Sedat Memili
Köşe Yazarı
Sedat Memili
 

GÜLMEK VE ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ

Gülmek çok ciddi bir iştir. Gülmek, zulme başkaldırırdır. Ve bir zalimin zulmü en fazla gülmek karşısında etkisiz kalır. Bütün sistemlerini acı üzerine kurmuş bir zalim, ancak gülmek ile yenilgiye uğrar. Çünkü hiçbir kötünün gülmeyi etkisiz hale getirecek silahı yoktur. Hayatın en ciddi ayrıntıları, gülmek eyleminde gizlidir. * KUTSAL HEDEF: ÜÇÜNCÜ BİN YILDA ASYA Bu sütunlarda söz etmiştim, izninizle tekrar edeceğim… Katolik inancında, yetkili din adamları, Papa başkanlığında adına”Konsil” dedikleri toplantı yapar ve karar alırlar. Bu kararlar, vahiy niteliği taşır. Bir Konsilin aldığı karar artık İncil’de yazılı haşa “Ayet” niteliğindedir. Son Konsil, 1962 yılında Vatikan’da toplanmıştır. Bir dizi karar içinde en önemlisi  şudur: “Hıristiyanlık ilk bin yılda kuruldu, ikinci bir yılda Avrupa Hıristiyanlaştı, üçüncü bin yılda hedef Asya’dır.” Üçüncü bin yıl, 2001 yılından itibaren başlamıştır. Peki, hangi yöntemle insanları Katolik yapacaklardır? “Acıma ve merhamet hissinden doğan yardım etme duygusu ile…” İnsanlık adına ne muhteşem duygular (!) değil mi? Evet, ambalaj böyle? Ambalajı çıkarttınız zaman paketten çıkan dehşet şu… Afganistan gibi bir ülkeyi gece gündüz bombalıyorsun, gece babalarını öldürüp, gündüz çocuklarına elmalı şeker dağıtıyorsun. Somali’nin denizlerindeki berekete el koyuyorsun, açlığa mahkûm ettiğin insanları, kendi topraklarında ürettiğin patates ile besliyorsun… Senin merhametin yerin dibine batsın! Senin yapacağın en büyük merhamet, çirkin, insanlık dışı politikalarını, bu insanların üzerinden çekmendir. * Konsil kararından sonra “Batı”nin Müslüman coğrafyasına davranışını bir fıkrayla anlatalım. New York’ta ipini koparmış azgın bir köpek, bir çocuğa saldırır. Canavar gibi dişlerini neredeyse çocuğun etine geçirerek. Korkudan kimse müdahale edemiyor. O sıra çevrede bulunan bir delikanlı, herkesin korku bakışları altında olaya müdahale eder, köpeği etkisiz hale getirir ve çocuğu yaralanmadan, belki de ölümden kurtarır. Çevrede olanlar halk: “Yaşa! Varol!” diye alkışlarken bir muhabir delikanlıya yaklaşır: “Günün Kahramanı Amerikalı bir çocuğun hayatını kurtardı diye yazabilir miyim?” diye sorar. Delikanlı: “Ben Amerikalı değil, Pakistanlıyım” der. Ertesi gün gazetelerde manşet: “Köktendinci Müslüman, Central Park’ta bir köpeği boğdu. FBI olayın İslami terör örgütleri ile bağlantısını araştırıyor…” Batı’nın Müslüman toplumlara bakışı bu… Peki, Müslümanlar ne yapıyor? Birbirlerinin kuyusunu kazmakla, birbirleri ile ayrışmakla, sonuca gitmeyen tartışmalarla birbirlerini paralayarak, Hıristiyanlara hizmet ediyor… Fıkraya gülüp gülmeyeceğinize siz karar vereceksiniz. Şimdi ben desem ki; NATO Türkiye için tehdittir. Bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanı’nın Şanghay İşbirliği Örgütü içinde olması sadece Türkiye için değil, Müslüman devletler için de tarihi öneme sahiptir. Birçok kişi itiraz edecektir. Etmeyin, bu, yorum değil tespittir. Bir fıkra da NATO içinde olan devletlerin Türkiye’ye bakış açısı ile ilgili olsun: İri kıyım bir adam kahveye girere ve: “Eyyyyt var mı ulan bana yan bakan?” Herkes korku içinde sinerken, aradan ufak tefek, çelimsiz, püf desen uçacak kadar cılız bir adam çıkar. İri kıyım adama doğru yürür. Onun karşısına gelir. Masanın birini çeker, üzerine bir sandalye koyar. Önce masaya sonra sandalyeye çıkar. Ancak iri kıyım adamın boynuna gelmiştir. Adamın omzuna zıplar. Bir elini onun boynuna atarken, diğer kolunu da kahvedekilere sallar ve bir nara atar: “Eyyyt! Var mı lan ikimize yan bakan!” İşte NATO’nun boynuna yapışan, Ukrayna gibi, Yunanistan gibi, Kıbrıs Rum Kesimi gibi, var mı yan bakancılar türemişken, hala NATO’cu olmak, Türkiye’nin karşısında olmaktır. Bazılarının aymazlığına çok gülüyorum… Fıkra gibi…Cumhurbaşkanına düşmanlık yapacağım diye Türkiye’nin karşıtlığına düşmek… Evet, ne demiştik? Gülmek ciddi bir iştir.    
Ekleme Tarihi: 19 Eylül 2022 - Pazartesi

