Öncelikle taviz verilmemesi gereken ilkelerimiz vardır. Bu ilkelerin başında inancımız ve gerektirdikleri, inancımıza bağlı olarak oluşturulmuş örfi gelenek ve göreneklerimiz, vatan toprağımız, imani ve itikadi gerekliliklerimiz vs dir.
Geçmişimiz Selçuklu ve Osmanlıdır. Bu iki devlette biçilen ömürleri gereği; hayat sürmüş, iyi ve kötü günler geçirerek tarihi misyonlarını yerine getirerek şanlı tarihimizde uzunca bir yol katetmişlerdir.
Yıllarca o teslimiyetçi bir mantık ile bir takım izm ve görüşlerle bu milletin tarihi Ahlât'ta Hakkari ve Muş ovalarında gömülü bırakıldı!
İslam’a 1000 yıl hizmet etmiş bu necip milletin torunları tarihi gün yüzüne çıkarılmalıdır.
Tarih öyle bir şey ki zamanının içinde değerlendirilmezse günün koşullarına göre değerlendirilip yargılanırsa, sürekli geçmişimize hakaret, küfür eden nesiller yetiştirmiş oluruz. Görünen o ki içinde bulunduğunuz ahval, bu durumu aynen ve yakinen teyit eder bir vaziyette. Maalesef tarihi ve tarihin akışı içerisinde cereyan olayları okumayan, okumadığı bir yana öğrenmek için bir gayret içerisinde dahi olmayan genç bir nesle şahit oluyoruz.
Siyonistler tarafından yazılıp ilkokuldan başlayarak üniversite son sınıfa kadar okutulan tarih de bir yandan geçmişine küfredenin geleceği belli değildir denilip başka bir sayfasında ise yeni neslin geçmişine hakaret küfür etmesi edebilmesi geçmişinin kötü bilinmesini sağlayacak yanlış ve yanlı bilgilerin ortaya konması da büyük bir tezat.
Toplumumuza önce yakın tarih hor gösterilmiş, savunma mekanizması elinden alınmış, daha sonra yükseliş döneminde yaşanılan tarih hor gösterilmiş ve bu hor gösterilme ta ki Hz Ali (ra) zamanına kadar gitmiştir.
Maalesef; bu alanda ne kadar taviz verilmişse o kadar bilgi cephesi kaybedilmiştir.
Cephemiz o kadar kapatılmış ki sıra iki cihan serveri Peygamber Efendimizin hanei saadetlerine kadar bu hakaretler uzatılmıştır.
Bize düşen, her ahval ve şart altında yakın tarih ile ilgili yanlış bilinenleri vesika ve belgeli bir şekilde geçmişine her türlü galiz küfür ve hakaret edenlerin gözünün içine soka soka göstermek ve anlatmak.
Bu konuda taviz hiç bir şekilde yok.
Olmamalı da.
Lâkin önce biz kendimizi yetiştirecek ve geliştireceğiz.
Yakın tarih ile bilmediklerimizi araştıracak, soracak, soruşturacak ve MIH GİBİ BEYNİMİZE ÇAKACAĞIZ.
Unutmayın!!!
TAVİZ BİR SONRAKİ TAVİZLERİ DE BERABERİNDE GETİRİR.
Allah'a emanet olun.
Nesibe TÜKEL