Mücahit Güler
Köşe Yazarı
Mücahit Güler
 

İşlediğimiz Günahlar Kalbimizi Daraltıyor Mu?

İşlediğimiz Günahlar Kalbimizi Daraltıyor Mu? Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla… Allah’a kulluk için gönderildiğimiz bu dünya da Allah’a gereği gibi kulluk yapabilmek için özümüzün yani kalbimizin tertemiz olması gerekiyor. Temiz kalp insanın dünya nimetlerine karşı bakışını korur ve ahireti düşünmesini sağlar. Temiz kalbin özelliği ise günahlara meyletmemesi ve günaha karşı kalbinin daralmasıdır. Günahlara karşı tavrımız kalbimizin ne kadar temiz olduğunu göstermektedir. Bu konuda Tebük seferinden geri kalmış üç tane sahabe bizim için örnek olacaktır. Bu üç sahabe birtakım zaaflardan dolayı sefere katılmamışlar ve işlediği günahın farkında olarak durumu olduğu gibi Peygamberimize anlatmışlar ve kendilerine toplumsal dışlanma cezası verilmiştir.     Bu ceza onları çok üzmüş olmasına rağmen onları asıl üzen şey ceza değil, işledikleri günahtır. Yeryüzü olanca genişliğine rağmen onlara dar gelmiştir.1 Yaptıkları bu hatadan dolayı öyle bir tevbe etmişlerdiki, günahları akıllarına her geldiğinde göğüsleri daralıyor ve koca dünya onlara dar geliyordu. Onlar ölümden değil, işledikleri günahtan dolayı korkuyorlardı. Sadece bir meseleden dolayı kalpleri bu kadar daralan bir nesilden, günah bataklığında yüzdüğü halde günahlarından dolayı rahatsızlık duymayan bir nesil olduk. Sahabe nesli bir hatadan dolayı helak olacaklarını düşünürken, biz daldığımız bu günah deryasından çıkmayı düşünüyor muyuz? Günde belki defalarca işlediğimiz günahlar var, bunlardan dolayı kalbimiz daralıyor mu? Sahabe nesli haramlara karşı rahatsızlık duyar, tiksinir, hata işlerdi ama yanlışta ısrar etmezlerdi. Bu açıdan bakacak olduğumuzda işlediğimiz günahlardan dolayı kalbimizde tiksinti mi oluşuyor, mutluluk mu oluşuyor? İmam Şafii’nin dediği gibi, “Haramın en zoru başıdır, sonra kolaylaşır, sonra sıradanlaşır, sonra alışılır, sonra tatlanır, sonra kalbe yerleşir. Sonra da kalp başka bir haramı arar.” İnsan günahlara daldıkça bu evrelerden geçer ve günahlar sıradanlaştıkça kalp günahlardan dolayı daralmaz. Bilakis artık helal şeylerden, sevap olan şeylerden dolayı kalp daralmaya başlar. Öz, işletim merkezidir, orası bozulunca geriye bir şey kalmıyor.      Günahlara karşı kendimizi korumak için dilimizi zikir ile, halimizi Kur’an ile koruma altına almalıyız. Ahiret dünyasına geçiş vizemiz Kur’an ve zikir ile ne kadar meşgul olduğumuza bağlıdır. Kalbini bunlarla meşgul eden, halini ve dilini sigortalatmış olur. Günahta ısrarcı olmamak için, kendimizi Kur’an ile meşgul etmeli ve sadıklarla beraber olmalıyız.2 Kur’an bize kalbimizi korumak için  nasıl bir hayat yaşamamız gerektiğini ve nelerden uzak durmamızı anlatmaktadır. Sadıklar (Peygamberler, Sahabiler, Alimler, Şehitler) ise, nasıl bir hayat yaşanılması gerektiğini bizlere yaşayarak göstermektedirler. Yani Kur’an teorik açıdan, Sadıklar ise pratik açıdan kalbimizi nasıl korumamız gerektiğini bizlere anlatmaktadır. Bu ikisine birlikte dikkat edilirse kalp günahlardan dolayı daralacak, tevbe edecek ve Rabbine göre bir hayat yaşayanlarla beraber olup günahta ısrarcı olmayacaktır. Bu ikisine dikkat eden takvayı3, elde eder. Takva, insanın kalbini güçlendirir, iradesini artırır, Allah katındaki değerini yükseltir. Rabbim gereği gibi yaşayan kullarından eylesin bizleri.  Amin. 1- Ve (ihmallerinden dolayı Tebük seferine gitmeyen ve af durumları) geriye bırakılan o üç kişinin de (tevbelerini Allah kabul etti). Çünkü artık yeryüzü bunca genişliğiyle onlara dar gelmiş, vicdanları kendilerini sıkıştırmış ve Allah’tan başka sığınılacak yerin olmadığını anlamışlardı. (Bundan) sonra (önceki iyi hallerine) dönmeleri için (Allah) onların tevbelerini kabul etti. Çünkü Allah tevbeyi çok kabul eden, çok merhametli olandır. (Tevbe 118. Ayet.) 2- Ey iman edenler! Allah’ın emirlerine uygun yaşayın/aykırı davranmaktan sakının ve doğru (sâdık) olanlarla beraber olun. (Tevbe 119. Ayet.) 3- Peygamberimiz (asm) kalbini göstererek üç defa “Takva buradadır!” buyurdular. (Müslim, Birr, 32.) Sonra “Allah sizlerin suretlerinize, mallarınıza bakmaz; ancak kalbinizdeki niyetlerinize, ihlasınıza ve amellerinize bakar.” (Müslim, Birr, 33) buyurdular. Mücahit GÜLER  Samsung Galaxy akıllı telefonumdan gönderildi.
Ekleme Tarihi: 13 Haziran 2020 - Cumartesi

İşlediğimiz Günahlar Kalbimizi Daraltıyor Mu?

