Anasayfa
Yazarlar
Erol Aydın
Yazı Detayı
Bu yazı 330 kez okundu.
FİKİR, ZİKİR, ŞÜKÜR
Kimimizin dini İslâm, kimimizin dini de modernite...Oysaki modernite bir din değil fakat seküler insan için din mesabesinde kabul görmektedir. İnsanların tercihine saygı duymakla birlikte içeriğine baktığımızda; haz, hız, eğlence, faydacılık, bencillik, özgürlük, ölüm ve her şeyin sonu ötesi yok!
Müslüman için ise geçici olan bu fani dünya bir mola yeri ve asıl hedef ahireti kazanmak. Peki bu dünyada Müslümanın mutlu ve huzurlu olmaya hakkı yok mu? Tabii ki var fakat bunun da şartları var.
Öncelikle fikirde, yani tefekkürde samimi olması gerekiyor. Derin düşünce ile kendini sorgulaması ve niçin yaratıldığı sorusuna cevap bulması elzemdir. Olumlu, pozitif, hüsnüzan ile hareket ederek faydalı ve yararlı olması esastır. Kur’an’da çokça geçen, “Düşünmez misiniz, akıl etmez misiniz?” uyarı ve ikazı tefekkürün önemine vurgu yapmak babındadır. Bu şekilde idrak ederek doğru yolu bulmak çok daha kolay olacaktır. Aksi durum ise tam bir pişmanlık ve nedamet olacağı için asıl müflis olma durumu bu aşamada gerçekleşmiş olacaktır.
Sonrasında zikir ile ibadetlerini süsleyerek imanını tahkim etmesi kaçınılmazdır. Allah’ı diline pelesenk ederek O’na layık kul olmanın şartlarını eksiksiz yerine getirmesi kurtuluşu konusunda avantaj sağlamış olacaktır. Yine Kur’an’da “Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur!” ayeti zikrin önemine vurgu için son derece anlamlıdır. Zikir aynı zamanda kalbin diri kalması ve dünyaya olan meylini de sigaya çeken bir unsur olmaktadır.
Daha da önemlisi şükür sahibi bir Müslüman olarak hamd etmelidir. Tüm varlığı, kazanımları, serveti, sağlığı, ailesi ve çoluk çocuğu için tazimde bulunmalıdır. Yukarı değil, aşağı bakarak kul olmanın bilinciyle şükranlarını yine Yaradan’a sunmalıdır. Yine şükür konusunda da yüce kitabımız ilgili ayetinde, “Şükrederseniz, nimetimi attırırım!” diye buyurmaktadır. Bu şekilde rızkımıza olan teminatını da teyit etmiş olmaktadır. Bizler de minnet ve teşekkür ifadesi olan şükrümüzü her fırsatta hem söz hem de davranışlarımızla ortaya koymak durumundayız.
Sonuç olarak; Müslüman için huzurun yolu fikirle başlar, zikirle devam eder ve şükürle tamamlanır. Bu üç kavram dünya hayatını anlamlı ve ahiret hayatını da umut dolu kılmak için her Müslüman için rehber niteliğindedir.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın
Ekleme
Tarihi: 21 April 2025 - Monday
FİKİR, ZİKİR, ŞÜKÜR
Kimimizin dini İslâm, kimimizin dini de modernite...Oysaki modernite bir din değil fakat seküler insan için din mesabesinde kabul görmektedir. İnsanların tercihine saygı duymakla birlikte içeriğine baktığımızda; haz, hız, eğlence, faydacılık, bencillik, özgürlük, ölüm ve her şeyin sonu ötesi yok!
Müslüman için ise geçici olan bu fani dünya bir mola yeri ve asıl hedef ahireti kazanmak. Peki bu dünyada Müslümanın mutlu ve huzurlu olmaya hakkı yok mu? Tabii ki var fakat bunun da şartları var.
Öncelikle fikirde, yani tefekkürde samimi olması gerekiyor. Derin düşünce ile kendini sorgulaması ve niçin yaratıldığı sorusuna cevap bulması elzemdir. Olumlu, pozitif, hüsnüzan ile hareket ederek faydalı ve yararlı olması esastır. Kur’an’da çokça geçen, “Düşünmez misiniz, akıl etmez misiniz?” uyarı ve ikazı tefekkürün önemine vurgu yapmak babındadır. Bu şekilde idrak ederek doğru yolu bulmak çok daha kolay olacaktır. Aksi durum ise tam bir pişmanlık ve nedamet olacağı için asıl müflis olma durumu bu aşamada gerçekleşmiş olacaktır.
Sonrasında zikir ile ibadetlerini süsleyerek imanını tahkim etmesi kaçınılmazdır. Allah’ı diline pelesenk ederek O’na layık kul olmanın şartlarını eksiksiz yerine getirmesi kurtuluşu konusunda avantaj sağlamış olacaktır. Yine Kur’an’da “Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur!” ayeti zikrin önemine vurgu için son derece anlamlıdır. Zikir aynı zamanda kalbin diri kalması ve dünyaya olan meylini de sigaya çeken bir unsur olmaktadır.
Daha da önemlisi şükür sahibi bir Müslüman olarak hamd etmelidir. Tüm varlığı, kazanımları, serveti, sağlığı, ailesi ve çoluk çocuğu için tazimde bulunmalıdır. Yukarı değil, aşağı bakarak kul olmanın bilinciyle şükranlarını yine Yaradan’a sunmalıdır. Yine şükür konusunda da yüce kitabımız ilgili ayetinde, “Şükrederseniz, nimetimi attırırım!” diye buyurmaktadır. Bu şekilde rızkımıza olan teminatını da teyit etmiş olmaktadır. Bizler de minnet ve teşekkür ifadesi olan şükrümüzü her fırsatta hem söz hem de davranışlarımızla ortaya koymak durumundayız.
Sonuç olarak; Müslüman için huzurun yolu fikirle başlar, zikirle devam eder ve şükürle tamamlanır. Bu üç kavram dünya hayatını anlamlı ve ahiret hayatını da umut dolu kılmak için her Müslüman için rehber niteliğindedir.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.