Anasayfa
Yazarlar
Mehmet Bozkurt
Yazı Detayı
Bu yazı 788+ kez okundu.
İNSANLIK TARİHİNDE EN BÜYÜK MESAJDIR EZAN!
Ezan Bayramımız mübarek olsun!
15 Haziran 622 Medine-15 Haziran 2022
Ezan; İslam dininde Namaz vaktinin geldiğini insanlara bildirmek için yapılan çağrıya verilen isimdir.
Ezan-ı Muhammedi olarak da adlandırılır. Sözlük anlamı bildirmek demektir. Ezan okuyan kişiye Müezzin denir.
Ezan; Namaz vakitlerini bildiren, ilan şeklidir. Kurtuluşa davettir.
İslam oluşumumuzun ve bu diyarın İslam diyarı oluşunun ilanıdır.
Semboldür.
Ezan; Allah’ın varlığını birliğini ve Hz. Peygamber (s.a.v)’in O'nun kulu ve Resulü olduğunu ilan eder.
İslam dininde Ezan’ın kutsal olduğunu hepimiz biliyoruz. Ezan’a saygı gösterilmesi gerektiğine de inanıyoruz. Çünkü Ezan İslam ve İman esaslarını içine alıyor ve bu esasların her yere ilan edilmesini sağlıyor. Bu nedenden dolayı Ezan’a ne kadar önem ve değer versek yeridir!
Bildiğimiz gibi Ezan daha meşru olmadan önce, Müslümanlardan bazıları Medine sokaklarında dolaşarak "Essalate, Essalate" buyurun Namaz'a! haydi Namaz'a!" diye seslenirlerdi. Sonra Ezan okumak meşru kılındı.
Bilindiği gibi, "Hicretten sonra Medine’de Mescid-i Nebi inşa edildi. Müslümanları Namaz vakitlerinde Cami'ye çağıracak bir çare düşünüldü. Hz. Peygamber (s.a.v) bu konuda Ashabı ile istişarede bulundu. Bazıları boru çalınmasını ve bazıları da Çan çalınmasını teklif etti. Bunlar uygun görülmedi. Ashab-ı Kiram’dan Zeyd oğlu Abdullah (r. a) Ezan şeklini rüyasında gördüğünü söyledi. Hz. Ömer (r.a) de böyle bir rüya görmüştü. Rüyada görülen Ezan Hz. Peygamber (s.a.v)’e anlatılınca, Hz. Peygamber (s.a.v) bu Ezan’ın Hz. Bilal-i Habeşi (r. a)’e öğretilmesini ve Hz. Bilal-i Habeşi’nin Ezan okumasını emretti.
İlk Ezan H. 622 tarihinde okundu. Böylece Namaz vakitlerinde Ezan okunmaya başlanılmış oldu. Hz. Bilal-i Habeşi’nin sesi güzeldi. Namaz vakitleri gelince Mescid-i Nebi’nin yanındaki yüksek evin dışına çıkarak Ezan okurdu. Hicri birinci yılda böylece Medine’de Ezan okunmaya başlanmıştı.
H. 8. yılda Müslümanlar tarafından Mekke fethedildi, Kabe ve etrafı temizlendi ve Ezan okunarak cemaatle Namaz kılındı.
Herkes bunu iyi bilmelidir ki, Ezan birilerini rahatsız etmek için okunmuyor. Bu çağrının sahibini hala anlamayanlar ve O’na inanmayanlar bilmeyebilir. Ama şurası bilinmelidir ki, bu Ezanlar kıyamete kadar bu vatan topraklarında okunacaktır. Karşı çıkanlar haddini bilmelidir. Saygı duymayanlar, bari saygı duyanlara saygı duysunlar. Çünkü Ezan bizim en büyük sevdamızdır. Bizim şeref ve haysiyetimizdir. Bizim varlık sebebimizdir. Ekmeksiz, susuz yaşarız ama Ezansız yaşamayız!... Tarih bunun canlı şahididir. Bizi Ezansız bırakma Allah’ım!
Ezan; İslam ümmetinin hürriyet bayrağıdır, şerefli duruşunun sesidir.
Ezan; Hz. Muhammed (s.a.v)'in mirasıdır.
Ezan; Allah'a teslim olmaya davet eden bir ses ve sedadır.
Ezan; Müslümanların kırmızı çizgisidir.
Kininle geber ey zalim, ey mel'un!?
Yazıklar olsun he mi?
Kendi ülkenizdeki 85 milyon insana aleni hakaret etmek, inancını aşağılamak sana şeref mi kazandırdı? Senin inanç adına hiç bir değerin yok mu?
Allah ile savaşarak bir şey kazanacağını mı sanıyorsun?
Ezan ile ilgili Kur’an-ı Kerim:
"Namaza çağırdığınız (Namaz için Ezan okuduğunuz) zaman, onu bir eğlence ve oyun yerine koyarlar (konusu yaparlar). İşte bu davranış, onların akılları ermez (akletmez) bir topluluk olmalarındandır."
Maide, 5/58
“(İnsanları) Allah’a çağıran, iyi iş (salih amel) yapan ve “Ben Müslümanlardanım!” diyenden kimin sözü daha güzeldir?”
Fussilet, 41/33
“Ey iman edenler! (Bütün insanlar, kadın ve erkek herkes) Cuma günü Namaz'a çağrıldığı (Ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı anmaya (zikre) koşun ve alış-verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır."
Cum’a, 62/9
Ezan için, vakit girmiş olması gerekir. Mutlaka Arapça okunmalıdır ve aslı, tertibi bozulmamalıdır. Okuyanın erkek olması gerekir.
Hz. Peygamber (s.a.v)’e vahyolunduğu şekilde okunmalıdır. Ezan okumak Sünnet’tir.
Tekrar altını çizelim ki Ezan, İslam’ın önemli göstergelerinden biridir. En güzel ve gür sedalarla mutlaka okunmalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v) bunun için sesi gür ve güzel olanları seçerdi. Onun Bilal-i Habeşi, Abdullah bin Ümmi Mektum başta olmak üzere birden fazla müezzini vardı. Ama Muhammedi Ezan, Sünnet'e uygun tarzda okunmalı, ölçüyü kaçırmadan ve ses ayarı iyi yapılarak okunmalıdır.
Milli marşımızda Ezan'ın sürekliliği için Merhum Mehmet Akif Ersoy dua yaparak şöyle der!
“Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli;
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli!
Bu ezanlar ki, şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli!"
Türkiye tarihinde büyük bir ihanete adım atılarak 18 yıl Ezan’ın Türkçe okutulması sağlanmış ve hala yüreğinde derin yaralar açılan milletimiz, bu densizliği asla unutmamış ve unutması da mümkün değildir. Bununla birlikte o gündür bu gündür bunu yapanları da af etmiyor ve etmeyecektir! Buna imza atanlar mahşerde asla hesap veremezler.
İlk Türkçe ezan 3 Şubat 1932 tarihinde Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii’nde okunmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelgesi ile de Ezan'ın sadece Türkçe okunmasına karar verilmiştir.
Uygulama 16 Haziran 1950 tarihinde kabul edilen kanuna kadar sürmüş olup,18 yıllık yasaktan sonra, kanun ile Ezan'ın okunmasında kullanılacak dil serbest bırakılmıştır. Milletimiz için tarihi ve dini önem arz eden bu karar, büyük bir teveccühle karşılanmış ve bu hatıra hala anılmakta, bunu gerçekleştirenler de rahmet ve minnetle anılmaktadırlar.
1932-1950 arasında okunan Türkçe Ezan metni:
Tanrı Uludur (x4)
Şüphesiz bilirim bildiririm Tanrı’dan başka yoktur tapacak (x2)
Şüphesiz bilirim bildiririm Tanrı'nın elçisidir Muhammed (x2)
Haydi namaza (x2)
Haydi felaha (x2)
Namaz uykudan hayırlıdır* (x2)
Tanrı uludur (x2)
Tanrı'dan başka yoktur tapacak
Sadece sabah ezanında söylenir.
Merhum Arif Nihat Asya’nın dualarına Amin! diyerek yazımı bitirmek istiyorum!
Biz, kısık sesleriz... minareleri, sen, ezansız bırakma Allah’ım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını, ya kovansız bırakma Allah’ım!
Mahyasızdır minareler... göğü de, Kehkeşansız bırakma Allah’ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah’ım!
Bize güç ver... cihad meydanını, Pehlivansız bırakma Allah’ım!
Kahraman bekleyen yığınlarını, Kahramansız bırakma Allah’ım!
Bilelim hasma karşı koymasını, bizi cansız bırakma Allah’ım!
Yarının yollarında yılları da, Ramazansız bırakma Allah’ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü, ya çobansız bırakma Allah’ım!
Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız; ve vatansız bırakma Allah’ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah’ım!
Ezan'dan rahatsız olanlara!
Minare'den okunan dualara isyan edenlere!
İslam'a ve müslümanlara savaş açanlara!
İbadet edenlere saygısızlık edenlere!
Minarelerin ses sistemini pis emellerine alet edenlere!
Kur'an'ı bir kenara bırakıp, uyduruk rivayetleri din gibi kabul edenlere!
Allah'a tam teslim olmadan, Allah ile arasına başka insanları koyanlara!
"Kendilerine Ayetlerimiz açık açık okunduğunda, inkarcıların (müşriklerin, kafir ve münafıkların) yüzlerindeki hoşnutsuzluğu hemen farkedersin!
Kendilerine Ayetlerimizi okuyanlara neredeyse saldıracaklar.
Onlara de ki:
"Şimdi size bundan daha vahim olanı haber vereyim mi?
Cehennem!
Allah, onu inkar edenler için belirledi.
Ne kötü bir sondur o!"
Hac, 22/72
Mehmet Bozkurt, Eğıtimci İlahiyatçı Araştırmacı Yazar
Ekleme
Tarihi: 21 Haziran 2022 - Salı
İNSANLIK TARİHİNDE EN BÜYÜK MESAJDIR EZAN!
Ezan Bayramımız mübarek olsun!
15 Haziran 622 Medine-15 Haziran 2022
Ezan; İslam dininde Namaz vaktinin geldiğini insanlara bildirmek için yapılan çağrıya verilen isimdir.
Ezan-ı Muhammedi olarak da adlandırılır. Sözlük anlamı bildirmek demektir. Ezan okuyan kişiye Müezzin denir.
Ezan; Namaz vakitlerini bildiren, ilan şeklidir. Kurtuluşa davettir.
İslam oluşumumuzun ve bu diyarın İslam diyarı oluşunun ilanıdır.
Semboldür.
Ezan; Allah’ın varlığını birliğini ve Hz. Peygamber (s.a.v)’in O'nun kulu ve Resulü olduğunu ilan eder.
İslam dininde Ezan’ın kutsal olduğunu hepimiz biliyoruz. Ezan’a saygı gösterilmesi gerektiğine de inanıyoruz. Çünkü Ezan İslam ve İman esaslarını içine alıyor ve bu esasların her yere ilan edilmesini sağlıyor. Bu nedenden dolayı Ezan’a ne kadar önem ve değer versek yeridir!
Bildiğimiz gibi Ezan daha meşru olmadan önce, Müslümanlardan bazıları Medine sokaklarında dolaşarak "Essalate, Essalate" buyurun Namaz'a! haydi Namaz'a!" diye seslenirlerdi. Sonra Ezan okumak meşru kılındı.
Bilindiği gibi, "Hicretten sonra Medine’de Mescid-i Nebi inşa edildi. Müslümanları Namaz vakitlerinde Cami'ye çağıracak bir çare düşünüldü. Hz. Peygamber (s.a.v) bu konuda Ashabı ile istişarede bulundu. Bazıları boru çalınmasını ve bazıları da Çan çalınmasını teklif etti. Bunlar uygun görülmedi. Ashab-ı Kiram’dan Zeyd oğlu Abdullah (r. a) Ezan şeklini rüyasında gördüğünü söyledi. Hz. Ömer (r.a) de böyle bir rüya görmüştü. Rüyada görülen Ezan Hz. Peygamber (s.a.v)’e anlatılınca, Hz. Peygamber (s.a.v) bu Ezan’ın Hz. Bilal-i Habeşi (r. a)’e öğretilmesini ve Hz. Bilal-i Habeşi’nin Ezan okumasını emretti.
İlk Ezan H. 622 tarihinde okundu. Böylece Namaz vakitlerinde Ezan okunmaya başlanılmış oldu. Hz. Bilal-i Habeşi’nin sesi güzeldi. Namaz vakitleri gelince Mescid-i Nebi’nin yanındaki yüksek evin dışına çıkarak Ezan okurdu. Hicri birinci yılda böylece Medine’de Ezan okunmaya başlanmıştı.
H. 8. yılda Müslümanlar tarafından Mekke fethedildi, Kabe ve etrafı temizlendi ve Ezan okunarak cemaatle Namaz kılındı.
Herkes bunu iyi bilmelidir ki, Ezan birilerini rahatsız etmek için okunmuyor. Bu çağrının sahibini hala anlamayanlar ve O’na inanmayanlar bilmeyebilir. Ama şurası bilinmelidir ki, bu Ezanlar kıyamete kadar bu vatan topraklarında okunacaktır. Karşı çıkanlar haddini bilmelidir. Saygı duymayanlar, bari saygı duyanlara saygı duysunlar. Çünkü Ezan bizim en büyük sevdamızdır. Bizim şeref ve haysiyetimizdir. Bizim varlık sebebimizdir. Ekmeksiz, susuz yaşarız ama Ezansız yaşamayız!... Tarih bunun canlı şahididir. Bizi Ezansız bırakma Allah’ım!
Ezan; İslam ümmetinin hürriyet bayrağıdır, şerefli duruşunun sesidir.
Ezan; Hz. Muhammed (s.a.v)'in mirasıdır.
Ezan; Allah'a teslim olmaya davet eden bir ses ve sedadır.
Ezan; Müslümanların kırmızı çizgisidir.
Kininle geber ey zalim, ey mel'un!?
Yazıklar olsun he mi?
Kendi ülkenizdeki 85 milyon insana aleni hakaret etmek, inancını aşağılamak sana şeref mi kazandırdı? Senin inanç adına hiç bir değerin yok mu?
Allah ile savaşarak bir şey kazanacağını mı sanıyorsun?
Ezan ile ilgili Kur’an-ı Kerim:
"Namaza çağırdığınız (Namaz için Ezan okuduğunuz) zaman, onu bir eğlence ve oyun yerine koyarlar (konusu yaparlar). İşte bu davranış, onların akılları ermez (akletmez) bir topluluk olmalarındandır."
Maide, 5/58
“(İnsanları) Allah’a çağıran, iyi iş (salih amel) yapan ve “Ben Müslümanlardanım!” diyenden kimin sözü daha güzeldir?”
Fussilet, 41/33
“Ey iman edenler! (Bütün insanlar, kadın ve erkek herkes) Cuma günü Namaz'a çağrıldığı (Ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı anmaya (zikre) koşun ve alış-verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır."
Cum’a, 62/9
Ezan için, vakit girmiş olması gerekir. Mutlaka Arapça okunmalıdır ve aslı, tertibi bozulmamalıdır. Okuyanın erkek olması gerekir.
Hz. Peygamber (s.a.v)’e vahyolunduğu şekilde okunmalıdır. Ezan okumak Sünnet’tir.