GÜLMEK VE ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ

Gülmek çok ciddi bir iştir.

Gülmek, zulme başkaldırırdır. Ve bir zalimin zulmü en fazla gülmek karşısında etkisiz kalır. Bütün sistemlerini acı üzerine kurmuş bir zalim, ancak gülmek ile yenilgiye uğrar. Çünkü hiçbir kötünün gülmeyi etkisiz hale getirecek silahı yoktur.

Hayatın en ciddi ayrıntıları, gülmek eyleminde gizlidir.

*

KUTSAL HEDEF: ÜÇÜNCÜ BİN YILDA ASYA

Bu sütunlarda söz etmiştim, izninizle tekrar edeceğim… Katolik inancında, yetkili din adamları, Papa başkanlığında adına”Konsil” dedikleri toplantı yapar ve karar alırlar. Bu kararlar, vahiy niteliği taşır. Bir Konsilin aldığı karar artık İncil’de yazılı haşa “Ayet” niteliğindedir.

Son Konsil, 1962 yılında Vatikan’da toplanmıştır. Bir dizi karar içinde en önemlisi  şudur:

“Hıristiyanlık ilk bin yılda kuruldu, ikinci bir yılda Avrupa Hıristiyanlaştı, üçüncü bin yılda hedef Asya’dır.”

Üçüncü bin yıl, 2001 yılından itibaren başlamıştır. Peki, hangi yöntemle insanları Katolik yapacaklardır? “Acıma ve merhamet hissinden doğan yardım etme duygusu ile…”

İnsanlık adına ne muhteşem duygular (!) değil mi? Evet, ambalaj böyle?

Ambalajı çıkarttınız zaman paketten çıkan dehşet şu… Afganistan gibi bir ülkeyi gece gündüz bombalıyorsun, gece babalarını öldürüp, gündüz çocuklarına elmalı şeker dağıtıyorsun.

Somali’nin denizlerindeki berekete el koyuyorsun, açlığa mahkûm ettiğin insanları, kendi topraklarında ürettiğin patates ile besliyorsun…

Senin merhametin yerin dibine batsın!

Senin yapacağın en büyük merhamet, çirkin, insanlık dışı politikalarını, bu insanların üzerinden çekmendir.

*

Konsil kararından sonra “Batı”nin Müslüman coğrafyasına davranışını bir fıkrayla anlatalım.

