Ülkelerin temel gelirlerini vergiler oluşturmaktadır. Bu vergiler de dolaylı ve dolaysız olmak üzere iki şekilde tahsil edilmektedir. Bu düzen, istisnalar olmakla birlikte neredeyse bütün ülkelerde bu şekilde cereyan etmektedir.
Adil bir düzen kurduğunuzda vergi toplamak ve bunu kamuoyunun ortak menfaatinde kullanmada hiçbir sıkıntı yoktur. Fakat vergiyi tüm kesimlere yayamadığınız da ortaya çıkan sonuçlar can sıkıcı olabilmektedir. Klasik olarak her hükümetin sloganlaştırdığı bir cümle olarak “vergiyi tabana yaymak” sıkıntılı bir ifadedir. Taban dediğiniz zaten yerlerde sürünen büyük halk kitleridir dolayısı ile bu anlamda tabanla uğraşmak adil değildir. Tabanlarının altı yanmış bu insanlara bu kadar yüklenirseniz sosyal barışı tesis edemezsiniz.
Bu tabandakiler genellikle bordolu çalışan insanlardır. Yani amiyane tabirle “kümesteki kazlardır” bunların bir yere kaçma şansları yoktur. Dolayısı ile ücreti eline geçmeden gelir vergisi deyip kesiyorsun, sosyal güvenlik pirimi deyip kesiyorsun, işsizlik sigortası deyip kesiyorsun, damga vergisi deyip kesiyorsun, bireysel emeklilik deyip kesiyorsun. Bu kadar kesintiden sonra kuşa dönen maaş bu insanların ihtiyaçlarını karşılamıyor. Hal böyleyken vergileri daha da artırmak, vergi dilimlerini çalışanların aleyhine daraltmak meselelerin kördüğüm olmasına sebep olmaktadır.
Vergi konusunda adaleti sağlamak, bordroluların dışındaki kesimlerden gerekli tahsilatı yaptığınızda mesele çözüme kavuşmuş olacaktır. En yalın ifadesi ile çalışan ve kazanan herkesten vergiyi topladığınızda işçi ve memurlara bu kadar yüklenmeye de gerek kalmayacaktır. Vergiyi tüm kesimlere yaymak ve bunun tahsil edilebilir ve makul seviyelerde olması herkesin rahatlamasına sebep olacaktır. Burada asgari ücretten bile vergi alınması ayrı bir garabettir. Asgari ücret demek, en temel düzeyde yaşamını idame ettirebilecek en düşük ücret olduğu idrak edilirse bundan vergi almanın anlamsızlığı daha iyi kavranmış olacaktır.
Devletin gelirlerini artırmanın en garanti yolu kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alınarak vergilendirilmesidir. Bunu yaptığınızda hem adil bir şekilde tüm kesimlere bu yükü dağıtmış olacaksınız. Bunun yanında ortaya çıkan istikrar neticesinde hem demokrasinin güçlenecek, hem devlete olan güven artacak hem de siyasi istikrar ile kalkınmayı gerçekleştirmiş olacaksınız. Görüldüğü bir taşla birçok kuşu vurmuş olacaksınız. Peki, bunu söylemek kolayda yapmak zor mu? Kolay olsaydı bugüne kadar yapılırdı fakat devletseniz yapacaksınız başka çıkar yolu yok.
Sonuç olarak; en kolay yolu seçip vergiyi tabana yayarak insanlara dayanılmaz ıstırap vermek yerine herkesin elini taşın altına koyacağı bir düzen kurun. Ancak bu şekilde sosyal devlet olmuş olursunuz.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın