Mehmet Bozkurt
Köşe Yazarı
Mehmet Bozkurt
 

KİMDİR BU İSRAİL !?

Genel olarak Yahudilik Yahudilik, din olarak Hz. Musa (a.s) gönderilen ve kitabi Tevrat olan ilahi bir dindir. Ancak aslını korumamış ve Yahudiler kendi arzu ve isteklerine uygun bir şekilde din kitapları olan Tevrat'ı değiştirmişlerdir. Biz bunu Kur'an-ı Kerim'den öğreniyoruz. Bugün Yahudilerin elindeki Tevrat, Allah'ın gönderdiği Tevrat değildir. Ve bugün inanılan Yahudilik de kutsal olan, yani ilahi bir din değildir.  Musevilik: Yahudiliğin diğer adıdır. Yehova: Yahudilikte inanılan ilah demektir. İsrailoğulları: Yahudi neslinin adıdır. Siyonizm: Siyonizm kelimesi, Kudüs'ün eski adı olarak bilinen "Sion" kelimesinden türemiştir. Yahudi milliyetçiliğinin temel ülküsü olarak kabul edilen Siyonizm'de asıl amaç Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kurmaktır. Bu inanca göre Filistin'in kutsal toprak olarak Yahudilere bırakıldığı inancıdır.  Tekvin: (Yaratılış) Tevrat'ın bir bölümüdür. Rab: Yahudilikte bilinen ilk Rabbi Hz.  Musa'dır. Rabbi sözcüğü Türkçe'de Haham sözcüğü ile karşılanmıştır. Rabbi kelimesi yüce ve efendim anlamına gelir. Abraham: Yahudilikte İbrahim inancı Tevrat anlatılarına dayanmaktadır. Buna göre O'nun ilk adı olan Abram, Tanrı tarafından "Ulusların babası" anlamına gelen Abraham'a değiştirilir. Nuh'un soyundan olan Terah'ın oğludur. İbranice: Yahudiler'in ana dili ve dinlerin diğer adı, İbrani dinidir.  Ahd-i Atik: Hıristiyanlar, Yahudilerin kutsal kitabına Ahd-i Atik demektedirler. Ahd-i Atik'in Rab Yahve (Yahova) ile İsrailoğulları arasındaki bir sözleşme olduğuna inanılır. Yahudi inancına göre Rab, Hz. İbrahim (a.s.) ile bir sözleşme yapmış, aynı sözleşme daha sonraki Peygamberlerle de tekrarlanmıştır. Ahd-i Atik, İbranice yazılmış üç büyük bölümden oluşmaktadır. Bunlardan Nebiim ve Kütübim kısımları Hz. Davud'a indirilen Zebur'dur. Ahd-i Atik'in en önemli bölümü ise Tora (Tevrat) olup, bu kısımlar Hz. Musa (a.s)'a indirilmiştir. Tevrat'ı oluşturan bu bölümlere Esfar-ı Hamse, yani Beş Sifr adı verilmekte olup bunlar; Tekvin, Huruç, Levitik, Adat ve Tesniye'dir.  Ahd-i Cedid: Hıristiyanların kutsal kitabı olan Kitab-ı Mukaddes'in ikinci bölümü Ahd-i Cedid, Hıristiyanların kutsal kitabı İncil'e verilen addır. Yeni Sözleşme adıyla da bilinir. 27 kitaptan oluşur.  ... Ve Yaşanan tarihi bir olay... Teodor Herzl, Siyonist hareketinin önemli liderlerinden biri olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun Başkenti İstanbul'da Ulu Hakan Sultan II. Abdülhamid Han ile görüşmek istemiştir. Herzl, Filistin topraklarında Yahudiler için bir devlet kurma amacıyla çeşitli tekliflerde bulunmuş ve bu teklifler arasında Osmanlı Devleti'nin dış borçlarının ödenmesi, Yahudi sermayesinin Osmanlı İmparatorluğu'na aktarılması ve Osmanlı topraklarına Yahudi göçmenlerin getirilmesi gibi ekonomik yardımlar yer alıyordu.  Ancak, Ulu Hakan Sultan II. Abdülhamid Han, Herzl'in bu tekliflerini reddetmiş, Filistin topraklarının herhangi bir kısmını Yahudilere vermek istememiş ve bu konuda kesin bir tutum sergilemiştir. Sultan II. Abdülhamid Han, Osmanlı İmparatorluğu'nun bütünlüğünü korumak ve Filistin'in İslam dünyası için taşıdığı önemi gözetmek amacıyla bu teklifleri kabul etmemiştir. Bu tekliflere karşılık Sultan II. Abdülhamid Han'ın verdiği cevap: "Ben bir karış dahi olsa toprak satmam. Zira bu vatan bana değil, milletime aittir. Milletim, bu toprakları kanlarını dökerek kazanmışlardır, onu yine kanlarıyla altınlarını dökerek geri verirler."  ... Ve Arz-ı Mev'ud nedir!? Arz-ı Mev'ud, Va'ad edilmiş topraklardır. Ancak Kur'an-ı Kerim bu iddiayı onaylamaz. Va'dedilmiş topraklar, Museviliğe, yani Yahudiliğe göre Yehova tarafından İsrailoğullarına va'dedilmiş bölgedir. Yahudilik inancına göre Hz. Musa (a.s)'ın Filistin'e girene kadar dolaşmış olduğu topraklardır. Tam sınırları belli olmamakla beraber, bugün İsrail topraklarını oluşturan bölgenin Va'dedilmiş topraklar olduğu "Siyonistler tarafından" savunulur.  Sözde, Arz-ı Mev'ud, Türkiye topraklarından, Güneydoğu Anadolu Bölgesi, yani Fırat ve Dicle toprakları arası ile Hicaz bölgesi, Irak, Suriye, Ürdün topraklarını da kapsıyor!  Tevrat'ın Tekvin kitabının 15. Bab'ında ise deniliyor ki: "O günde Rab, Abraham'la ahdedip dedi: Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar bu diyarı, Kenileri ve Kenizzileri ve Kadmonileri ve Hittileri ve Perizzileri ve Refaları ve Amorileri ve Kenanlıları ve Girgaşileri ve Yebusileri senin zürriyetine (soyuna) verdim."  Bu tanıma göre ise Fırat Nehri'nden Nil Nehri'ne kadar olan geniş bölge İsrailoğullarına va'dedilmiştir. Bununla birlikte sınırlarının tam olarak belirtilmemiş olması nedeniyle bu tanım da oldukça tartışmalıdır.  Siyonist Yahudilere göre; Nil'den Fırat'a va'ad edilmiş topraklardır! Tanrıları Yahova'nın, Hz. İbrahim (a.s)'e ve O'nun soyundan gelenlere vermeyi va'ad ettiği yer için kullanılan terimdir.  İbranice'de, "Eretz Israel" denilen bu bölge Ahd-i Atik'te "Ken'an diyarı" "Diyar" "Gurbet diyarı" "Memleket" diye de zikredilmektedir. İkinci Mabed döneminden itibaren ise "Arz-ı Mev'ud" diye adlandırılmış olup Ahd-i Cedid'de de bu isimle geçmektedir. Ahd-i Atik'te burası ayrıca "İyi ve geniş diyar" "Süt ve bal akan diyar" "Bütün memleketlerin sü­sü olan diyar” diye tavsif edilmiştir. Kitab-ı Mukaddes'te Hz. İbrahim'e yapılan va'adde, "Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar olan bölge" Hz. Musa (a.s) ve Yeşu'a yapılan va'adde, "Ayak tabanınızın basacağı her yer sizin olacak!" denilmiştir. Arz-ı Mev'ud'un sınırları Ahd-i Atik'te daha ayrıntılı olarak verilmektedir!  ... Ve İsrail'in, Filistin topraklarını aşama aşama nasıl işgal ettiği ve bu süreçteki bazı önemli olaylar ve dönüm noktaları: İsrail devletinin kurulması için yapılan çalışmalar, 19. yüzyılın sonlarında başlayan Siyonizm hareketi ile hız kazandı. Bu hareketin kurucusu olarak kabul edilen Theodor Herzl, 1896 tarihinde "Der Judenstaat" (Yahudi Devleti) adlı eserinde, Yahudiler için bağımsız bir devlet kurma fikrini savundu ve Yahudi halkının Filistin topraklarına geri dönmesini ve burada bağımsız bir Yahudi devleti kurmasını savunuyordu. Theodor Herzl, Siyonizm'in önemli liderlerinden biridir. 1897 tarihinde İsviçre'nin Basel kentinde toplanan Birinci Siyonist Kongre, Yahudiler için Filistin'de bir devlet kurma hedefini benimsedi.  Balfour Deklarasyonu (1917): Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur Balfour, Siyonist liderlere gönderdiği mektupta, Filistin'de bir Yahudi devleti kurulmasını desteklediğini belirtti. Bu deklarasyon, uluslararası alanda Siyonist hareketin meşruiyet kazanmasında önemli bir rol oynadı ve Yahudilerin Filistin'e göçünü teşvik etmiş ve bölgedeki Yahudi nüfusunu artırmıştır.  Filistin Mandası Dönemi (1920-1948): Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Filistin, Milletler Cemiyeti tarafından İngiltere'nin mandası altına verildi. Bu dönemde, Yahudi göçü ve yerleşimleri daha da hız kazandı, ancak Arap ve Yahudi çatışmaları da arttı.  Holokost ▪︎ ve İkinci Dünya Savaşı sonrası: II. Dünya Savaşı ve Holokost'un ardından, Yahudi göçü daha da hızlanmış ve Filistin'deki Yahudi toplumu güçlenmiştir. Ancak bu durum, bölgede yaşayan Araplarla olan gerilimi artırmıştır. Yaşanan Holokost, Yahudi halkı için güvenli bir yurt ihtiyacını daha da acil hale getirdi. Savaş sonrası dönemde, Avrupa'dan Filistin'e Yahudi göçü hızla yoğunlaştı. ▪︎ Holokost: İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası tarafından sistematik bir şekilde Yahudilere uygulanan soykırım politikasını tanımlar. Bu süreçte yaklaşık altı milyon Yahudi öldürülmüş ve Holokost, insanlık tarihindeki en korkunç ve trajik olaylardan biri olarak kabul edilir.  