BEŞ PARMAK DAĞLARINDA BİR TANK.
Kahraman...
Kahramanlar...
Kahramanlık.
Bu milletin genlerinde olan destansı bir durum.
Hele o kahramanlara,
Bayrak deyin..
Ezan şeyin...
Toprak deyin..
Hürriyet deyin...
Kükremiş bir sel gibi bendini aşar...
Tarih, 1974
Kıbrıs Barış Harekatı
Yer, Beşparmak Dağları.
Tarih, bir Türk tankının Beşparmak Dağı'nın zirvesine kadar tırmanıp orada kaldığından bahseder.
Dağ...
Hem de öyle böyle bir dağda değil..
Zirvesinde de bir tank.
Resmini görmeyenler onu hep savaş efsanesi sanır. Sanır sanmasına da o efsane değil bilâkis bir gerçektir!
Ve bir de hikayesi vardır.
Beşparmak Dağları dümdüz Kıbrıs (Meserya) ovasında sarp ve duvar gibi tek dik engeldir. Dağdan, Girne sahili uçaktan görünüyormuş izlenimi verir. Bu doğal engeller üzerinde kurulu Rum mevzileri ve beton korunakları ağır ateş altında 24 saatte ele geçmiştir. Batılı askeri uzmanlar mevcut mevzilerin mükemmel tahkimatı nedeniyle 6 aydan önce düşmeyeceği raporunu vermişlerdir. Bu tank, Türk'e has atılganlık ve cüretkarlığın kanıtlanmış bir örneği ve simgesidir.
2 Ağustos 1974 günü yapılan Lapta muharebelerinde düşmanı yan ve gerisinden vurmak için görevlendirilen özel kuvvette görevli olan bu tank; sarp araziyi aşarak görevini yerine getirmiş ancak düşman ateşi ile ağır hasara uğrayarak yanmış ve burada kalmıştır. Birliğin komutanı, tankın sürücüsü kahraman askere:
-Evladım bu tankı buraya nasıl çıkardın? diye sorar;
-Komutanım, o anda gözlerimin önünde engelsiz dümdüz bir yol göründü, Rumlar kaçıyor...
Ateş ede ede buraya çıktım!
Komutan Mehmetçik'e emreder.
- Tankı indir!
Er cevap verir;
-O yolu(O günkü şartlar) görmeden nasıl indirebilirim komutanım?!
Ve o tank halâ o dağın zirvesinde durmaktadır.
Tank komutanı: Tnk. Ütğm.Mahmut ŞANLITÜRK, Tank Mürettebatı: ONbaşı Gürler ERDAĞ, Er Abdülkadir KURT, Er Recep DOĞANYİĞİT.
Yıllar sonra tankı ziyaret eden tankın mürettebatından Abdül kadir KURT tankın yanına gelerek şu sözleri söyler.
“Bu tank bizim şerefimizdir. 42 yıldır ilk defa geliyorum. Benim tankım en öndeydi. Yol yoktu. Paletler bazı yerlerde uçurumdan gidiyordu. Rumlar bizim etrafımızı sardı. Her tarafta ateş vardı. Sonra Rumları püskürttük. Onların cephanesini de imha ettik. Allah bize güç verdi, cesaret verdi. Şimdi geldiğimde de gurur duydum, sevinçliydim, duygulandım.”
Rumların bölgeye çok sayıda mayın döşediğini anlatan Kurt, “Biz de bilmiyorduk, ilerliyorduk. Aniden tank mayına çarptı. Tank mayına çarptığı zaman biz tankın içinde mahsur kaldık. Ayağım yaralandı. Rumların saldırılarına maruz kalıyorduk. Tankın içinden 6 saate yakın çarpıştık. Biz de ‘Ya şehid oluruz ya kazanırız’ diyerek savaştık.” ifadesini kullandı.
KIBRIS BARIŞ HAREKATI ŞEHİT VE GAZİLERİNİ SAYGI İLE ANIYORUZ.
Nesibe TÜKEL