Tekrar altını çizelim ki Ezan, İslam’ın önemli göstergelerinden biridir. En güzel ve gür sedalarla mutlaka okunmalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v) bunun için sesi gür ve güzel olanları seçerdi. Onun Bilal-i Habeşi, Abdullah bin Ümmi Mektum başta olmak üzere birden fazla müezzini vardı. Ama Muhammedi Ezan, Sünnet'e uygun tarzda okunmalı, ölçüyü kaçırmadan ve ses ayarı iyi yapılarak okunmalıdır.
Milli marşımızda Ezan'ın sürekliliği için Merhum Mehmet Akif Ersoy dua yaparak şöyle der!
“Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli;
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli!
Bu ezanlar ki, şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli!"
Türkiye tarihinde büyük bir ihanete adım atılarak 18 yıl Ezan’ın Türkçe okutulması sağlanmış ve hala yüreğinde derin yaralar açılan milletimiz, bu densizliği asla unutmamış ve unutması da mümkün değildir. Bununla birlikte o gündür bu gündür bunu yapanları da af etmiyor ve etmeyecektir! Buna imza atanlar mahşerde asla hesap veremezler.
İlk Türkçe ezan 3 Şubat 1932 tarihinde Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii’nde okunmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelgesi ile de Ezan'ın sadece Türkçe okunmasına karar verilmiştir.
Uygulama 16 Haziran 1950 tarihinde kabul edilen kanuna kadar sürmüş olup,18 yıllık yasaktan sonra, kanun ile Ezan'ın okunmasında kullanılacak dil serbest bırakılmıştır. Milletimiz için tarihi ve dini önem arz eden bu karar, büyük bir teveccühle karşılanmış ve bu hatıra hala anılmakta, bunu gerçekleştirenler de rahmet ve minnetle anılmaktadırlar.
1932-1950 arasında okunan Türkçe Ezan metni:
Tanrı Uludur (x4)
Şüphesiz bilirim bildiririm Tanrı’dan başka yoktur tapacak (x2)
Şüphesiz bilirim bildiririm Tanrı'nın elçisidir Muhammed (x2)
Haydi namaza (x2)
Haydi felaha (x2)
Namaz uykudan hayırlıdır* (x2)
Tanrı uludur (x2)
Tanrı'dan başka yoktur tapacak
Sadece sabah ezanında söylenir.
Merhum Arif Nihat Asya’nın dualarına Amin! diyerek yazımı bitirmek istiyorum!
Biz, kısık sesleriz... minareleri, sen, ezansız bırakma Allah’ım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını, ya kovansız bırakma Allah’ım!
Mahyasızdır minareler... göğü de, Kehkeşansız bırakma Allah’ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah’ım!
Bize güç ver... cihad meydanını, Pehlivansız bırakma Allah’ım!
Kahraman bekleyen yığınlarını, Kahramansız bırakma Allah’ım!
Bilelim hasma karşı koymasını, bizi cansız bırakma Allah’ım!
Yarının yollarında yılları da, Ramazansız bırakma Allah’ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü, ya çobansız bırakma Allah’ım!
Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız; ve vatansız bırakma Allah’ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah’ım!
Ezan'dan rahatsız olanlara!
Minare'den okunan dualara isyan edenlere!
İslam'a ve müslümanlara savaş açanlara!
İbadet edenlere saygısızlık edenlere!
Minarelerin ses sistemini pis emellerine alet edenlere!
Kur'an'ı bir kenara bırakıp, uyduruk rivayetleri din gibi kabul edenlere!
Allah'a tam teslim olmadan, Allah ile arasına başka insanları koyanlara!
"Kendilerine Ayetlerimiz açık açık okunduğunda, inkarcıların (müşriklerin, kafir ve münafıkların) yüzlerindeki hoşnutsuzluğu hemen farkedersin!
Kendilerine Ayetlerimizi okuyanlara neredeyse saldıracaklar.
Onlara de ki:
"Şimdi size bundan daha vahim olanı haber vereyim mi?
Cehennem!
Allah, onu inkar edenler için belirledi.
Ne kötü bir sondur o!"
Hac, 22/72
Mehmet Bozkurt, Eğıtimci İlahiyatçı Araştırmacı Yazar
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.