Mesut Köseoğlu
Köşe Yazarı
Mesut Köseoğlu
 

AŞK İMİŞ HER NE VAR ÂLEMDE

AŞK İMİŞ HER NE VAR ÂLEMDE Ünlü Rus yazar Lev Tolstoy’un küçük bir hikayesidir esasen “İnsan Ne ile Yaşar?”. Hikayeyi okumayanlar için biraz spoiler olacak belki ama siz burada cevabı okusanız da içerisinde farklı dersler barındıran bu güzel kitabı okuyun yine de şayet okumadıysanız. Eğitimcilik sürecimizde öğrencilere muhakkak okumalarını tavsiye ettiğimiz ve okumalarının neticesinde onlara yönelttiğimiz soru yine kitabın adı ile aynı: “İnsan Ne ile Yaşar ?” kitabına göre insan ne ile yaşar? Cevebı tek kelimeden ibarettir bu sorunun: “sevgi”.  Evet, insan sevgi ile yaşar. Onu hayatta tutan, onun için hayatı çekilir kılan şey sevgidir. Hani Yeşilçam filmlerinde Ayşecik karakterini canlandıran Zeynep Değirmencioğlu ve Ömercik karakterini canlandıran ve geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Ömer Durmaz’ın başrollerini paylaştıkları Hayat Sevince Güzel filminin şarkısında olduğu gibi: “Hayat sevince güzel/ Sevince tatlı günler/ Bir kuşu, kelebeği / Bir taşı sevin yeter.” Hakikatte de böyledir bu. Bizi hayatta tutan şey belki bir kuşa, kelebeğe, anneye, babaya, evlada, eşe, dosta, bir mesleğe, spora veya sanata, her neye olursa olsun duyduğumuz sevgidir. Hiçbir şeyi sevmeyen, hiçbir şeyden lezzet almayan, kalbinde sevgiye yer vermeyen bir insan için alınan nefesin bir ehemmiyeti kalmamıştır. Bu noktada belki intihar vakaları incelenmeye değerdir. Sevgi eksikliğinin böyle insanların hayatında büyük bir etki oluşturduğu kanaatindeyim. Sevginin bizim lisanımızdaki bir diğer karşılığı da muhabbettir. Günümüzde bu kelimenin anlamı “konuşmak, sohbet etmek” gibi bir anlam değişimine uğramıştır. Oysa muhabbet Arabî lisanında “hubb” kökünden gelmekte ve sevgi manasına gelmektedir. Muhabbet, mahbub, habib, muhib gibi kelimeler de aynı kökten türeyen kelimelerdir. Habibullah kelimesi mesela, Efendimiz (s.a.v.) için bizzat Allah-u Teala’nın kullandığı  “Allah’ın Sevgilisi” manasına gelen kelimedir. Hatta meşhur beyitte “Muabbetten Muhammed (s.a.v.) oldu hasıl / Muhammed (s.a.v.) siz muhabbetten ne hasıl?” diye ifade edilmiştir. Ve yine bir âlimin dediği gibi “Muhabbete en layık şey muhabbettir. Husumete en layık şey yine husumettir. Husumet edeceksen kalbindeki husumete husumet et.” Muhabbettin bir üst boyutu da vardır ki hepimizin malumu olan aşktır. Aşk bir şeyi tutku derecesinde sevmenin adıdır. Aşk, sadece bir izdivacın sebebi değil, başarılması gereken her işin olmazsa olmazıdır. Yapılan bir işte aşk varsa o iş güzel bir iş olur. Mesela aşk ile pişirilen yemeğin tadına doyulmaz. Gönülsüz, zoraki sunulan bir bardak su bile zehir olur insana. Bir öğretmen aşk ile yapıyorsa işini öğrencilerin gönüllerinde baş köşeye kurulur ve yeni nesli şekillendirir. Bir enstrümanı aşk ile çalan bir müzisyeni dinlemelere doyamayışımız bundandır. Aşk ile çalışılan bir spor dalında başarılı olmamak imkansızdır. Mahsun Kırmızıgül’ün Mucize isimli filminin son sahnesi de yine bizi destekleyen bir sahnedir. Yine bir spoiler olacak ama idare edin. Ya da önce filmi izleyin, sonra yazıya devam edin.  Film engelli bir bireyin zorlu yaşamını ve evliliğini konu ediyor. İşini aşk ile yapan öğretmenin rolü elbette yadsınmaz bu filmde elbet. Filmin sonunda başkarakterimiz Aziz, evlendikten yıllar sonra köyüne geri dönmüştür. Fakat Aziz gittiği gibi değildir. Düzgün bir şekilde yürüyebiliyor, giyinebiliyor, konuşabiliyordur. Filmin adı neden Mucize diye sorduğumda çoğu kişi bu değişimi mucize olarak tanımlıyor. Ama işin aslı son cümlede.  Aziz’in babası soruyor Aziz’e: “Aziz, sana ne oldu? Sen ameliyat mı oldun?” Aziz “Yok baba.” diyor. “Ben karıma aşık oldum.” Evet, filmde mucize olan şey Aziz’in iyileşmesi değil, oradaki mucize “aşk”tır. Aşk varsa olmazlar olur. Aşk varsa surlar yıkılır, akan sular durur. Fuzuli’nin bir beytinde dediği gibi:  Aşk imiş her ne var âlemde İlim bir kîl-ü kâl imiş ancak. Yani alemde ne varsa hepsi aşktır, aşk iledir. İlim dediğimiz şey bir dedikodudan başka bir şey değildir.  Mesut Köseoğlu
Ekleme Tarihi: 05 Şubat 2020 - Çarşamba

