Türkiye Dergiler Birliği (TÜRDEB) ve İHH Uluslararası İnsani Yardım Derneği aracılığı ile iki günlük Suriye ziyaretimiz oldu.
Suriye'ye, Türkiye içinden bakmak ile bizzat savaşın olduğu bölgeye gidip her şeyi yerinde görmek çok farklı oluyor. Bir beldenin durumunu analiz etmek için o beldenin havasını solumak, suyunu içip, ekmeğini yemek, kısacası o beldeyi ziyaret etmek gerekiyor.
Öncelikle size, gidip görmemize nasip olan Halep'in Azez İlçesi'ni anlatayım.
Azez, Türkiyemizin Kilis iline 17 km uzaklığında Suriye'nin Halep İli'ne bağlı bir ilçe. Türkiye sınırından çıktığınız an başka bir ülkeye girdiğinizi hemen anlıyorsunuz. Öyle ki, evlerinin yapımından cami mimarisine kadar her şey çok farklı.
Azez'de hemen Türkiye sınırından çıkış ile başlıyor. dümdüz bir ovaya sahip büyük bir ilçe. Toprakları ise tarıma çok çok elverişli. Kimi yerlere baktığımızda gözümüzn gördüğü bütün yeşillikler buğday.
Bu anlattıklarım kısaca bir yana asıl gelelim konunun mahiyetine. Türkiye'den çıktığınız an kamplar başlıyor. İrili ufaklı binlerce çadır kampı. Kampların yönetimine AFAD bakıyor. Yapımı ise özel dernekler tarafından oluşturulmuş.
Azez bölgesine ilk girdiğinizde başta dikkatinizi çeken İHH oluyor. Bütün kampların yapımında neredeyse İHH var. Sadece kamlar mı? Tabi ki hayır. İHH bu bölgede her şeyi düşünmüş. İnsanın olduğu her yerde her şeye ihtiyaç olacağını düşünerek hareket etmiş. Öyle ki İHH sadece kamp yapmakla kalmamış kamplarda kalan çocuklar için eğitim yerlerini de oluşturmuş. Kampların içerisinde halk eğitim merkezleri, kültür ve sanata dair ne varsa İHH burada her şeyi kamplarda kalan Suryellilerin ayağına getirmiş.
Özellikle Şam Üniversitesi'nden bahsetmeden geçemeyeceğim. İHH tarafından büyük bir alana kurulmuş muhteşem bir eğitim yuvası. Öyle üniversite derken lüks yapılı, gösterişli fakülte binaları aklınıza sakın gelmesin. Üniversite düz bir alana kurulmuş tek katlı konteyner tarzı yapılardan oluşuyor. Bu okul ile ilgili alt ve üst yapı çalışmaları zamanı israf etmeden devam ediyor.
İHH bünyesinde bulunan ŞEMMARİN YETİMHANESİ... Fırsatınız varsa bu yetimhaneyi mutlaka ziyaret edin. Ziyaret esnasında ise çocuklar için yanınızda hediyeler getirmeyi sakın unutmayın. Şemmarin Yatimhanesine girdiğinizde içerisinin sadece bir yetimhane olmadığını göreceksiniz. Öyle ki, bi yandan halk eğitim Merkezi diğer yanda ise yetimhane.
Ekip olarak bu yetimhaneye gittiğimizde hem mutluyduk hem de hüzünlüydük. Mutluyduk çünkü o çocukların her birimizin getirdiği hediyeleri aldıklarında yüzlerinde ki gülümsemeyi gördüğümüz için mutluyduk. Hüzündük, çünkü hiç birinin anne ve babası yoktu. O çocukların yüzlerinde ki tebessümü görmeniz lazım. Çocuklar size bir anneye, bir babaya sarılıyormuş gibi sarılıyorlar.
Kısacası Suriye'yi, Azez'i size anlatmak ile bitiremem. Oralara gitmek ve oraları mutlaka görmek lazım...
Bu 1. bölüm yazımız, 2. ci bölümde ise yazımıza devam edeceğiz...
Selam ve dua ile...