BM Bölünme Planı (1947): Birleşmiş Milletler, Filistin'in Araplar ve Yahudiler arasında iki ayrı devlete bölünmesini öneren bir planı kabul etti. Arap ülkeleri ve Filistinli Araplar bu planı reddetti, ancak Yahudi liderler kabul etti.  İsrail Devleti'nin Kuruluşu (1948): 14 Mayıs 1948 tarihinde David Ben Gurion, İsrail Devleti'nin bağımsızlığını ilan etti. Ertesi gün, çevre Arap ülkeleri yeni kurulan devlete karşı savaş açtı, ancak İsrail bu savaştan galip çıktı ve işgalci devletin varlığı pekişti. Savaşın sonunda İsrail, BM planında kendisine ayrılan topraklardan daha fazlasını kontrol ediyordu.  Bu süreçler, İsrail devletinin kurulmasına giden yolu belirledi ve maalesef Ortadoğu'nun şekillenmesinde önemli bir rol oynadı.  1948-1949 Arap-İsrail Savaşı: İsrail, bu savaştan zaferle çıktı ve Filistin topraklarının büyük bir kısmını ele geçirdi. Bu süreçte yüz binlerce Filistinli, mülteci durumuna düştü.  Altı Gün Savaşları (1967): İsrail; Mısır, Ürdün ve Suriye ile savaşarak Batı Şeria, Gazze Şeridi, Golan Tepeleri ve Sina Yarımadası'nı ele geçirdi. Bu savaş, İsrail'in Filistin topraklarının önemli bir kısmını işgal etmesiyle sonuçlandı.  1973 Yom Kippur Savaşı: Mısır ve Suriye'nin İsrail'e karşı başlattığı bu savaş, İsrail'in işgal ettiği toprakları korumayı başarmasıyla sona erdi.  Oslo Anlaşmaları (1993-1995): Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve İsrail arasında imzalanan bu anlaşmalar, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde Filistin Özerk yönetimini başlattı. Ancak, tam bir barış sağlanamadı ve çatışmalar devam etti.  İkinci İntifada (2000-2005): Filistinlilerin başlattığı bu ayaklanma, İsrail'in Batı Şeria'daki yerleşim yerlerini ve güvenlik bariyerlerini genişletmesine yol açtı.  İsrail, Batı Şeria'da yerleşim yerlerini genişletmeye ve Filistin topraklarını kontrol etmeye devam ediyor. Gazze Şeridi ise Hamas tarafından yönetiliyor ve sık sık İsrail ile çatışmalar yaşandi. Bugün ise kanlı ve alçakça bir soykırım devam ediyor!  Bu olaylar, Filistin topraklarının aşama aşama İsrail tarafından nasıl işgal edildiğinin ana hatlarını çizmektedir. Her bir dönüm noktası, iki taraf arasındaki çatışmaların ve müzakerelerin karmaşıklığını yansıtır.  Sonuç olarak, İsrail Terör Devleti'nin kuruluşu, Siyonizm hareketi, Birleşmiş Milletler'in bölme planı ve 1948 Arap-İsrail Savaşı gibi çeşitli tarihsel süreçlerin bir sonucu olarak gerçekleşmiştir.  ... Ve Allah, neden İsrailoğullarını helak etmedi!? Allah, her asi kavim için bir şey takdir etmiştir. Bir nedeni olsa da bundan dolayı Allah'ı sorgulama (haşa!) hakkımız yok! Hz. Yakub (a.s)'in soyundan gelen İsrailoğulları, Hz. Yusuf (a.s) zamanında Mısır’a yerleşerek çoğalmışlar ve daha sonraki Firavunlar tarafından köleleştirilmişler; ağır işlerde çalıştırılırken zulüm ve işkencelere maruz kalmışlardır. Yıllar yılı sürgünlerde yaşamışlar. Bunlar hep ceza değil mi?  Yahudiler, Hz. İshak (a.s)’ın oğlu Hz. Yakub (a.s)’ın çocuklarıdır. Hz. İshak (a.s) ise, Hz. İbrahim (a.s)’in oğludur. Hz. Lut (a.s), Hz. İbrahim (a.s)’in yeğenidir ve onun döneminde Peygamber olmuştur.   Hz. Hud (a.s) ise, Hz. İbrahim (a.s)’den öncedir. Bundan anlaşılıyor ki, Hz. Hud (a.s) ve Hz. Lut (a.s) zamanında Yahudi diye bir kavim yoktur. Dolayısıyla o zamanda helak olmaları da söz konusu olmamıştır. Bütün helakler daha öncedir. Kur’an’ın değişik yerlerinde Yahudilerin zaman zaman büyük bir cezaya çarptırıldıklarına, önemli bir kısmının lanete uğrayıp helak olduğuna işaret edilmiştir.  En büyük helak, Allah'ın lanetine uğramaktır. Değişik bir helak şeklidir! Ancak onlardan gelen nesiller arasında çok salih evliyalar yanında Peygamberler de olacağını bilen Allah, onları toptan helak etmemiştir. Ve nitekim o soydan bir çok Peygamber de gelmiştir! Daha sonra Hitler belasına çarpılan Yahudiler adeta soykırım yaşamıştır. Kur'an'da Yahudilerin yaşadıkları sıkıntılar ki, yaptıklari yüzünden çok detaylı ifade edilir!  Hz. Musa (a.s) duasında, "içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak eyleme?" Eyler misin diyerek yaptıklarına karşı korku yaşarken biraz da dua etmektedir!?  ... Ve Kur'an-ı Kerim, Yahudiler hakkında ne diyor!?  "Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ahdine ve insanların (mü'minlerin) himayesine sığınmadıkça kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur, Allah'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir. Çünkü onlar, Allah'ın Ayetlerini inkar ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Bu da, onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır." Al-i İmran, 3/112  "Allah ve Resulü'nü (çirkin iddialar ve yakıştırmalarla) üzenler (incitenler) var ya, Allah onları dünyada da ahirette de lanetleyip rahmetinden uzaklaştırmış, ayrıca onlara zelil ve rezil (horlayıcı) bir azap hazırlamıştır." Ahzab, 33/57  "Uzeyir Allah'ın oğludur. Allah'ın eli bağlıdır, Allah fakir ve biz zenginiz" diyen Yahudilere, Ve "Mesih (İsa) Allah'ın oğludur. O, üçün üçüncüsüdür." diyen Hıristiyanlara, Kur'an-ı Kerim kafir demektedir!  Biz Müslüman olarak, Hıristiyan ve Yahudilere, Hıristiyan ve Yahudi oldukları için kafir demiyoruz. Yukarıdaki iddia ve inançlarından dolayı Allah, onları kafir ilan etmiştir. Yoksa Kur'an'ın emirleri doğrultusunda inanan ve hareket eden her Hıristiyan ve Yahudi de mü'mindir.  ... Ve Aksa Tufanı... 07 Ekim 2023 tarihinde başlayan şanlı direnişle, İsrail cephesinde binlerce asker ve sivil öldü ve 250 kadar esir alındı. Mossad'in bilgi arşivleri ele geçirildi. İlk defa İsrail'e saldırıldı. Yenilemeyen sanılan İsrail ordusu yenilgiyi tattı. İnsanlık dersi veren Avrupa medeniyeti iflas etti. Asrın projesi adı altında Gazze'yi boşaltma hedefi yenilgiye uğradı. Yahudiler için vaad edilmiş topraklar hezeyanı iptal olmuştur. Onların içindeki birlik dağılmış ve birbirlerine düşmüşlerdir. Siyonist medya da iflas etmiştir. Yalan karartma iftira yayınları bütün dünyada ayyuka çıkmıştır. Filistin davası ümmetin gönlünde asıl yerine yerleşerek herkesin öncelikli davası oldu. Ümmet'te Cihad ruhunun dirilişi sağlandı ve İslam ümmetini birlik şuuruna kavuşturdu. Müslümanların esirlere muamelesini bütün dünya öğrendi. İşgalcilerin elindeki esirlerin kurtuluş umudu yükseldi. Filistinli dağınık yaşayan halkının geri dönüş umudu çoğaldı. Bu şanlı direniş, Arap toplumunda umut oldu. Allah'ın vaadına olan inancın perçinlenmesi Siyonist devletin sonunun yakın ve Aksa'nın özgürlüğü yakınlaşmış demektir elhamdulillah!"  Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye İran'ın Başkenti Tahran'da şehid oldu. Mü'minlerin başı sağolsun! Amerika ve Siyonist İsrail'e lanet olsun! Bu zulmü seyreden sözde müslümanları Allah af etmesin!  Ey kafirler!  Yenileceksiniz ve Cehenneme sürüleceksiniz! İsmail Haniye, hayatını Tevhid ve Cihad çizgisinde tamamlamış bir yürekti. Bunu ispatlayan şehadeti Siyonizm'in zeval şafağı olacaktır inşaallah...  Ey Şehid! Ahdımız olsun ki, yolunuz yolcusuz ve davanız mücahitsiz kalmayacaktır.  Ey Müslümanlar! Unutmayın! En büyük düşmanınız Siyonistler ve bunları var gücüyle destekleyen Amerka'dır! Soykırım yapıyorlar... Savas suçu işliyorlar... İnsanlık suçu işliyorlar...  Ey Arap alemi! Ey müslümanların sözde liderleri! Siyonist İsrail ile ihracat ve ithalat ilişkinizi keser ve büyükelçilerinizi geri çekerseniz, İsrail kendiliğinden yok olacaktır... İsrail katlediyor, siz ise katleden uçaklara benzin veriyorsunuz! Veyl olsun size!  Yaşasın Türkiye'nin şanlı mücadelesi! Yaşasın Mescid-i Aksa! Allah, müslüman olarak bizi imtihan ediyor ve sonunda inşaallah nurunu tamamlayacaktır!  Hayat; Tevhid ve Cihad'dır! Ya Rabb! Şanını yüceltmek için vuruşan kahraman bir avuç mü'mini sahipsiz bırakma, muzaffer eyle! Mehmet Bozkurt, Eğitimci İlahiyatçı Araştımacı Yazar
Ekleme Tarihi: 10 Ağustos 2024 - Cumartesi

KİMDİR BU İSRAİL !?

Genel olarak Yahudilik
Yahudilik, din olarak Hz. Musa (a.s) gönderilen ve kitabi Tevrat olan ilahi bir dindir. Ancak aslını korumamış ve Yahudiler kendi arzu ve isteklerine uygun bir şekilde din kitapları olan Tevrat'ı değiştirmişlerdir. Biz bunu Kur'an-ı Kerim'den öğreniyoruz. Bugün Yahudilerin elindeki Tevrat, Allah'ın gönderdiği Tevrat değildir. Ve bugün inanılan Yahudilik de kutsal olan, yani ilahi bir din değildir. 

Musevilik: Yahudiliğin diğer adıdır.
Yehova: Yahudilikte inanılan ilah demektir.
İsrailoğulları: Yahudi neslinin adıdır.
Siyonizm: Siyonizm kelimesi, Kudüs'ün eski adı olarak bilinen "Sion" kelimesinden türemiştir. Yahudi milliyetçiliğinin temel ülküsü olarak kabul edilen Siyonizm'de asıl amaç Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kurmaktır. Bu inanca göre Filistin'in kutsal toprak olarak Yahudilere bırakıldığı inancıdır. 

Tekvin: (Yaratılış) Tevrat'ın bir bölümüdür.
Rab: Yahudilikte bilinen ilk Rabbi Hz.  Musa'dır. Rabbi sözcüğü Türkçe'de Haham sözcüğü ile karşılanmıştır. Rabbi kelimesi yüce ve efendim anlamına gelir.
Abraham: Yahudilikte İbrahim inancı Tevrat anlatılarına dayanmaktadır. Buna göre O'nun ilk adı olan Abram, Tanrı tarafından "Ulusların babası" anlamına gelen Abraham'a değiştirilir. Nuh'un soyundan olan Terah'ın oğludur.
İbranice: Yahudiler'in ana dili ve dinlerin diğer adı, İbrani dinidir. 

Ahd-i Atik: Hıristiyanlar, Yahudilerin kutsal kitabına Ahd-i Atik demektedirler. Ahd-i Atik'in Rab Yahve (Yahova) ile İsrailoğulları arasındaki bir sözleşme olduğuna inanılır. Yahudi inancına göre Rab, Hz. İbrahim (a.s.) ile bir sözleşme yapmış, aynı sözleşme daha sonraki Peygamberlerle de tekrarlanmıştır.
Ahd-i Atik, İbranice yazılmış üç büyük bölümden oluşmaktadır. Bunlardan Nebiim ve Kütübim kısımları Hz. Davud'a indirilen Zebur'dur. Ahd-i Atik'in en önemli bölümü ise Tora (Tevrat) olup, bu kısımlar Hz. Musa (a.s)'a indirilmiştir.
Tevrat'ı oluşturan bu bölümlere Esfar-ı Hamse, yani Beş Sifr adı verilmekte olup bunlar; Tekvin, Huruç, Levitik, Adat ve Tesniye'dir. 

Ahd-i Cedid: Hıristiyanların kutsal kitabı olan Kitab-ı Mukaddes'in ikinci bölümü Ahd-i Cedid, Hıristiyanların kutsal kitabı İncil'e verilen addır. Yeni Sözleşme adıyla da bilinir. 27 kitaptan oluşur. 

... Ve
Yaşanan tarihi bir olay...
Teodor Herzl, Siyonist hareketinin önemli liderlerinden biri olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun Başkenti İstanbul'da Ulu Hakan Sultan II. Abdülhamid Han ile görüşmek istemiştir. Herzl, Filistin topraklarında Yahudiler için bir devlet kurma amacıyla çeşitli tekliflerde bulunmuş ve bu teklifler arasında Osmanlı Devleti'nin dış borçlarının ödenmesi, Yahudi sermayesinin Osmanlı İmparatorluğu'na aktarılması ve Osmanlı topraklarına Yahudi göçmenlerin getirilmesi gibi ekonomik yardımlar yer alıyordu. 

Ancak, Ulu Hakan Sultan II. Abdülhamid Han, Herzl'in bu tekliflerini reddetmiş, Filistin topraklarının herhangi bir kısmını Yahudilere vermek istememiş ve bu konuda kesin bir tutum sergilemiştir. Sultan II. Abdülhamid Han, Osmanlı İmparatorluğu'nun bütünlüğünü korumak ve Filistin'in İslam dünyası için taşıdığı önemi gözetmek amacıyla bu teklifleri kabul etmemiştir. Bu tekliflere karşılık Sultan II. Abdülhamid Han'ın verdiği cevap:
"Ben bir karış dahi olsa toprak satmam. Zira bu vatan bana değil, milletime aittir. Milletim, bu toprakları kanlarını dökerek kazanmışlardır, onu yine kanlarıyla altınlarını dökerek geri verirler." 