İşlediğimiz Günahlar Kalbimizi Daraltıyor Mu?

Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla…
Allah’a kulluk için gönderildiğimiz bu dünya da Allah’a gereği gibi kulluk yapabilmek için özümüzün yani kalbimizin tertemiz olması gerekiyor. Temiz kalp insanın dünya nimetlerine karşı bakışını korur ve ahireti düşünmesini sağlar. Temiz kalbin özelliği ise günahlara meyletmemesi ve günaha karşı kalbinin daralmasıdır. Günahlara karşı tavrımız kalbimizin ne kadar temiz olduğunu göstermektedir. Bu konuda Tebük seferinden geri kalmış üç tane sahabe bizim için örnek olacaktır. Bu üç sahabe birtakım zaaflardan dolayı sefere katılmamışlar ve işlediği günahın farkında olarak durumu olduğu gibi Peygamberimize anlatmışlar ve kendilerine toplumsal dışlanma cezası verilmiştir. 

   Bu ceza onları çok üzmüş olmasına rağmen onları asıl üzen şey ceza değil, işledikleri günahtır. Yeryüzü olanca genişliğine rağmen onlara dar gelmiştir.1 Yaptıkları bu hatadan dolayı öyle bir tevbe etmişlerdiki, günahları akıllarına her geldiğinde göğüsleri daralıyor ve koca dünya onlara dar geliyordu. Onlar ölümden değil, işledikleri günahtan dolayı korkuyorlardı. Sadece bir meseleden dolayı kalpleri bu kadar daralan bir nesilden, günah bataklığında yüzdüğü halde günahlarından dolayı rahatsızlık duymayan bir nesil olduk. Sahabe nesli bir hatadan dolayı helak olacaklarını düşünürken, biz daldığımız bu günah deryasından çıkmayı düşünüyor muyuz? Günde belki defalarca işlediğimiz günahlar var, bunlardan dolayı kalbimiz daralıyor mu? Sahabe nesli haramlara karşı rahatsızlık duyar, tiksinir, hata işlerdi ama yanlışta ısrar etmezlerdi. Bu açıdan bakacak olduğumuzda işlediğimiz günahlardan dolayı kalbimizde tiksinti mi oluşuyor, mutluluk mu oluşuyor? İmam Şafii’nin dediği gibi, “Haramın en zoru başıdır, sonra kolaylaşır, sonra sıradanlaşır, sonra alışılır, sonra tatlanır, sonra kalbe yerleşir. Sonra da kalp başka bir haramı arar.” İnsan günahlara daldıkça bu evrelerden geçer ve günahlar sıradanlaştıkça kalp günahlardan dolayı daralmaz. Bilakis artık helal şeylerden, sevap olan şeylerden dolayı kalp daralmaya başlar. Öz, işletim merkezidir, orası bozulunca geriye bir şey kalmıyor. 

    Günahlara karşı kendimizi korumak için dilimizi zikir ile, halimizi Kur’an ile koruma altına almalıyız. Ahiret dünyasına geçiş vizemiz Kur’an ve zikir ile ne kadar meşgul olduğumuza bağlıdır. Kalbini bunlarla meşgul eden, halini ve dilini sigortalatmış olur. Günahta ısrarcı olmamak için, kendimizi Kur’an ile meşgul etmeli ve sadıklarla beraber olmalıyız.2 Kur’an bize kalbimizi korumak için  nasıl bir hayat yaşamamız gerektiğini ve nelerden uzak durmamızı anlatmaktadır. Sadıklar (Peygamberler, Sahabiler, Alimler, Şehitler) ise, nasıl bir hayat yaşanılması gerektiğini bizlere yaşayarak göstermektedirler. Yani Kur’an teorik açıdan, Sadıklar ise pratik açıdan kalbimizi nasıl korumamız gerektiğini bizlere anlatmaktadır. Bu ikisine birlikte dikkat edilirse kalp günahlardan dolayı daralacak, tevbe edecek ve Rabbine göre bir hayat yaşayanlarla beraber olup günahta ısrarcı olmayacaktır. Bu ikisine dikkat eden takvayı3, elde eder. Takva, insanın kalbini güçlendirir, iradesini artırır, Allah katındaki değerini yükseltir. Rabbim gereği gibi yaşayan kullarından eylesin bizleri. 
Amin.


1- Ve (ihmallerinden dolayı Tebük seferine gitmeyen ve af durumları) geriye bırakılan o üç kişinin de (tevbelerini Allah kabul etti). Çünkü artık yeryüzü bunca genişliğiyle onlara dar gelmiş, vicdanları kendilerini sıkıştırmış ve Allah’tan başka sığınılacak yerin olmadığını anlamışlardı. (Bundan) sonra (önceki iyi hallerine) dönmeleri için (Allah) onların tevbelerini kabul etti. Çünkü Allah tevbeyi çok kabul eden, çok merhametli olandır. (Tevbe 118. Ayet.)

2- Ey iman edenler! Allah’ın emirlerine uygun yaşayın/aykırı davranmaktan sakının ve doğru (sâdık) olanlarla beraber olun. (Tevbe 119. Ayet.)

3- Peygamberimiz (asm) kalbini göstererek üç defa “Takva buradadır!” buyurdular. (Müslim, Birr, 32.) Sonra “Allah sizlerin suretlerinize, mallarınıza bakmaz; ancak kalbinizdeki niyetlerinize, ihlasınıza ve amellerinize bakar.” (Müslim, Birr, 33) buyurdular.


Mücahit GÜLER 


Samsung Galaxy akıllı telefonumdan gönderildi.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.