AŞK İMİŞ HER NE VAR ÂLEMDE

AŞK İMİŞ HER NE VAR ÂLEMDE

Ünlü Rus yazar Lev Tolstoy’un küçük bir hikayesidir esasen “İnsan Ne ile Yaşar?”. Hikayeyi okumayanlar için biraz spoiler olacak belki ama siz burada cevabı okusanız da içerisinde farklı dersler barındıran bu güzel kitabı okuyun yine de şayet okumadıysanız. Eğitimcilik sürecimizde öğrencilere muhakkak okumalarını tavsiye ettiğimiz ve okumalarının neticesinde onlara yönelttiğimiz soru yine kitabın adı ile aynı: “İnsan Ne ile Yaşar ?” kitabına göre insan ne ile yaşar? Cevebı tek kelimeden ibarettir bu sorunun: “sevgi”. 
Evet, insan sevgi ile yaşar. Onu hayatta tutan, onun için hayatı çekilir kılan şey sevgidir. Hani Yeşilçam filmlerinde Ayşecik karakterini canlandıran Zeynep Değirmencioğlu ve Ömercik karakterini canlandıran ve geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Ömer Durmaz’ın başrollerini paylaştıkları Hayat Sevince Güzel filminin şarkısında olduğu gibi: “Hayat sevince güzel/ Sevince tatlı günler/ Bir kuşu, kelebeği / Bir taşı sevin yeter.”
Hakikatte de böyledir bu. Bizi hayatta tutan şey belki bir kuşa, kelebeğe, anneye, babaya, evlada, eşe, dosta, bir mesleğe, spora veya sanata, her neye olursa olsun duyduğumuz sevgidir. Hiçbir şeyi sevmeyen, hiçbir şeyden lezzet almayan, kalbinde sevgiye yer vermeyen bir insan için alınan nefesin bir ehemmiyeti kalmamıştır. Bu noktada belki intihar vakaları incelenmeye değerdir. Sevgi eksikliğinin böyle insanların hayatında büyük bir etki oluşturduğu kanaatindeyim.
Sevginin bizim lisanımızdaki bir diğer karşılığı da muhabbettir. Günümüzde bu kelimenin anlamı “konuşmak, sohbet etmek” gibi bir anlam değişimine uğramıştır. Oysa muhabbet Arabî lisanında “hubb” kökünden gelmekte ve sevgi manasına gelmektedir. Muhabbet, mahbub, habib, muhib gibi kelimeler de aynı kökten türeyen kelimelerdir. Habibullah kelimesi mesela, Efendimiz (s.a.v.) için bizzat Allah-u Teala’nın kullandığı  “Allah’ın Sevgilisi” manasına gelen kelimedir. Hatta meşhur beyitte “Muabbetten Muhammed (s.a.v.) oldu hasıl / Muhammed (s.a.v.) siz muhabbetten ne hasıl?” diye ifade edilmiştir.
Ve yine bir âlimin dediği gibi “Muhabbete en layık şey muhabbettir. Husumete en layık şey yine husumettir. Husumet edeceksen kalbindeki husumete husumet et.”
Muhabbettin bir üst boyutu da vardır ki hepimizin malumu olan aşktır. Aşk bir şeyi tutku derecesinde sevmenin adıdır. Aşk, sadece bir izdivacın sebebi değil, başarılması gereken her işin olmazsa olmazıdır. Yapılan bir işte aşk varsa o iş güzel bir iş olur. Mesela aşk ile pişirilen yemeğin tadına doyulmaz. Gönülsüz, zoraki sunulan bir bardak su bile zehir olur insana. Bir öğretmen aşk ile yapıyorsa işini öğrencilerin gönüllerinde baş köşeye kurulur ve yeni nesli şekillendirir. Bir enstrümanı aşk ile çalan bir müzisyeni dinlemelere doyamayışımız bundandır. Aşk ile çalışılan bir spor dalında başarılı olmamak imkansızdır.
Mahsun Kırmızıgül’ün Mucize isimli filminin son sahnesi de yine bizi destekleyen bir sahnedir. Yine bir spoiler olacak ama idare edin. Ya da önce filmi izleyin, sonra yazıya devam edin. 
Film engelli bir bireyin zorlu yaşamını ve evliliğini konu ediyor. İşini aşk ile yapan öğretmenin rolü elbette yadsınmaz bu filmde elbet. Filmin sonunda başkarakterimiz Aziz, evlendikten yıllar sonra köyüne geri dönmüştür. Fakat Aziz gittiği gibi değildir. Düzgün bir şekilde yürüyebiliyor, giyinebiliyor, konuşabiliyordur. Filmin adı neden Mucize diye sorduğumda çoğu kişi bu değişimi mucize olarak tanımlıyor. Ama işin aslı son cümlede.  Aziz’in babası soruyor Aziz’e: “Aziz, sana ne oldu? Sen ameliyat mı oldun?” Aziz “Yok baba.” diyor. “Ben karıma aşık oldum.”
Evet, filmde mucize olan şey Aziz’in iyileşmesi değil, oradaki mucize “aşk”tır. Aşk varsa olmazlar olur. Aşk varsa surlar yıkılır, akan sular durur. Fuzuli’nin bir beytinde dediği gibi: 
Aşk imiş her ne var âlemde
İlim bir kîl-ü kâl imiş ancak.
Yani alemde ne varsa hepsi aşktır, aşk iledir. İlim dediğimiz şey bir dedikodudan başka bir şey değildir. 

Mesut Köseoğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.