Akademisyenler umumi toplantısı Türkiye’de senede bir defa Kayseri’de yapılmaktaydı. Kendileriyle beraber Isparta’dan Kayseri’ye mükerrer defa gidip gelmiştik.
Kendileri yolculuk esnasında çok dakik davranırlardı. Verilen randevuyu bir iki dakika geçiren olursa, geç geleni olduğu yerde bırakıp, yoluna devam ederdi. Derdi ki; “randevusuna uymayan, hizmette verimli, hayatta da çok başarılı olamaz. Randevunuza dikkat ediniz.”
Bir seferimizde Kayseri’den dönerken, Aksaray Konya arasında yol asfaltlanması çalışması yapılıyordu. O zaman yola asfalt betonu yerine, agrega ile kaplama yapıyorlardı. Minibüste merhum Ali Uçar Ağabey de vardı. Henüz kaplama yeni yapılmıştı. Şöför ehl-i hizmet kardeşimiz olup, arabayı 70-80 kilometre arasında bir hızla kullanıyordu. Ali Uçar Ağabey de rahmetli Bayram Ağabeyin hatıra defterini okuyordu.
Birden bire Ali Uçar Ağabey haklı olarak celallendi ve aracı kullanan şoföre bağırmaya başladı.
“Kardeşim sen kimin aracini kullanıyorsun ve kimi taşıyorsun farkında mısın? Sen nasıl böyle hızla gidersin. Bayram Ağabey, bu sizin şoförlüğünüzü yapamaz.”
Bu esnada da ben “Ali Uçar Ağabey niye hiddetli bağırıyorsunuz. Şoförü heyecanlandıracaksınız. Biraz sakin olun.” demiştim.
Kader-i İlahi, Almanya dönüşünde Bulgaristan yolunda, kaza raporunu da sonradan incelemiş olmama rağmen, hiçbir şey anlayamamıştım. Bir tıra arkasından çarparak, Bayram Yüksel Ağabey, Ali Uçar Ağabey ve Mehmet Çiçek kardeşimiz dünyalarını değiştirdiler.
Bayram Yüksel Ağabeyin, acizane bendeniz de katkıda bulunduğum bir projesi vardı. İsparta’da üstadın evinin karşısında bir kültür merkezi yapmak istiyordu. Bu kültür merkezi beş katlı olacaktı. Üstadın evini ziyarete gelmek isteyenler, önce bu merkezde Üstadın İsparta, Barla, Kastamonu, Afyon, Denizli vb. Hayatları hakkında, sinevizyon gösterileriyle bilgilendirilecekti.
Bayram Ağabey bu projeyi Kayseri’de akademisyen toplantısında da anlatmıştı. Orada Mustafa Sungur Ağabey, Mehmet Kırkıncı Hocam ve diğer ağabeyler de vardılar. Bu projenin sadece Isparta’ya ait bir proje olamayacağını, Dünyadaki Nur Talebelerine bu projenin anlatılması ve bunun Türkiye’ye mal edilmesi gerektiği üzerinde durulmuştu.
Bayram Ağabey, Almanya’ya yolculuğuna çakacağı zaman ben kendilerine:
“Bayram Ağabey, siz geldikten sonra inşallah bu projeyi umumi meşverette görüşürsünüz ve Türkiye’ye de bunu anlatırız ve bu merkezi burada inşallah tahakkuk ettiriz.” demiştim.
Rahmetli Bayram Ağabey bana dedi ki: “Yok kardeşim beni beklemeyin. Siz istişare edin ve gereğini yapın.” Ben de: “ Olur mu Ağabey, siz geldikten sonra başlarız inşallah.” demiştim. Fakat o zaman için bir cız etmişti. Acaba Bayram Ağabey niye böyle konuşuyor, bir daha görüşebilecek miyiz ki? diye aklımdan geçmedi değil.
Kendisiyle son konuşmamda bu olmuştu Allah gani gani rahmet eylesin. Ruhu için bir fatiha okuyalım.
23.11.2019
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu