Endülüs’ün bir sahil şehri olan Malaka’da doğmuş, babası baytar, yani veteriner olduğu için İbn-i Baytar adıyla tanınmış, İslâm bilim adamı, botanikçi, eczacı ve hekim olarak tanınmıştır.
İbn Baytar, diğer taraftan İslâm’ın Altın Çağı’nın yani Orta Çağ'da İslâm dünyası medeniyetin her alanında gelişme gösterdiği dönemde ve Müslüman Tarım Devrimi’nin yani Arap Yarımadası tüccarların kurduğu küresel ekonomi sayesinde yeni tarım ürünleri ve yeni teknolojilerin ulaşmış olduğu bir devirde en büyük eczacı ve botanikçilerinden biri sayılmıştır.
Endülüs şehrinde İbn Baytar, Malaga’lı botanikçi Ebu Abbas el- Nebati’den botanik dersleri almış ve hocasıyla birlikte İspanya ve çevresinde bitki örnekleri toplamaya başlamıştır. El-Nebati o dönemlerde bilimsel bir yöntemin temellerini atmış; testlerde ampirik ve deneysel teknikler kullanmıştır. Birçok tıbbî malzemeyi tespit ediyor ve tarif ediyor.
Gerçek deneyler ve gözlemler sonucu ulaşılan bilgilerle doğrulanmamış bilgileri ayrı ayrı kategorize etmiş, bu metodunu daha sonra kullanması için İbn Baytar’a öğretmiştir. Nitekim benzeri bir yöntem de İbn Baytar tarafından daha sonra kullanılmıştır.
1219 yılında İbn Baytar, İslam topraklarının her yöresinden bitki örnekleri toplamak amacıyla Endülüs'ü terk etmiş, Afrika'nın kuzey sahilinden Anadolu'ya kadar yol almış, İstanbul, Antalya, Tunus, Trablus vb yerleri gelmiş, 1224 yılından sonra Eyyubi sultanı el- Kamil’in yanında baş şifalı bitki uzmanı olarak çalışmaya başlamış, Şam’a kadarki bölgeyi kontrolü altına almış, oradan Suriye’ye giderek de bitki örnekleri toplamıştır. Daha sonra İtalya ve Yunanistan taraflarına giderek buralarda uzun müddet konusuyla ilgili araştırmalarda bulunmuştur.
El-Bayta, gezip gördüğü yerlerdeki bitkileri yerinde inceleyip, incelediği bitkinin, yetiştiği beldeyi ve toprağı, o bitkinin büyümesinde tesiri olan diğer durumları tetkik etmiştir. Mısır’da yaptığı çalışmalarla Eyyûbî meliki Kâmil Muhammed ibni Behr’den destek alarak botanik âlimlerinin başına getirilmiştir.
İbn-i Baytâr, bu çalışmaları sırasında tarlada biten ve mahsullere zarar veren otları da tesbit ederek, muhtelif bitki nevilerine ait koleksiyonlarını ortaya koymuştur. Bu inceleme esnasında bitkileri inceleyerek yaptığı ilaçların yanında hayvanlar üzerinde de araştırmalar yapmıştır. Özellikle de ehli (evcil) ve vahşi (yabani) hayvanlar hakkında bazı tasniflerde bulunmuştur. Kitab el-Cami'fi el-Adviyye el-Müfredah
İbn Baytar'ın önemli eserlerinden Kitab el-Cam’fi el-Adviyye el-Mufredah olup uzun bir süre önemli bir botanik otoritesi olma özelliğini kaybetmediği gibi, eczacılık açısından da büyük önem taşımıştır.
Bu eserde, yaklaşık 300'ü tamamen kendi keşfi olan, en azından 1400 farklı bitki ve ilacın ansiklopedik tanım ve tarifleri yer almıştır. Eser 1758 yılında Latince’ye çevrilmiş, 19. yüzyıla kadar Avrupa’da kullanılmaya devam edilmiştir.
İbn-i Baytar, Kitâb-ul-câmi fi edviyet-il-müfrede kitabının Önemi
Gece ve gündüz devamlı olarak, kullanılan gıdalar ve basit ilâçlar hakkında doğru, tam ve faydalı bilgiler verilmiştir.
İlâçlar hakkında, âlimlerin o ilâçla ilgili yapmış olduğu hataları tesbit edilerek yazılmış, yanlış kullanılan veya sâdece kaynaklara dayanılarak tabipler tarafından hatalı kullanılan ilâçları ortaya koyulmuştur.
Kullanıldıkları memleketlerde farklı dillere göre isimlendirilen ilaçlar, o yörede bilinen isimlerle değiştirilmiştir.
Deney ve gözlemlerin sonuçları ile doğruluğuna kesin kanaat getirilenler bu eserde yazılmıştır. Doğruluğu hakkında kesin bilgi edinilemeyen ve yapılamayan yahut da gerçeğe aykırılıkları tesbit edilenler kitaba alınmamıştır.
Talep edenlerin eserden kolayca istifade edebilmesi ve kitapta aradığını çabucak bulabilmesi için, eser alfabetik olarak düzenlenmiştir.
Bitkilerin isimlerinin Arapçasının yanında Farsça, Fransızca, Latince ve Berberî dilleriyle yazılışları verilmiştir. Ayrıca Aydınoğullarından Umur Bey’in emriyle özet olarak Türkçe’ye de tercüme edilmiştir.
Bizim belki ismini yeni duyduğumuz İbn-i Baytâr’ın Kitâb-ül-Câmi adlı eseri, dört yüz sene Avrupa üniversitelerinde mühim kaynak olarak kullanılmıştır. Andrea Alpago (on altıncı asır) araştırmalarında İbn-i Baytâr’ın eserlerinden faydalanmış, aynı asırda yaşayan G. Postel de dikkatleri İbn-i Baytâr’ın eserleri üzerine çekmiştir.
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
02.04.2022
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.