Bunu neden mi diyorum? Koronavirüs salgınından önce ve şu an bu salgının içinde olduğumuz anı bir sorgulayalım.
Koronavirüs salgını çıkmadan önce Arakan'dan tutunda Orta ve Kuzey Afrika'ya kadar olan İslam coğrafyasında akan ümmet kanına hiç dur diyemedik.
Arakan'da yurtlarından olanlar ve hatta yurdundan kaçamayanların işkencelere tabi tutulması. İşgalci İsrail'in Filistinli Müslümanlara olan zulmü, Suriye'de ki ümmetin içler acısı durumu, Keşmir, Gazze, Somali, Sudan, Kırım yani kısacası dünyanın dört bir tarafında zulüm gören bir Müslümanı göremedik, yapılan zulümlere de dur diyemedik. Sadece hep kınadık...
Yine bu virüs salgınından önce Avrupa'nın Türkiye'ye olan baskısı, tutumu hepimizin malumu. Avrupa'nın sadece ırki anlamda Türkiye'ye olan tutumunun yanında İslam dinine olan düşmanlığı da had safhalardaydı. Avrupalıların büyük bir kısmı kendilerine düşman olarak seçmeleri ve her defasında İslam dinine saldırmaları had safhaya çıkmıştı.
Bugüne gelirsek eğer...Çin'in Wuhan kentinden çıkıp bütün dünyayı etkisi altına alan bir öldürücü virüs ile yaşamak zorundayız. Öyle ki tüm insanlığı evlerine kilitleyecek kadar tehlikeli bir virüs.
Özellikle koronavirüs salgını sebebiyle Avrupa'da en çok etkilenen ülkeler başta İtalya olmak üzere İspanya, Almanya ve Fransa. Bu ülkelerde günlük ortalama en az 500 civarında insan koronavirüs salgını sebebiyle hayatını kaybediyor. Vaka sayılarına bakınca her geçen gün hasta sayısı daha da çok artıyor. Sonuç tüm Avrupa'nın evine kendini kilitlemesi ve şehirlerinin terk edilmiş bir yer olmuş. Hasta olanlar hastanelerin servis odalarında ve durumu ağır olanlar ise yoğun bakımlarda tedavi görmeye devam ediyor. Hatta Avrupalılar sağlık konusunda oldukça geri kaldıkları ve de koronavirüs salgınına karşı geç kalmaları ülkelerinde ki koronavirüs salgını daha da çok yaygınlaştı.
Koronavirüs salgını ABD'ye sıçrayınca vaka ve ölüm oranlarında Avrupa ülkelerini bile geçti. Öyle ki ABD'de günlük vaka sayıları Avrupa'daki vaka sayılarının neredeyse iki-üç katına çıktı.
Şu ana kadar gördük ki koronavirüs salgını tüm dünya devletlerini etkilemesinin yanında sonucu ölümlere kadar giden vakalar olmaya devam ediyor. Avrupa ülkelerinde ve Amerika'da durum o kadar vahim hal almaya başladı ki sağlık ekipleri insanlara ulaşamaz duruma geldi. Ve öyle ki insanlar sokak ortasında ölmeye başladı. Hatta New York semalarında ceset kokusunu alan akbabalar bile görülmeye başlandı.
Covid-19 virüs salgını can almaya devam ederken kendi özlerinden bir medet bulamayan batı düne kadar karşı çıktıkları ve düşman olarak gördükleri İslam dinine sarılmaya başladı. Düşünün, öyle ki Amerika meclisinde ABD Başkanı Trump'ın karşısında Kur'an-ı Kerim'den ayetler okundu. İspanya'da yaklaşık 500 yıl sonra sokaklarında ezan sesi duyuldu. İtalya'da bir belediye başkanı ise Kur'an-ı Kerim okuttu.
Hani başta dedik ya, her şeyde bir hayır vardır diye. Umulur ki koronavirüs salgınından sonra batı zor zamanlarda neye iyi sarıldığını anlamış olur. Şuna inanıyorum ki bu koronavirüs salgını geçip insanlar sağlıklı günlere dönüş yaptığında Avrupa'dan ve Amerika'dan İslam'a akımlar başlayacak.
Sonuç şu ki, Batı İslam ile tanışıyor. Batının kendine düşman olarak gördüğü İslam şimdi onlar için bir umut, bir çare oldu. İnşallah gelecek İslam'ın olacaktır ve şu salgından da hayırlı şeyler çıkacaktır.
Selam ve dua ile...