Misafir Kalemler
Köşe Yazarı
Misafir Kalemler
 

HİÇ KİMSE O'NUN KADAR SENİ SEVMEDİ...

HİÇ KİMSE O'NUN KADAR SENİ SEVMEDİ... Hiç kimse, O'nun kadar seni düşünmedi.. Hiç kimse, Onun kadar sana rızık, servet ve mülk vermedi... Hiç kimse, O'nun kadar sana sabır ve tahammül göstermedi... Hiç kimse, O'nun kadar senin hadsiz kusurunu örtmek istemedi... Hiç kimse, O'nun kadar O'na dönmeni istemedi... Hiç kimse, O'nun kadar seni koruyup muhafaza etmedi... Hiç kimse, O'nun kadar senin üzülmemeni istemedi... Hiç kimse, O'nun kadar sana dost olmak istemedi... Hiç kimse, O'nun kadar seni sevmedi... Ama hiç kimse, senin kadar O'na ihanet etmedi... Hiç kimse, senin kadar O'na isyan etmedi... Hiç kimse, senin kadar O'ndan kaçmak istemedi... Hiç kimse, O'na senin kadar ahde vefasızlık göstermedi... Hiç kimse, senin kadar  O'nun verdiklerine karşı nankörlük etmedi... İnsan olma şerefini O sana verdi. Seni hiç yaratmayabilirdi ama yarattı. Bir element, bir bitki veya bir hayvan olarak ta yaratmadı. Camid, ruhsuz, şuursuz bırakmadı. Ahseni takvim’ de yarattıklarının içinde en şerefli olarak, en güzel bir insan olarak yarattı. Kainatı, eşyayı, sel gibi akan unsurları sana musahhar yapıp hizmetine verdi. Paha biçilmeyen organlarla mücehhez kılıp gözünü açtı, kulağını taktı. Seni her türlü nimetlerle perverde edip, hesapsız rızıklarlarla donattı. Sahibini, Rezzakını, Rabbini, Halıkını, sahibini göresin, bilesin, duyasın, tanıyasın, sevesin istedi... Hz. Bediüzzaman'ın (r.a.) dediği gibi: “Bu kitab-ı kebir-i kâinatın Nakkaş-ı Ezelî'si, bu kâinatla ve bu kâinatın herbir sahifesiyle ve herbir satırıyla, hattâ harfleri ve noktalarıyla kendini tanıttırmak ve kemalâtını bildirmek ve cemalini göstermek ve kendisini sevdirmek için en cüz'îden en küllîye kadar herbir mevcudun müteaddid lisanlarıyla cemal-i kemalini ve kemal-i cemalini tanıttırıyor ve sevdiriyor. İşte ey gafil insan! Bu Hâkim-i Hakem-i Hakîm-i Zülcelali Velcemal, sana karşı kendisini herbir mahlukuyla böyle hadsiz ve parlak tarzlarda tanıttırmak ve sevdirmek istediği halde, sen onun tanıttırmasına karşı imanla tanımazsan ve onun sevdirmesine mukabil ubudiyetinle kendini ona sevdirmezsen ne derece hadsiz muzaaf bir cehalet, bir hasaret olduğunu bil, ayıl!”  Murat Fidan.
Ekleme Tarihi: 02 Haziran 2020 - Salı

HİÇ KİMSE O'NUN KADAR SENİ SEVMEDİ...

HİÇ KİMSE O'NUN KADAR SENİ SEVMEDİ...

Hiç kimse, O'nun kadar seni düşünmedi..

Hiç kimse, Onun kadar sana rızık, servet ve mülk vermedi...

Hiç kimse, O'nun kadar sana sabır ve tahammül göstermedi...

Hiç kimse, O'nun kadar senin hadsiz kusurunu örtmek istemedi...

Hiç kimse, O'nun kadar O'na dönmeni istemedi...

Hiç kimse, O'nun kadar seni koruyup muhafaza etmedi...

Hiç kimse, O'nun kadar senin üzülmemeni istemedi...

Hiç kimse, O'nun kadar sana dost olmak istemedi...

Hiç kimse, O'nun kadar seni sevmedi...

Ama hiç kimse, senin kadar O'na ihanet etmedi...

Hiç kimse, senin kadar O'na isyan etmedi...

Hiç kimse, senin kadar O'ndan kaçmak istemedi...

Hiç kimse, O'na senin kadar ahde vefasızlık göstermedi...

Hiç kimse, senin kadar 
O'nun verdiklerine karşı nankörlük etmedi...

İnsan olma şerefini O sana verdi. Seni hiç yaratmayabilirdi ama yarattı. Bir element, bir bitki veya bir hayvan olarak ta yaratmadı. Camid, ruhsuz, şuursuz bırakmadı. Ahseni takvim’ de yarattıklarının içinde en şerefli olarak, en güzel bir insan olarak yarattı. Kainatı, eşyayı, sel gibi akan unsurları sana musahhar yapıp hizmetine verdi. Paha biçilmeyen organlarla mücehhez kılıp gözünü açtı, kulağını taktı. Seni her türlü nimetlerle perverde edip, hesapsız rızıklarlarla donattı. Sahibini, Rezzakını, Rabbini, Halıkını, sahibini göresin, bilesin, duyasın, tanıyasın, sevesin istedi...

Hz. Bediüzzaman'ın (r.a.) dediği gibi:

“Bu kitab-ı kebir-i kâinatın Nakkaş-ı Ezelî'si, bu kâinatla ve bu kâinatın herbir sahifesiyle ve herbir satırıyla, hattâ harfleri ve noktalarıyla kendini tanıttırmak ve kemalâtını bildirmek ve cemalini göstermek ve kendisini sevdirmek için en cüz'îden en küllîye kadar herbir mevcudun müteaddid lisanlarıyla cemal-i kemalini ve kemal-i cemalini tanıttırıyor ve sevdiriyor.

İşte ey gafil insan! Bu Hâkim-i Hakem-i Hakîm-i Zülcelali Velcemal, sana karşı kendisini herbir mahlukuyla böyle hadsiz ve parlak tarzlarda tanıttırmak ve sevdirmek istediği halde, sen onun tanıttırmasına karşı imanla tanımazsan ve onun sevdirmesine mukabil ubudiyetinle kendini ona sevdirmezsen ne derece hadsiz muzaaf bir cehalet, bir hasaret olduğunu bil, ayıl!” 

Murat Fidan.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.