HAYAT SAMEDİYET AYNASIDIR
Evet, samediyetin, yâni hiçbirşeye muhtaç olmadığı gibi hazinesinden de hiçbirşey eksilmeyen Allah’ın isminin aynası olmak kolay birşey değil, âdi, basit bir vazife değil!
İşte, göz önünde her vakit gördüğümüz bu had ve hesaba gelmeyen yeni yeni hayatlar ve
hayatların asılları, temelleri ve zatları, kendileri olan ruhlar,
birden ve hiçten vücuda gelmeleri ve gönderilmeleri,
bir Zât-ı Vâcibü'l-Vücud ve
Hayy-ı Kayyûmun vücub-u vücudunu, varlığının zorunlu olmasına ve
sıfât-ı kudsiyesini, Allah’ın kusursuz mübarek sıfatlarını ve Esmâ-i Hüsnâsını, en güzel isimlerini;
lemeâtın, parıltıların güneşi gösterdiği gibi gösteriyorlar.
Güneşi tanımayan ve kabul etmeyen adam,
nasıl gündüzü dolduran ziyayı, ışığı inkâr etmeye mecbur oluyor.
Öyle de,
Hayy-ı Kayyûm,
Muhyî ve Mümît olan Şems-i Ehadiyeti, her canlı varlıkta çoğu isim ve sıfatlarıyla kendini güneş gibi bildiren Allah’ın birliğini tanımayan adam,
zeminin yüzünü,
belki mazi, geçmiş ve müstakbeli, geleceği dolduran zîhayatların, hayat sahiplerinin vücudunu inkâr etmeli ve
yüz derece hayvandan aşağı düşmeli,
hayat mertebesinden düşüp câmid, cansız bir câhil-i eçhel, cahilin cahili olmalı! (4/729)
SONSUZ MUTLULUK ALEMİNE YOLCULUK
Yedinci Kelime: (Ve Yümit)
Yâni, mevti, ölümü veren Odur.
Yani, hayat vazifesinden terhis eder,
fâni dünyadan yerini tebdil eder, değiştirir,
külfet-i hizmetten âzâd eder, çalışmanın zahmetinden kurtarır.
Yâni, hayat-ı fâniyeden, geçici dünyadan seni hayat-ı bâkiyeye, sonsuz hayata alır.
İşte şu kelime, şöylece fâni cin ve inse bağırır, der ki:
Sizlere müjde!
Mevt idam değil,
hiçlik değil,
fenâ, yokluk değil,
inkıraz, son bulma değil,
sönmek değil,
firak-ı ebedî, sonsuz ayrılık değil,
adem, hiçlik değil,
tesadüf, raslantı değil,
fâilsiz bir in'idam, sahipsiz bir mahvolma değil.
Belki, bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm, çok merhametli şefkatli, gayeli ve faydalı işler yapan Allah CC tarafından bir terhistir, izin vermedir,
bir tebdil-i mekândır, ev değiştirmedir.
Saadet-i ebediye, sonsuz mutluluk tarafına,
vatan-ı aslîlerine, gerçek vatanlarına bir sevkiyattır.
Yüzde doksan dokuz ahbabın mecmaı, toplanma yeri olan âlem-i berzaha, ölenlerin ruhlarının kıyamete kadar kaldıkları aleme bir visal, kavuşma kapısıdır.
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
01.04.2020