Farabi'nin geliştirdiği sudûr teorisi ise Neoplatoncu ve İsmaili kaynaklara dayanmaktadır. Bu anlayış daha sonra İbn-i Sina tarafından geliştirilmiştir. Farabi, 100-150 arasında kıtaplara sahip bir bilim adamıdır. Kitaplarının çoğunun kaybolmasına rağmen, 43 mantık üzerine, 11 metafizik üzerine, 7 ahlak üzerine, 7 siyaset bilimi üzerine, 17 müzik, tıp ve sosyoloji üzerine ve de 11'i tefsir olmak üzere 117 eseri bilinmektedir.
Farabi, Kindi’nin kurucusu olduğu kabul edilen ve İslam felsefesi içinde rasyonal/Aristocu eğilimi ifade eden Meşşaîlik akımının ikinci kurucusudur. Pek çok takipçisi olduğu için bazı felsefe tarihçilerine göre bir Farabi okulundan bahsedilmiştir.
Mükemmel eserler sahibi Farabi’nin çalışmaları, İbn-i Sina ve İbn-i Rüşd’ün, eserlerinden daha az tercüme edilmişse de, Aristo düşüncesinin yeniden anlaşılmasında öneme bir konuma sahip olması, felsefi zenginliğe ilk açılımı yapmıştır.
İbn-i Rüşd ve Endülüslü filozoflar Farabi'yi mantık, psikoloji ve siyaset konularında önemli bir otorite olarak görmektedir.
Aynı zamanda müzik üzerine Kitab’ül-Musika adlı Müzik Kitabı yazmıştır. Müzik sanatı ve bilimi üzerine büyük bir uzman olan Farabi, müzik notaları bilgisine katkıları yanında, birkaç müzik enstrümanı da icat etmiştir. Enstrümanını insanları istediği anda ağlatıp güldürebilecek kadar iyi çaldığı da ayrıca anlatılmaktadır.
Farabi, devlet felsefesi ile ilgili temel düşüncelerini “Fusul al-Madani”, “Medine-i Fadıla” ve “ Kitab es-Siyaset” başlıklı eserlerinde ortaya koymuştur. Farabi, devleti insana bezeterek, insan vücudu belli organlardan oluştuğu gibi toplumların da belli organizasyonlardan oluşan bir yapıya sahip olmaları gerektiğini iler sürmüştür.
Farabi bu konuda çalışmasında yani beş tabakalı bir erdemli Şehir ”Medine-i Fadıla” tablosunda, siyasal birimin başında bir “filozof-hükümdar” bulunması gerektiğini, eğer böyle biri yoksa devleti ya bir grubun veya kanun ve geleneklerini iyi bilen birinin yönetmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Farabi, toplumun tabakaları birbirlerine sevgi ile bağlı olmaları için toplumun yönetiminde “adalet” ilkesi hakim kılınması gerektiği üzerinde de özellikle durmuştur.
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Anasayfa
Yazarlar
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Yazı Detayı
Bu yazı 14+ kez okundu.
FARABİ
Farabi'nin geliştirdiği sudûr teorisi ise Neoplatoncu ve İsmaili kaynaklara dayanmaktadır. Bu anlayış daha sonra İbn-i Sina tarafından geliştirilmiştir. Farabi, 100-150 arasında kıtaplara sahip bir bilim adamıdır. Kitaplarının çoğunun kaybolmasına rağmen, 43 mantık üzerine, 11 metafizik üzerine, 7 ahlak üzerine, 7 siyaset bilimi üzerine, 17 müzik, tıp ve sosyoloji üzerine ve de 11'i tefsir olmak üzere 117 eseri bilinmektedir.
Farabi, Kindi’nin kurucusu olduğu kabul edilen ve İslam felsefesi içinde rasyonal/Aristocu eğilimi ifade eden Meşşaîlik akımının ikinci kurucusudur. Pek çok takipçisi olduğu için bazı felsefe tarihçilerine göre bir Farabi okulundan bahsedilmiştir.
Mükemmel eserler sahibi Farabi’nin çalışmaları, İbn-i Sina ve İbn-i Rüşd’ün, eserlerinden daha az tercüme edilmişse de, Aristo düşüncesinin yeniden anlaşılmasında öneme bir konuma sahip olması, felsefi zenginliğe ilk açılımı yapmıştır.
İbn-i Rüşd ve Endülüslü filozoflar Farabi'yi mantık, psikoloji ve siyaset konularında önemli bir otorite olarak görmektedir.
Aynı zamanda müzik üzerine Kitab’ül-Musika adlı Müzik Kitabı yazmıştır. Müzik sanatı ve bilimi üzerine büyük bir uzman olan Farabi, müzik notaları bilgisine katkıları yanında, birkaç müzik enstrümanı da icat etmiştir. Enstrümanını insanları istediği anda ağlatıp güldürebilecek kadar iyi çaldığı da ayrıca anlatılmaktadır.
Farabi, devlet felsefesi ile ilgili temel düşüncelerini “Fusul al-Madani”, “Medine-i Fadıla” ve “ Kitab es-Siyaset” başlıklı eserlerinde ortaya koymuştur. Farabi, devleti insana bezeterek, insan vücudu belli organlardan oluştuğu gibi toplumların da belli organizasyonlardan oluşan bir yapıya sahip olmaları gerektiğini iler sürmüştür.
Farabi bu konuda çalışmasında yani beş tabakalı bir erdemli Şehir ”Medine-i Fadıla” tablosunda, siyasal birimin başında bir “filozof-hükümdar” bulunması gerektiğini, eğer böyle biri yoksa devleti ya bir grubun veya kanun ve geleneklerini iyi bilen birinin yönetmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Farabi, toplumun tabakaları birbirlerine sevgi ile bağlı olmaları için toplumun yönetiminde “adalet” ilkesi hakim kılınması gerektiği üzerinde de özellikle durmuştur.
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Ekleme
Tarihi: 13 Nisan 2022 - Çarşamba
FARABİ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.