirsiniz. Bir deneyin, gerçekten pişman olmayacaksınız. Fatih Yılmaz | Milli Gazete
Ekleme Tarihi: 26 Eylül 2019 - Perşembe

Sosyal medya üzerine 6

Cuma günü whatsapptan çatır çatır “hayırlı cumalar” mesajı yollamak, durumlarda güllü tasarımlar paylaşmak farz olmadığı gibi hoca efendilere sorulsa belki de caiz değildir fetvası da çıkabilir. Çünkü Müslümanın yaptığı işin bir anlamı olmalı, kimseyi rahatsız etmemeli. Müslüman bir işin önünü sonunu düşünen adam olarak bilinmeli ve öyle kalmalı. Son dönem içinde yaşadığımız dünyada zaten oldukça itibarımızı yitirdik. Artık maalesef İslâm dini bir kurtuluş yolu olarak algılanmadığı gibi Müslümanlardan da fazla bir beklenti kalmadı. Whatsapptan taarruz şeklinde ver yansın edilen Cuma mesajları çok küçük bir misaldi sadece. Durum o kadar vahim ki, kalitesizlik paçalarımızdan akıyor. 

Doğruluğuna yanlışlığına bakılmadan inanılan, paylaşılan içerikler, sırf popülizm uğruna yazılan romantik metinler, vicdanları rahatlatmak için yapılan yorumlar, ümmetin içerisinde bulunduğu dayanılmaz acılar üzerinden yürütülen popülist, riyakâr duyarlılık pozları ve daha neler neler. Sosyal medya nedir, nereden çıktı, nasıl ve hangi amaçla kullanılır diye hiç düşündünüz mü bilmiyorum ama doğru ve faydalı kullanımın çok az örneğinin olduğu kesin. İletişimde muazzam imkânlar sunan iş dünyasının ve toplantıların akışını değiştiren, işleri kolaylaştıran whatsapp uygulaması bile zaman zaman en olmadık kavga, tartışma ve küslüklere sebep oluyorsa kullanımla alakalı ciddi sorunlar var demektir. Sorunlar mı konuşulmalı, çözüm önerileri mi, yoksa sosyal medya uygulamalarını nasıl kullanacağımızı mı konuşmalıyız ya da sosyal medya uygulamaları ile neler yapmamamız gerektiğini mi? Meseleye neresinden baksak, neresinden tutsak sıkıntı. 

En güzeli genel ahlâk kurallarını ele almak. İnsanî olan şeyler üzerine düşünmek. Aklı, duyguların ve ahlâkî olanın eşliğinde kullanmak, önyargıyı bir kenara koyarak, unutmayı, affetmeyi, sağduyuyu ön plana koymak. Yalandan, riyadan, kibirden, kin ve nefretten uzak durmak. Bir işi yaparken “Müslüman yaptığı işi en güzel şekilde yapandır” anlayışı ile çalışmak. Güler yüzü elden bırakmadan, olaylara pozitif bir bakış açısı ile yaklaşmak. Sorunları konuşup durmak yerine çözümün bir parçası olmaya çalışmak. Sözleri iyiye, güzele yormak. Elbette yüz yüze iletişim ile sanal olan arasında dağlar kadar fark var ama artık maalesef teknolojik imkânlar kullanılarak iletişim kurulduğundan dolayı iletişimin bu boyutuna uygun bir kültür geliştirmek de elzem hale gelmiş durumda. Yani mecburen hepimiz whatsapp üzerinden iletişim kuruyoruz. Reklam ve tanıtım faaliyetlerimizi facebook, twitter ve instagram üzerinden yürütüyoruz acaba biraz para kazanabilir miyiz diye youtube kanalımıza videolar yüklüyoruz. Sponsorlu reklam veriyoruz, daha fazla kitleye ulaşmak için sanal âlemde ne varsa kullanıyoruz. 

Uzun lafın kısası olan oldu, biten bitti, atı alan Üsküdar’ı geçti. Şimdi mevcuda uygun refleks geliştirmekten başka çare yok. Çare sosyal medya uygulamalarını daha dikkatli ve bilerek kullanmakta. Sosyal medya mecralarının artık kamusal alan olduğunu, paylaşımlarımızın, mesajlaşmalarımızın hukuki bağlayıcılığı olduğunu, küresel para piyasalarının ve birçok şirketin oyuncağı olduğumuzu, reklam sektörünün maskarası olduğumuzu ve daha akla hayale sığmayacak plan ve projelere malzeme olduğumuzu bilerek hareket etmemiz lazım. Aslında en güzeli sosyal medya dünyasında fazla hareket etmememiz lazım. Arkadaşlarınızı, akrabalarınızı eve davet edin, çay demleyin, birbirinizi görerek, yüz yüze bakarak, hissederek muhabbet edin. Muhabbet esnasında bu konuları tartışabilirsiniz. Bir deneyin, gerçekten pişman olmayacaksınız.

Fatih Yılmaz | Milli Gazete

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.