... Ve
Arz-ı Mev'ud nedir!?
Arz-ı Mev'ud, Va'ad edilmiş topraklardır. Ancak Kur'an-ı Kerim bu iddiayı onaylamaz.
Va'dedilmiş topraklar, Museviliğe, yani Yahudiliğe göre Yehova tarafından İsrailoğullarına va'dedilmiş bölgedir. Yahudilik inancına göre Hz. Musa (a.s)'ın Filistin'e girene kadar dolaşmış olduğu topraklardır. Tam sınırları belli olmamakla beraber, bugün İsrail topraklarını oluşturan bölgenin Va'dedilmiş topraklar olduğu "Siyonistler tarafından" savunulur. 
Sözde, Arz-ı Mev'ud, Türkiye topraklarından, Güneydoğu Anadolu Bölgesi, yani Fırat ve Dicle toprakları arası ile Hicaz bölgesi, Irak, Suriye, Ürdün topraklarını da kapsıyor! 

Tevrat'ın Tekvin kitabının 15. Bab'ında ise deniliyor ki:
"O günde Rab, Abraham'la ahdedip dedi: Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar bu diyarı, Kenileri ve Kenizzileri ve Kadmonileri ve Hittileri ve Perizzileri ve Refaları ve Amorileri ve Kenanlıları ve Girgaşileri ve Yebusileri senin zürriyetine (soyuna) verdim." 

Bu tanıma göre ise Fırat Nehri'nden Nil Nehri'ne kadar olan geniş bölge İsrailoğullarına va'dedilmiştir. Bununla birlikte sınırlarının tam olarak belirtilmemiş olması nedeniyle bu tanım da oldukça tartışmalıdır. 

Siyonist Yahudilere göre;
Nil'den Fırat'a va'ad edilmiş topraklardır!
Tanrıları Yahova'nın, Hz. İbrahim (a.s)'e ve O'nun soyundan gelenlere vermeyi va'ad ettiği yer için kullanılan terimdir. 

İbranice'de, "Eretz Israel" denilen bu bölge Ahd-i Atik'te "Ken'an diyarı" "Diyar" "Gurbet diyarı" "Memleket" diye de zikredilmektedir.
İkinci Mabed döneminden itibaren ise "Arz-ı Mev'ud" diye adlandırılmış olup Ahd-i Cedid'de de bu isimle geçmektedir. Ahd-i Atik'te burası ayrıca "İyi ve geniş diyar" "Süt ve bal akan diyar" "Bütün memleketlerin sü­sü olan diyar” diye tavsif edilmiştir. Kitab-ı Mukaddes'te Hz. İbrahim'e yapılan va'adde, "Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar olan bölge" Hz. Musa (a.s) ve Yeşu'a yapılan va'adde, "Ayak tabanınızın basacağı her yer sizin olacak!" denilmiştir. Arz-ı Mev'ud'un sınırları Ahd-i Atik'te daha ayrıntılı olarak verilmektedir! 

... Ve
İsrail'in, Filistin topraklarını aşama aşama nasıl işgal ettiği ve bu süreçteki bazı önemli olaylar ve dönüm noktaları:
İsrail devletinin kurulması için yapılan çalışmalar, 19. yüzyılın sonlarında başlayan Siyonizm hareketi ile hız kazandı. Bu hareketin kurucusu olarak kabul edilen Theodor Herzl, 1896 tarihinde "Der Judenstaat" (Yahudi Devleti) adlı eserinde, Yahudiler için bağımsız bir devlet kurma fikrini savundu ve Yahudi halkının Filistin topraklarına geri dönmesini ve burada bağımsız bir Yahudi devleti kurmasını savunuyordu. Theodor Herzl, Siyonizm'in önemli liderlerinden biridir. 1897 tarihinde İsviçre'nin Basel kentinde toplanan Birinci Siyonist Kongre, Yahudiler için Filistin'de bir devlet kurma hedefini benimsedi. 

Balfour Deklarasyonu (1917):
Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur Balfour, Siyonist liderlere gönderdiği mektupta, Filistin'de bir Yahudi devleti kurulmasını desteklediğini belirtti. Bu deklarasyon, uluslararası alanda Siyonist hareketin meşruiyet kazanmasında önemli bir rol oynadı ve Yahudilerin Filistin'e göçünü teşvik etmiş ve bölgedeki Yahudi nüfusunu artırmıştır. 

Filistin Mandası Dönemi (1920-1948):
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Filistin, Milletler Cemiyeti tarafından İngiltere'nin mandası altına verildi. Bu dönemde, Yahudi göçü ve yerleşimleri daha da hız kazandı, ancak Arap ve Yahudi çatışmaları da arttı. 

Holokost ▪︎ ve İkinci Dünya Savaşı sonrası:
II. Dünya Savaşı ve Holokost'un ardından, Yahudi göçü daha da hızlanmış ve Filistin'deki Yahudi toplumu güçlenmiştir. Ancak bu durum, bölgede yaşayan Araplarla olan gerilimi artırmıştır. Yaşanan Holokost, Yahudi halkı için güvenli bir yurt ihtiyacını daha da acil hale getirdi. Savaş sonrası dönemde, Avrupa'dan Filistin'e Yahudi göçü hızla yoğunlaştı.
▪︎ Holokost: İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası tarafından sistematik bir şekilde Yahudilere uygulanan soykırım politikasını tanımlar. Bu süreçte yaklaşık altı milyon Yahudi öldürülmüş ve Holokost, insanlık tarihindeki en korkunç ve trajik olaylardan biri olarak kabul edilir. 

