Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
 

KESİN DAVET -14-

KESİN DAVET 14 TENEFFÜS İnsan sıkıcı bir işle meşgul olduğunda paydos saatinin gelmesini ne kadar arzu etmektedir. Adeta paydos saniyelerini saymaktadır. Paydos olunca da hemen mekanını değiştirmek istemektedir. Çünkü mekan değişikliği ona huzur sağlamaktadır. Diğer taraftan bir vücut düşünelim ki ağrılarla sızılarla hayatı çekilmez hale getirsin. O zaman bu vücudun ağrısız ve huzurlu zamanları düşünülünce, sağlıklı olduğu zamandaki bir vücuda kavuşmak istenilmez mi? Hele bu vücudun hayatı çekilmez hale getirmesi, vücut değişikliğini kaçınılmaz hale sokmaktadır. Böyle bir değişiklik insanın imkanları dahilinde olduğu takdirde her imkanını vermeye katlanacaktır. Hatta insan bunun bir daha eskimeyenini, yıpranmayanını arayacak ve bulunca pahalı olsa da, imkanı olmasa da;  bir kere bu yükün altına girmek  için her türlü zorluklara ve imkansızlıklara katlanmaya razı olacaktır. ANNE RAHMİNDEKİ ÇOCUK NE DİYOR Anne rahminde yaratılan çocuğun vücudunun özelliklerine ve duygularına baktığımız zaman görürüz ki o azaların çoğu bulunduğu ortamda kullanılmıyor. Ancak o ortamda kullandığı duygu ve cihazları da mevcuttur. Yaratılışının başlangıcında o çocuğa verilen bütün aza ve duygular, o ortam İçin verilmiştir. Çünkü dünyaya geleceğinde, yemeye, içmeye, gezmeye uygun cihazlarla donatılmamıştır. O sıvı ortamında bir süre yaşayabilmesi için annesi ile irtibatı, bir kordonla sağlanmaktadır. O hayatta  gelişen çocuğun aza ve duygularına o kapalı sıvı ortamı artık cevap verme özelliğini kaybetmekte, o dar, hareket edilemez, duygularını kullanamadığı ortam, dokuz ay gibi kısa bir hayata cevap vermeye karşılık gelmektedir. Dokuz ay dolunca hicret  hazırlıklarına başlıyor. Ne varki o ortam ona ve duygularına cevap veremiyeceğini bildiği halde kendisini nasıl bir ortamın beklediğini, o aklı ve duyguları ile idrak edemediği için, elinde olsa o ortamı değiştirmek istemiyor. Fakat bilim dili ile kendinden başka herkes ona diyor ki; sen bu ortam için yaratılmadın. Buradan mutlaka, senin elinde  olmadan, en fazla dokuz ay sonra, daha mükemmel bir ortama gideceksin. O ortam sana anlatılsa da bu yaratılışın ve duygularınla ne düşünebilirsin, ne hayal edebilirsin ve ne de anlayabilirsin. Bütün bunlara rağmen, o çocuk, o ortamı ağlaya ağlaya terk eder. Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu 14.01.2020
Ekleme Tarihi: 14 Ocak 2020 - Salı

KESİN DAVET -14-

KESİN DAVET 14

TENEFFÜS

İnsan sıkıcı bir işle meşgul olduğunda paydos saatinin gelmesini ne kadar arzu etmektedir. Adeta paydos saniyelerini saymaktadır. Paydos olunca da hemen mekanını değiştirmek istemektedir. Çünkü mekan değişikliği ona huzur sağlamaktadır.

Diğer taraftan bir vücut düşünelim ki ağrılarla sızılarla hayatı çekilmez hale getirsin. O zaman bu vücudun ağrısız ve huzurlu zamanları düşünülünce, sağlıklı olduğu zamandaki bir vücuda kavuşmak istenilmez mi?

Hele bu vücudun hayatı çekilmez hale getirmesi, vücut değişikliğini kaçınılmaz hale sokmaktadır. Böyle bir değişiklik insanın imkanları dahilinde olduğu takdirde her imkanını vermeye katlanacaktır.

Hatta insan bunun bir daha eskimeyenini, yıpranmayanını arayacak ve bulunca pahalı olsa da, imkanı olmasa da;  bir kere bu yükün altına girmek  için her türlü zorluklara ve imkansızlıklara katlanmaya razı olacaktır.

ANNE RAHMİNDEKİ ÇOCUK NE DİYOR

Anne rahminde yaratılan çocuğun vücudunun özelliklerine ve duygularına baktığımız zaman görürüz ki o azaların çoğu bulunduğu ortamda kullanılmıyor.

Ancak o ortamda kullandığı duygu ve cihazları da mevcuttur. Yaratılışının başlangıcında o çocuğa verilen bütün aza ve duygular, o ortam İçin verilmiştir. Çünkü dünyaya geleceğinde, yemeye, içmeye, gezmeye uygun cihazlarla donatılmamıştır. O sıvı ortamında bir süre yaşayabilmesi için annesi ile irtibatı, bir kordonla sağlanmaktadır.

O hayatta  gelişen çocuğun aza ve duygularına o kapalı sıvı ortamı artık cevap verme özelliğini kaybetmekte, o dar, hareket edilemez, duygularını kullanamadığı ortam, dokuz ay gibi kısa bir hayata cevap vermeye karşılık gelmektedir. Dokuz ay dolunca hicret  hazırlıklarına başlıyor.

Ne varki o ortam ona ve duygularına cevap veremiyeceğini bildiği halde kendisini nasıl bir ortamın beklediğini, o aklı ve duyguları ile idrak edemediği için, elinde olsa o ortamı değiştirmek istemiyor.

Fakat bilim dili ile kendinden başka herkes ona diyor ki; sen bu ortam için yaratılmadın. Buradan mutlaka, senin elinde  olmadan, en fazla dokuz ay sonra, daha mükemmel bir ortama gideceksin. O ortam sana anlatılsa da bu yaratılışın ve duygularınla ne düşünebilirsin, ne hayal edebilirsin ve ne de anlayabilirsin. Bütün bunlara rağmen, o çocuk, o ortamı ağlaya ağlaya terk eder.

Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu

14.01.2020

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.