Anasayfa
Yazarlar
Erol Aydın
Yazı Detayı
Bu yazı 737 kez okundu.
RUHUN MENGENEYE SIKIŞMASI
Mengene; endüstri, sanayi ve birçok zanaat dalında parçayı sabitleme bunun yanında sıkıştırmak için kullanılan bir aparattır. Mengeneye sıkışan parçayı kolay kolay oynatmak mümkün değildir.
İnsanoğlu, psikolojik bir varlık olarak bazen ruhunun mengene misali sıkıldığı süreçler yaşaması muhtemeldir. Dünyada ve ülkemizde yaşanan; savaşlar, felaketler, afetler ve katliamlar hepimizin dengesini bozsa da bütün bunların kimyamızı bozması söz konusu değildir. Anlık olarak; üzülür, sıkılır, empati yaparız ve hayat kaldığı yerden devam eder.
İnsanları derinden etkileyen ve onların zihnini 24 saat sürekli meşgul eden mikro problemlerdir. Mikro derken küçük değil, sadece sizi ilgilendiren durumları kastediyorum.
Mutlu ve mesut yaşarken hep başkalarında ortaya çıkan durumlar için, “Vay be, hayatta neler oluyor!” dediğimiz çoktur. Hatta bazen; yadırgadığımız, eleştirdiğimiz, kınadığımız ve büyük konuştuğumuz olmuştur. Ey gafil, sen niçin bilmezsin, “Kınadığın şey başına gelmedikçe ölmezsin!” Hadis-i Şerifi çok açık bir uyarıdır.
Günün birinde herkes gibi senin de başına bir musibet geldiğinde artık sen de mağdurlar kervanına katılmışsın demektir. Üstelik bu mağduriyette devletin yetkilendirdiği kurumların da etkisi varsa, bu da ayrı bir hicran yarası olmaktadır.
Çaresiz bir şekilde kıvranırken artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır. Günlük hayatınız devam etse de yaşadığınız travma son bulacak gibi değildir. Başka bir şey; düşünemez, hissedemez, algılayamaz ve de yüreğinize bir ağırlık çökerek diken üstünde bir hayat artık kaderiniz olmuştur.
Ruhunuz âdeta bir mengeneye sıkışmıştır ve hiçbir şeyin tadı kalmamıştır. Düşündükçe mengene daha çok sıkarak, bütün kemiklerinizin kırıldığını ve iç içe geçtiğini abartısız bir şekilde hissedersiniz. Bunun bir imtihan ve sınav olduğunu düşünerek teselli bulmaya çalışmanız bile sizi rahatlatmaya yetmeyecektir.
Fakat bu durumdan kurtulmanın çok basit ve kolay bir yolu vardır. O da, mevcut durumu kabullenerek sırtınızda ki yükü yere bırakmaktır. Söylemesi kolay olsa da uygulaması herkes için aynı oranda basit ve kolay olmayacaktır. Farklı bir bakış açısı olmakla birlikte herkesin kolayca uygulayacağı durum değildir. Her insan ayrı bir dünya olduğu için farklı tepkilerin tamamı sizi yıprattığı gibi çözüme de hiç bir katkısı olmayacaktır.
Sonuç olarak; her şey insanlar için, olmaz olmaz diye bir şey yok! “Duvarı nem, insanı gam yıkar!” çerçevesinde üzülmenin ötesine geçmek kendinize yapacağınız en büyük iyilik olacaktır. Aksi takdirde mengene ruhunuzla birlikte canınızı da sıkarak sizi onulmaz dertlere gark edecektir. Durumu kabullenmekle işe başlayabilirsiniz, gerisi zaman içerisinde hale yola girecektir.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın
Ekleme
Tarihi: 17 Şubat 2025 - Pazartesi
RUHUN MENGENEYE SIKIŞMASI
Mengene; endüstri, sanayi ve birçok zanaat dalında parçayı sabitleme bunun yanında sıkıştırmak için kullanılan bir aparattır. Mengeneye sıkışan parçayı kolay kolay oynatmak mümkün değildir.
İnsanoğlu, psikolojik bir varlık olarak bazen ruhunun mengene misali sıkıldığı süreçler yaşaması muhtemeldir. Dünyada ve ülkemizde yaşanan; savaşlar, felaketler, afetler ve katliamlar hepimizin dengesini bozsa da bütün bunların kimyamızı bozması söz konusu değildir. Anlık olarak; üzülür, sıkılır, empati yaparız ve hayat kaldığı yerden devam eder.
İnsanları derinden etkileyen ve onların zihnini 24 saat sürekli meşgul eden mikro problemlerdir. Mikro derken küçük değil, sadece sizi ilgilendiren durumları kastediyorum.
Mutlu ve mesut yaşarken hep başkalarında ortaya çıkan durumlar için, “Vay be, hayatta neler oluyor!” dediğimiz çoktur. Hatta bazen; yadırgadığımız, eleştirdiğimiz, kınadığımız ve büyük konuştuğumuz olmuştur. Ey gafil, sen niçin bilmezsin, “Kınadığın şey başına gelmedikçe ölmezsin!” Hadis-i Şerifi çok açık bir uyarıdır.
Günün birinde herkes gibi senin de başına bir musibet geldiğinde artık sen de mağdurlar kervanına katılmışsın demektir. Üstelik bu mağduriyette devletin yetkilendirdiği kurumların da etkisi varsa, bu da ayrı bir hicran yarası olmaktadır.
Çaresiz bir şekilde kıvranırken artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır. Günlük hayatınız devam etse de yaşadığınız travma son bulacak gibi değildir. Başka bir şey; düşünemez, hissedemez, algılayamaz ve de yüreğinize bir ağırlık çökerek diken üstünde bir hayat artık kaderiniz olmuştur.
Ruhunuz âdeta bir mengeneye sıkışmıştır ve hiçbir şeyin tadı kalmamıştır. Düşündükçe mengene daha çok sıkarak, bütün kemiklerinizin kırıldığını ve iç içe geçtiğini abartısız bir şekilde hissedersiniz. Bunun bir imtihan ve sınav olduğunu düşünerek teselli bulmaya çalışmanız bile sizi rahatlatmaya yetmeyecektir.
Fakat bu durumdan kurtulmanın çok basit ve kolay bir yolu vardır. O da, mevcut durumu kabullenerek sırtınızda ki yükü yere bırakmaktır. Söylemesi kolay olsa da uygulaması herkes için aynı oranda basit ve kolay olmayacaktır. Farklı bir bakış açısı olmakla birlikte herkesin kolayca uygulayacağı durum değildir. Her insan ayrı bir dünya olduğu için farklı tepkilerin tamamı sizi yıprattığı gibi çözüme de hiç bir katkısı olmayacaktır.
Sonuç olarak; her şey insanlar için, olmaz olmaz diye bir şey yok! “Duvarı nem, insanı gam yıkar!” çerçevesinde üzülmenin ötesine geçmek kendinize yapacağınız en büyük iyilik olacaktır. Aksi takdirde mengene ruhunuzla birlikte canınızı da sıkarak sizi onulmaz dertlere gark edecektir. Durumu kabullenmekle işe başlayabilirsiniz, gerisi zaman içerisinde hale yola girecektir.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(2)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
Cemil macit
(17.02.2025 08:39 -
#547)
Eyvallah deniyorum ama herzaman olmuyor.gonlüne sağlık arkadaş.
Cemil macit
(17.02.2025 08:39 -
#548)
Eyvallah deniyorum ama herzaman olmuyor.gonlüne sağlık arkadaş.