Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
 

ALAŞIMLAR İNSANLIĞA MUCİZE İLE GELMİŞTİR

MUCİZE HEDEFİNDEKİ TEKNOLOJİNİN DİLİ   ALAŞIMLAR İNSANLIĞA MUCİZE İLE GELMİŞTİR   Ayet bize, metaller eritilerek alaşımlar yapılabilmesi noktasında ışık tutmaktadır. Demek ki alaşımların ilk mucidi ve ustası mucize eli ile olduğu açıklıkla ifade edilmektedir. Yani yontma taş devri, cilalı taş devri tarihte ancak cehaletten üretilen bilgiler olarak mı bize anlatılıyor, araştırılması gerekir. Demirin özellikle insanlık teknolojinin gelişiminde üstlendiği rolü biraz olsun anlatmaya çalışıyoruz. Yemek kaşığımızdan, toplu katliam aracı olan füze ve roketlere kadar, sanayiden tarıma kadar, bilgisayar aletlerinden otomotiv aletlerine kadar vazgeçilmez bir şekilde kullanıldığını israrla neden tekrar ediyoruz?  Demek ki demir rezervleri yerini dolduracak başka bir metal gösteremiyoruz. Kesinlikle teknolojide her bir elementin çok büyük görevi olduğu ve olmazsa bu teknolojinin olamayacağı tartışılmazdır. “Bakır da demir gibi önemli bir rol üstlenmekte olduğu için “telyin-I hadid ve izabe-I nühas ismi ile anılmaktadır.” (2/274) Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm hakkında “Ona ilim ve hikmet ile, hakkı ve bâtılı açıkça ayırd eden bir ifade gücü verdik.” (11/20) SİYASİ OTORİTE OLAN DAVUD PEYGAMBER ŞAHSİ İHTİYAÇLARI İÇİN BİLE ÇOK ÇALIŞIYOR Mülk ve siyâsî otorite sâhibi, iktisâdî imkânları bol bir peygamber olmasına rağmen, elinin emeğiyle geçinme yolunu tercih etmiştir. Nitekim Rasûlullâh (SAV) Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Hiçbir kimse, asla kendi kazancından daha hayırlı bir rızık yememiştir. Allâh’ın Peygamberi Dâvûd -aleyhisselâm- da kendi elinin emeğini yerdi.” (15/15, 37) Cenâb-ı Hak O’na şöyle hitâb etmiştir: “Ey Dâvûd! Biz Sen’i yeryüzünde halîfe yaptık. O hâlde insanlar arasında adâletle hükmet! Hevâ ve hevese uyma, sonra bu Sen’i Allâh’ın yolundan saptırır. Doğrusu Allâh’ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır.” (11/26) Hazret-i Dâvûd’un kırk sene devâm eden idâresi, İsrâîloğulları’nın en parlak dönemidir. Dâvûd Aleyhisselâm Kudüs’ü fethederek, devletine başkent yapmıştı.  O, hem hükümdar hem de bir peygamberdi. Bu iki özellik Hak tarafından O’na lutfedilmişti. Kendisinden sonra yerine oğlu Hazret-i Süleyman geçti ve O’na da peygamberlik verildi.   25.06.2020 Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Ekleme Tarihi: 25 Haziran 2020 - Perşembe

ALAŞIMLAR İNSANLIĞA MUCİZE İLE GELMİŞTİR

MUCİZE HEDEFİNDEKİ TEKNOLOJİNİN DİLİ
 
ALAŞIMLAR İNSANLIĞA MUCİZE İLE GELMİŞTİR
 
Ayet bize, metaller eritilerek alaşımlar yapılabilmesi noktasında ışık tutmaktadır. Demek ki alaşımların ilk mucidi ve ustası mucize eli ile olduğu açıklıkla ifade edilmektedir.
Yani yontma taş devri, cilalı taş devri tarihte ancak cehaletten üretilen bilgiler olarak mı bize anlatılıyor, araştırılması gerekir.
Demirin özellikle insanlık teknolojinin gelişiminde üstlendiği rolü biraz olsun anlatmaya çalışıyoruz.

Yemek kaşığımızdan, toplu katliam aracı olan füze ve roketlere kadar,
sanayiden tarıma kadar, bilgisayar aletlerinden otomotiv aletlerine kadar vazgeçilmez bir şekilde kullanıldığını israrla neden tekrar ediyoruz? 

Demek ki demir rezervleri yerini dolduracak başka bir metal gösteremiyoruz. Kesinlikle teknolojide her bir elementin çok büyük görevi olduğu ve olmazsa bu teknolojinin olamayacağı tartışılmazdır.

“Bakır da demir gibi önemli bir rol üstlenmekte olduğu için “telyin-I hadid ve izabe-I nühas ismi ile anılmaktadır.” (2/274)

Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm hakkında
“Ona ilim ve hikmet ile, hakkı ve bâtılı açıkça ayırd eden bir ifade gücü verdik.” (11/20)

SİYASİ OTORİTE OLAN DAVUD PEYGAMBER ŞAHSİ İHTİYAÇLARI İÇİN BİLE ÇOK ÇALIŞIYOR

Mülk ve siyâsî otorite sâhibi, iktisâdî imkânları bol bir peygamber olmasına rağmen, elinin emeğiyle geçinme yolunu tercih etmiştir. Nitekim Rasûlullâh (SAV) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Hiçbir kimse, asla kendi kazancından daha hayırlı bir rızık yememiştir. Allâh’ın Peygamberi Dâvûd -aleyhisselâm- da kendi elinin emeğini yerdi.” (15/15, 37)

Cenâb-ı Hak O’na şöyle hitâb etmiştir:
“Ey Dâvûd! Biz Sen’i yeryüzünde halîfe yaptık. O hâlde insanlar arasında adâletle hükmet! Hevâ ve hevese uyma, sonra bu Sen’i Allâh’ın yolundan saptırır. Doğrusu Allâh’ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır.” (11/26)

Hazret-i Dâvûd’un kırk sene devâm eden idâresi, İsrâîloğulları’nın en parlak dönemidir. Dâvûd Aleyhisselâm Kudüs’ü fethederek, devletine başkent yapmıştı. 
O, hem hükümdar hem de bir peygamberdi. Bu iki özellik Hak tarafından O’na lutfedilmişti. Kendisinden sonra yerine oğlu Hazret-i Süleyman geçti ve O’na da peygamberlik verildi.
 
25.06.2020
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.