Öğretmenler gününde düzenlenen bir kutlama programında Sayın valimiz orada bulunan bir öğretmenimizin oturuş tarzından rahatsız olup herkesin içinde bu öğretmene ayar verircesine "sen öğretmen misin nasıl oturuyorsun?" tafralarına şahit olduk
Hemen akabinde bu öğretmenimizin uğradığı sözlü lincin orada bulunan meslektaşları tarafından alkışlarla destek bulması ayrıca incelenmesi gereken sosyo-psikolojik bir trajedidir.
.
Bir diğer gerçek ise geleceğimizi yapılandiracak olan öğretmenlerimizin bir takım makam sahipleri tarafından rahatlıkla "yapılandırılabilir" olması geleceğimiz için ayrı bir endişe konusudur.
Ayrıca öğretmenler de dahil halkın vergileri ile maaş alan birinin makamı rütbesi ne olursa olsun maaşını ödeyenlere ayar vermesi tıpkı bir pazarlamacının müşterilerine fırça atması kadar abes bir durumdur.
Ancak ne var ki güce tapan, makamı mevkiyi kutsayan topluluklar tüm katmanlarıyla bu tür zelil durumları yaşamaya devam edecektir.
Diğer bir husus ise son yıllarda fetocu olmayan herkeste anormal bir özgüven var.
Değil medeni kurallara, yerçekimi kurallarına bile uymak zorunda değilsin konforu sayesinde geleneksel kaidelerimizi kaybettik.
Sonuç olarak orada en tepede bulunan zevatın hâlâ ayaklara bakmaktan zihne ve yüreğe yükselememiş olmasının hazin bir hikayesini izledik.