KESİN DAVET 7
İNSAN GÖRDÜĞÜNE İNANIR
Her şey aklî ve mantıkî delillerle ortaya koyulsa da insan gördüğüne inanmak istiyor. Akıl var mı diye sorduğumuzda, şüphesiz ve düşünmeden cevap veririz ki elbette var. O halde göstersene? Elinle tutsana?
Peki ruh var mı? Şüphesiz var. Hatta ruh hastalıkları klinikleri bile var. O halde elinle tutsana veya göstersene?
Göz sadece bakmakta olup, fakat görmediğini ilim söylüyor. Her görülenin de doğru olmadığı malumumuz olduğu gibi, her şey görünenden ibaret olmadığı da bilimsel bir gerçektir. 20-20000 frekansın üzerinde sesler yok mu? Neden duymuyoruz?
Hakikati ve pozitivizmi arayan insan bütün bunlara rağmen elbette diyecek ki bunun böyle olduğu nereden bilinmektedir.
Mantık ışığında insan kendine bunlardan başka alternatifler üretebilir.
Ancak insanın önünde bunlardan daha önemli, merak ettiği ve riskli bir yolculuğu vardır. Bu yolculuk, bütün insanların gündemini hep işgal ettiğini, insanlık bilimi ile uğraşanlardan başka birçok haber verenler olmuştur.
MİLYARLAR BİR NOKTAYA DİKKAT ÇEKİYORSA
İnsanlığın yaratıldığından bu güne kadar, 950 yıl yaşayan insan da olmuş, ikiyüzelli yıl yaşayan insan da olmuştur. Ancak bunların tamamı dünyalarını değiştirmişlerdir. Yani istatistiklere göre dünyaya gelen yüz milyarları aşmış insanlardan şu anda yaşayan yedi sekiz milyardır. Fakat onlar da önceki gelenler gibi yolculuğa devam edeceklerdir.
Bu konuları bu gerçek ihtisas sahipleri söylüyorlar.
Bu yolculuk ve bu kat'î hakikat, yukarıda anlatılan bu üç şekilde bulunduğunu ve
istisnasız bütün insanları yakaladığını haber veren yüz yirmi dört bin muhbir-i sadık, sözlerinde hile yalan ve şüphe bulunmayan, ellerinde yolculuğun bu üç şekilde cereyan ettiğini doğrulayan belgeler ve
nişane-i tasdik,
doğru olduğun gösteren işaretler ve mucizeler bulunan enbiyalar, peygamberler mevcuttur.
O peygamberlerin haber verdikleri hakikatleri ve aynı haberleri keşf ve zevk ve şuhud ile ortaya çıkaran, gören, doğrulayan, tasdik eden, ve imza basan yüz yirmi dört milyon evliya mevcuttur.
Diğer taraftan bu enbiyaların ve evliyaların haber verdikleri aynı hakikatleri; had ve hesaba gelmeyen muhakkikler yani araştırmacılar, kat'î delilleriyle, aklen, ilmelyakin derecesinde yâni bilimsel delilleri ortaya koyarak ispat etmektedirler.
Meselâ bir dağın tepesinden duman yükselse; ilmen denir ki: o dağın arka tarafında ateş yanmaktadır. Buna ilmelyakin denilir.
Bütün bu enbiya, evliya ve araştırmacılar;
yüzde doksan dokuz ihtimal-i kat'î yani kesin ihtimalle,
"İdam ve zindan-ı ebedîden kurtulmak ve
o yolculuğu saadet-i ebediyeye çevirmek, yalnız iman ve itaat ile yani verilen emirleri kabul edip yerine getirmek iledir" diye,
ittifakan birleşerek haber veriyorlar.
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
31.12.2019