Seçim gündemine ''kurban'' giden iki çocuğumuzun ölümü bu hafta yürek burktu..
Bunlardan biri Boğaziçi Üniversitesi'nde okurken Belgrad ormanlarında ölü bulunan Arda Duman, diğeri Antalya'daki ortaokul öğrencisi kızımız Aynur Ayan'ın ölümü..
21 yaşındaki Arda Duman'ın otopsi raporu açıklanmadı fakat yanında bulunan bir şieden yola çıkan uzmanlar tarafından ''intihar'' olduğu yönünde görüşler öne sürüldü..!
İntihar mı değil mi Adli Tıp sonucundan sonra ortaya çıkacak..
14 yaşındaki Aynur Ayan ise tenefüste kalp krizi geçirerek öldüğü yazıldı fakat onunda ''kalp krizi'' sebebi henüz kesinlik kazanmadı..
Kalp krizi ve intihar yaşı git gide düşüyor..
Türkiye'de kalp krizi geçirenlerin ortalama yaşı 35-65 arasında değiştiği bilinse de bu ortalama git gide çocuk yaşlara doğru iniyor..
İlköğretim çağında çocuklarda görülen kalp krizleri ailesel öykü, genetik, doğum sorusanlı ağırlıkta olsa da kötü beslenme alışkanlığı ve stres bozukluğunu da göz ardı etmemek gerek..
Ve intiharlar..
Yine yapılan diğer bir araştırmada intihar vakaları en fazla 20-24 yaşları arasında görülmüş..
Geçen yıl tam da bu vakitlerde yayınlanan haberlerde; CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun önergesini cevaplandıran Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, 2014-2017 yılları arasında intihar eden kişi sayısının toplam 9 bin 479 kişi oolarak bildirilmiş..
Detaylıca incelendiğinde; Türkiye'de 2014 ve 2017 yılları arasında intihar eden erkek sayısı 7 bin 041 oldu. Aynı yıllar arasında intihar eden kadın sayısı ise 2 bin 438 olarak açıklandı. İntihar vakaları en fazla 20-24 yaşları arasında görüldü. 2016 yılında 20- 24 yaş arasındaki 341 kişi intihar ederken, 2015’te bu sayı 415, 2014’te ise 407 oldu. 15 ve 19 yaşındaki gençlerin 709’u hayatına son verirken, 15 yaş altı 284 çocuk da intihar etti. İntihar aralığının en düşük olduğu yaşlar ise 70-74 yaş üstü oldu. Üç senede bu yaş aralığında 231 kişi hayatına son verdi. Verilere göre kadınlar en fazla 15-19 yaş aralığında intihar ediyor. Erkeklerde ise intihar vakaları 20-29 yaş aralığında daha sık görüldü denilmiş..
Peki hayatının baharında bir insan neden intihar eder.. Hele ki başarılı bir öğrenci iken..!
Arda Duman okuldan çıktıktan sonra en son Beykoz otobüsüne binerken görüntülenmişti ve 6 gün sonra acı haber geldi ki; Arda bir ağacın altında ölü bedeni bulunmuştu.
Allah anne babasına ve kardeşine çook büyük sabır, dayanma gücü versin.. Ömür boyu bu acıyla yaşayacaklar olmasını bile düşünmek bile çok feci..
Babası Sedat Duman oğlunu şöyle tarif ediyordu;; "Hayatı kitap okumak ve okuldu"
Peki kitap okuyan, başarılı bir çocuğun ne sorunu olmuş olabilir ki..
Velev ki intihar olmasın..
Peki bu kadar okuyan bir çocuk nasıl bir bilinç ve nasıl bir psikolojiyle ormana tek başına gidip bir ağacın altında oturup sessizce ölümü beklesin..
Gencecik çok başarılı üstelik her gencin ve çocuğu olan ailenin hayali Boğaziçi gibi bir okulda okurken..!
Anne babanın mesleği ortak yönleri iletişim.. Anne PR sektöründe, baba radyocu..
Yani iletişim sorununun en mikro düzeyde beklendiği bir aile profiliyle karşı karşıyayız..
Kesin olmasa da Arda'nın intihar etmiş olasılığından yola çıktığımızda ‘’neden?’’ soruları havada asılı kalıyor..
Aileye yakın kaynakların iddiasına göre; ''anne babanın sorunlu boşandığını'' yönünde..
Arda'nın cenazesini takip eden bazı muhabir arkadaşlarımız da anne babanın cenaze boyunca bir araya gelmekten çekindikleri yönünde gözlemleri olmuş ki; bu tespit (iddia) doğrudur veya değildir..! Mesele bu da değil..
Fakat inkar edilemeyen bir gerçek var ki; boşanmış ailelerin (hele ki sorunlu ayrılıklarda) çocukları da sorunlu oluyor, hayata tutunmakta zorlanıyor..
Ne kadar zeki olurlarsa olsunlar..
Hele hele zeki çocukları kaybetmek daha kolay oluyor, onların başka bir dünyaları oluyor inanın buna..
Çünkü çok fazla sorguluyorlar hayatı, en ince detayına kadar, bilirim çünkü çok kitap okuyan bir çocuk ta ben de var kızım..Her daim soru soran sorgulayan haksızlığa uğradığını düşündüğünde çabuk içe kapanan..
O yüzden kimse büyük konuşmamalı..
Aileler olarak kendi iradelerinin dışında dünyaya getirdiğimiz çocuklarımızın psikolojilerine dikkat etmeliyiz..Kendi hayatımızı yaşarken çocukları hayatın merkezine oturtmalıyız, sorunların merkezine değil..
Sonuçta ateş düştüğü yeri yakıyor hem de ne yakma.!
Son pişmanlıklar ise gidenleri geri getirmiyor..Giden kim olursa..!
Vee tıpkı’’Sessiz Gemi’’ şarkısındaki gibi ‘’Dönen yok seferinden’’diyor..
kaynak :cafesiyaset