BM Bölünme Planı (1947):
Birleşmiş Milletler, Filistin'in Araplar ve Yahudiler arasında iki ayrı devlete bölünmesini öneren bir planı kabul etti. Arap ülkeleri ve Filistinli Araplar bu planı reddetti, ancak Yahudi liderler kabul etti. 

İsrail Devleti'nin Kuruluşu (1948):
14 Mayıs 1948 tarihinde David Ben Gurion, İsrail Devleti'nin bağımsızlığını ilan etti. Ertesi gün, çevre Arap ülkeleri yeni kurulan devlete karşı savaş açtı, ancak İsrail bu savaştan galip çıktı ve işgalci devletin varlığı pekişti. Savaşın sonunda İsrail, BM planında kendisine ayrılan topraklardan daha fazlasını kontrol ediyordu. 

Bu süreçler, İsrail devletinin kurulmasına giden yolu belirledi ve maalesef Ortadoğu'nun şekillenmesinde önemli bir rol oynadı. 

1948-1949 Arap-İsrail Savaşı:
İsrail, bu savaştan zaferle çıktı ve Filistin topraklarının büyük bir kısmını ele geçirdi. Bu süreçte yüz binlerce Filistinli, mülteci durumuna düştü. 

Altı Gün Savaşları (1967):
İsrail; Mısır, Ürdün ve Suriye ile savaşarak Batı Şeria, Gazze Şeridi, Golan Tepeleri ve Sina Yarımadası'nı ele geçirdi. Bu savaş, İsrail'in Filistin topraklarının önemli bir kısmını işgal etmesiyle sonuçlandı. 

1973 Yom Kippur Savaşı:
Mısır ve Suriye'nin İsrail'e karşı başlattığı bu savaş, İsrail'in işgal ettiği toprakları korumayı başarmasıyla sona erdi. 

Oslo Anlaşmaları (1993-1995):
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve İsrail arasında imzalanan bu anlaşmalar, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde Filistin Özerk yönetimini başlattı. Ancak, tam bir barış sağlanamadı ve çatışmalar devam etti. 

İkinci İntifada (2000-2005):
Filistinlilerin başlattığı bu ayaklanma, İsrail'in Batı Şeria'daki yerleşim yerlerini ve güvenlik bariyerlerini genişletmesine yol açtı. 

İsrail, Batı Şeria'da yerleşim yerlerini genişletmeye ve Filistin topraklarını kontrol etmeye devam ediyor. Gazze Şeridi ise Hamas tarafından yönetiliyor ve sık sık İsrail ile çatışmalar yaşandi. Bugün ise kanlı ve alçakça bir soykırım devam ediyor! 

Bu olaylar, Filistin topraklarının aşama aşama İsrail tarafından nasıl işgal edildiğinin ana hatlarını çizmektedir. Her bir dönüm noktası, iki taraf arasındaki çatışmaların ve müzakerelerin karmaşıklığını yansıtır. 

Sonuç olarak, İsrail Terör Devleti'nin kuruluşu, Siyonizm hareketi, Birleşmiş Milletler'in bölme planı ve 1948 Arap-İsrail Savaşı gibi çeşitli tarihsel süreçlerin bir sonucu olarak gerçekleşmiştir. 

... Ve
Allah, neden İsrailoğullarını helak etmedi!?
Allah, her asi kavim için bir şey takdir etmiştir. Bir nedeni olsa da bundan dolayı Allah'ı sorgulama (haşa!) hakkımız yok!
Hz. Yakub (a.s)'in soyundan gelen İsrailoğulları, Hz. Yusuf (a.s) zamanında Mısır’a yerleşerek çoğalmışlar ve daha sonraki Firavunlar tarafından köleleştirilmişler; ağır işlerde çalıştırılırken zulüm ve işkencelere maruz kalmışlardır. Yıllar yılı sürgünlerde yaşamışlar. Bunlar hep ceza değil mi? 

Yahudiler, Hz. İshak (a.s)’ın oğlu Hz. Yakub (a.s)’ın çocuklarıdır. Hz. İshak (a.s) ise, Hz. İbrahim (a.s)’in oğludur. Hz. Lut (a.s), Hz. İbrahim (a.s)’in yeğenidir ve onun döneminde Peygamber olmuştur.  
Hz. Hud (a.s) ise, Hz. İbrahim (a.s)’den öncedir. Bundan anlaşılıyor ki, Hz. Hud (a.s) ve Hz. Lut (a.s) zamanında Yahudi diye bir kavim yoktur. Dolayısıyla o zamanda helak olmaları da söz konusu olmamıştır. Bütün helakler daha öncedir.
Kur’an’ın değişik yerlerinde Yahudilerin zaman zaman büyük bir cezaya çarptırıldıklarına, önemli bir kısmının lanete uğrayıp helak olduğuna işaret edilmiştir. 

En büyük helak, Allah'ın lanetine uğramaktır. Değişik bir helak şeklidir!
Ancak onlardan gelen nesiller arasında çok salih evliyalar yanında Peygamberler de olacağını bilen Allah, onları toptan helak etmemiştir. Ve nitekim o soydan bir çok Peygamber de gelmiştir!
Daha sonra Hitler belasına çarpılan Yahudiler adeta soykırım yaşamıştır.
Kur'an'da Yahudilerin yaşadıkları sıkıntılar ki, yaptıklari yüzünden çok detaylı ifade edilir! 
Hz. Musa (a.s) duasında, "içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak eyleme?" Eyler misin diyerek yaptıklarına karşı korku yaşarken biraz da dua etmektedir!? 