New York’ta ipini koparmış azgın bir köpek, bir çocuğa saldırır. Canavar gibi dişlerini neredeyse çocuğun etine geçirerek. Korkudan kimse müdahale edemiyor. O sıra çevrede bulunan bir delikanlı, herkesin korku bakışları altında olaya müdahale eder, köpeği etkisiz hale getirir ve çocuğu yaralanmadan, belki de ölümden kurtarır. Çevrede olanlar halk: “Yaşa! Varol!” diye alkışlarken bir muhabir delikanlıya yaklaşır:

“Günün Kahramanı Amerikalı bir çocuğun hayatını kurtardı diye yazabilir miyim?” diye sorar. Delikanlı:

“Ben Amerikalı değil, Pakistanlıyım” der.

Ertesi gün gazetelerde manşet:

“Köktendinci Müslüman, Central Park’ta bir köpeği boğdu. FBI olayın İslami terör örgütleri ile bağlantısını araştırıyor…”

Batı’nın Müslüman toplumlara bakışı bu… Peki, Müslümanlar ne yapıyor? Birbirlerinin kuyusunu kazmakla, birbirleri ile ayrışmakla, sonuca gitmeyen tartışmalarla birbirlerini paralayarak, Hıristiyanlara hizmet ediyor… Fıkraya gülüp gülmeyeceğinize siz karar vereceksiniz.

Şimdi ben desem ki; NATO Türkiye için tehdittir. Bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanı’nın Şanghay İşbirliği Örgütü içinde olması sadece Türkiye için değil, Müslüman devletler için de tarihi öneme sahiptir. Birçok kişi itiraz edecektir. Etmeyin, bu, yorum değil tespittir. Bir fıkra da NATO içinde olan devletlerin Türkiye’ye bakış açısı ile ilgili olsun:

İri kıyım bir adam kahveye girere ve: “Eyyyyt var mı ulan bana yan bakan?”

Herkes korku içinde sinerken, aradan ufak tefek, çelimsiz, püf desen uçacak kadar cılız bir adam çıkar. İri kıyım adama doğru yürür. Onun karşısına gelir. Masanın birini çeker, üzerine bir sandalye koyar. Önce masaya sonra sandalyeye çıkar. Ancak iri kıyım adamın boynuna gelmiştir. Adamın omzuna zıplar. Bir elini onun boynuna atarken, diğer kolunu da kahvedekilere sallar ve bir nara atar: “Eyyyt! Var mı lan ikimize yan bakan!”

İşte NATO’nun boynuna yapışan, Ukrayna gibi, Yunanistan gibi, Kıbrıs Rum Kesimi gibi, var mı yan bakancılar türemişken, hala NATO’cu olmak, Türkiye’nin karşısında olmaktır.

Bazılarının aymazlığına çok gülüyorum… Fıkra gibi…Cumhurbaşkanına düşmanlık yapacağım diye Türkiye’nin karşıtlığına düşmek…

Evet, ne demiştik? Gülmek ciddi bir iştir.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Recep KURTOĞLU
(20.09.2022 15:46 - #266)
Gerçek ve anlaşılır ifadeler bütünlüğüne gülmek yakışır mı Sedat abi?
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Metin Çelik
(20.09.2022 19:36 - #267)
Anlatığınız fıkraları...Yaptığınız analizi...Tersten Türkye'ye uyarlayın...Farklı bir netice çıkmaz..! Birinci derecede..Ülkemde olup-bitenler beni ilgilendiriyor...Devlet-Yurtaş ilişkisi ne kadar adilse...O kadar mutlu oluruz...! İkinci derecede...Önemli olan Devletin...dış iliskilerinde başarıya ulaşma şansı ise yurtaşıyla olan mutabakatıyla alakalı...Ne yazık ki devlet yurtaşıyla bilek güreşinde.. Hele hele..Oportinizmin zirvesi olan AKP dönemi...tam bir muama...! İslam Ülkeleriyle Allah'tan bir mutabakatı yok...Yoksa, iki gün sonra ...teorikte olsa 'Laik Demokratik Cumhuriyetimiz'e ' "El Fatiha" diyeceğiz...! Şimdilik.."Şeriat'ın" silueti ile alıştırma yaptırıyorlar bize..!
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.