... Ve
Kur'an-ı Kerim, Yahudiler hakkında ne diyor!? 

"Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ahdine ve insanların (mü'minlerin) himayesine sığınmadıkça kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur, Allah'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir. Çünkü onlar, Allah'ın Ayetlerini inkar ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Bu da, onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır."
Al-i İmran, 3/112 

"Allah ve Resulü'nü (çirkin iddialar ve yakıştırmalarla) üzenler (incitenler) var ya, Allah onları dünyada da ahirette de lanetleyip rahmetinden uzaklaştırmış, ayrıca onlara zelil ve rezil (horlayıcı) bir azap hazırlamıştır."
Ahzab, 33/57 

"Uzeyir Allah'ın oğludur. Allah'ın eli bağlıdır, Allah fakir ve biz zenginiz" diyen Yahudilere,
Ve
"Mesih (İsa) Allah'ın oğludur. O, üçün üçüncüsüdür." diyen Hıristiyanlara, Kur'an-ı Kerim kafir demektedir! 

Biz Müslüman olarak, Hıristiyan ve Yahudilere, Hıristiyan ve Yahudi oldukları için kafir demiyoruz.
Yukarıdaki iddia ve inançlarından dolayı Allah, onları kafir ilan etmiştir. Yoksa Kur'an'ın emirleri doğrultusunda inanan ve hareket eden her Hıristiyan ve Yahudi de mü'mindir. 

... Ve
Aksa Tufanı...
07 Ekim 2023 tarihinde başlayan şanlı direnişle, İsrail cephesinde binlerce asker ve sivil öldü ve 250 kadar esir alındı.
Mossad'in bilgi arşivleri ele geçirildi.
İlk defa İsrail'e saldırıldı.
Yenilemeyen sanılan İsrail ordusu yenilgiyi tattı.
İnsanlık dersi veren Avrupa medeniyeti iflas etti.
Asrın projesi adı altında Gazze'yi boşaltma hedefi yenilgiye uğradı.
Yahudiler için vaad edilmiş topraklar hezeyanı iptal olmuştur.
Onların içindeki birlik dağılmış ve birbirlerine düşmüşlerdir.
Siyonist medya da iflas etmiştir. Yalan karartma iftira yayınları bütün dünyada ayyuka çıkmıştır.
Filistin davası ümmetin gönlünde asıl yerine yerleşerek herkesin öncelikli davası oldu.
Ümmet'te Cihad ruhunun dirilişi sağlandı ve İslam ümmetini birlik şuuruna kavuşturdu.
Müslümanların esirlere muamelesini bütün dünya öğrendi.
İşgalcilerin elindeki esirlerin kurtuluş umudu yükseldi.
Filistinli dağınık yaşayan halkının geri dönüş umudu çoğaldı.
Bu şanlı direniş, Arap toplumunda umut oldu.
Allah'ın vaadına olan inancın perçinlenmesi
Siyonist devletin sonunun yakın ve Aksa'nın özgürlüğü yakınlaşmış demektir elhamdulillah!" 

Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye İran'ın Başkenti Tahran'da şehid oldu. Mü'minlerin başı sağolsun!
Amerika ve Siyonist İsrail'e lanet olsun!
Bu zulmü seyreden sözde müslümanları Allah af etmesin! 

Ey kafirler! 
Yenileceksiniz ve Cehenneme sürüleceksiniz!
İsmail Haniye, hayatını Tevhid ve Cihad çizgisinde tamamlamış bir yürekti. Bunu ispatlayan şehadeti Siyonizm'in zeval şafağı olacaktır inşaallah... 

Ey Şehid!
Ahdımız olsun ki, yolunuz yolcusuz ve davanız mücahitsiz kalmayacaktır. 

Ey Müslümanlar!
Unutmayın! En büyük düşmanınız Siyonistler ve bunları var gücüyle destekleyen Amerka'dır!
Soykırım yapıyorlar...
Savas suçu işliyorlar...
İnsanlık suçu işliyorlar... 

Ey Arap alemi!
Ey müslümanların sözde liderleri!
Siyonist İsrail ile ihracat ve ithalat ilişkinizi keser ve büyükelçilerinizi geri çekerseniz, İsrail kendiliğinden yok olacaktır...
İsrail katlediyor, siz ise katleden uçaklara benzin veriyorsunuz!
Veyl olsun size! 

Yaşasın Türkiye'nin şanlı mücadelesi!
Yaşasın Mescid-i Aksa!
Allah, müslüman olarak bizi imtihan ediyor ve sonunda inşaallah nurunu tamamlayacaktır! 

Hayat; Tevhid ve Cihad'dır!
Ya Rabb! Şanını yüceltmek için vuruşan kahraman bir avuç mü'mini sahipsiz bırakma, muzaffer eyle!
Mehmet Bozkurt, Eğitimci İlahiyatçı Araştımacı Yazar

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.