1 Nisan'dan itibaren yürürlüğe girecek olan basın ilan kurumu düzenlemeleri; yerel gazeteleri ortadan kaldırmak maksadı ile yapılmış bir düzenlemeden başka bir şey olamaz!
O kadar ki bulunduğu şehrin (sadece İzmir'den bahsetmiyorum) basın ilan müdürleri bile bu düzenleme için ön hazırlık çalışmaları yaparken, bu düzenleme ile yerel gazeteleri ne kadar zor duruma sokacaklarını bilmiyorlar ise ‘yaptıkları işin farkında değiller’ demektir.
***
Kimse kızmasın…
“Aman o ağamdır, aman şu paşamdır” diyemem.
Akli melekeleri yerinde, işinin ehli ve koltuklarının hakkını verdiğini iddia eden kim varsa bulunduğu şehrin gazetelerini iyi tanır veya tanımak zorundalar.
20 yıllık, 50 yıllık gazeteciler var sahada… Onlar dahi bu şartları yerine getirmekte zorluk çekerken 11 yıllık gazeteci olan biz; bu yükü taşıyamayız. Zaten İzmir’de bu şartları basın kuruluşlarının tümünün yerine getirmesi için gerekli iletişim mezunu da ‘sayı’ olarak bulunamaz.
***
Bizler basın ilan listesindeyken dahi siyasi-ideolojik zorbalıklarla mücadele ederken, bir de BİK düzenlemeleri ile zorbalığın zirvesini yaşayacağız. Peki, bu zorbalık kimlerin işine yarayacak? Bunun cevabını bir ay sonra hepimiz almış olacağız.
Sırtını siyasi partiye dayayan, avazı çıktığınca başka gazetelere 'Yandaş medya bunlar' diye bağıran gazeteler var ya hani isimleri dahi İzmir ile belediye ile özdeşlemiş…
Onları diyorum…
Ayakta kalmayı bırakın daha da güçlenecekler, önceleri CHP belediyelerinin basın bütçelerinin yüzde ellisini alıyorken şimdi yüzde yetmiş seksenine doğru çıkacaklar.
Hatta o kadar ki internet siteleri günde on kişi tarafından tıklanan, yazılı gazeteleri ayda sadece 100 adet basılan, fakat yaklaşık 17 belediyeden aylık 50 bin TL para aldıkları iddia edilenler var ya, onlar da ayakta kalacak emin olun… Hatta ‘olanların topluluğu olan cemiyetleri’ dahi bu hırsızlıklara sessiz olmaya devam edecekler.
***
Bu süreçten zarar görecek olanlara gelince...
Onlar İzmir'de günlük 10 bin tekil tıklanma alabilen, aylık veya 15 günde en az 5 bin gazete basan ve hiç üşenmeden gerekirse bizzat sahibi tarafından dağıtılan gerçek gazeteler olacak.
İzmir’de 100 adet gazete basıp, büyükşehirden 5 bin TL destek aldığı iddiaları ayyuka çıkmış gazetelere değil 5 bin gazete basıp 10 bin tekil tıklanma alıp büyükşehirden belediyesinden 1 kuruş alamayan gazeteler zarar görecek!
***
İşin özü şu olacak;
Zaten sırtını siyasi bir güce dayayan gazeteler kaldıkları yerden daha da fazla kazanarak çıkarken, sırtını kimseye dayamadan gerçek gazetecilik yapanlar yok olmaya mahkûm edilecek. Onlar yok olma mücadelesi verirken, güç sahipleri timsah gözyaşları ile el sallayacak.
Yıllarca gazetecilik mesleğinin kendi tekellerinde olduğunu iddia eden cemiyet sahipleri, o kıyı köşelerde bu mesleğin yerlere düştüğünü, 'İmamdan bile gazeteci oldu, mesleğin itibarı yerlerde' diyen sözde asil gazeteciler; bu durumda bile 'Aman kimse mücadele etmediniz’ demesin diye küçük paneller düzenlemekle yetinecekler ama kimse onlara inanmayacak.
Asil bir mesleği sadece okulunu bitirmişler değil, gazetecilik ahlakını çok iyi bilen ve yaşayan asil insanlar ancak taşıyabilirler bunu da asla anlamayacaklar!
Şimdi yerel gazetelere sıkılan bu kurşun sonrası amacımız gazeteleri korumak, destek olmak diye bağıran kurum sorumlularının da gerçek yüzleri meydana çıkacak. Yıllarca muhalifliğin zirvesini yaşayanlar bu düzenleme sonrası kuru bir muhalefet örneği sergilediler. Gerçekten ikiyüzlü değilseniz, asıl maksadınız gazetecilik mesleğini ve yerel gazeteleri yaşatmaksa, elinizden gelen şeylerin olduğunu hepimiz biliyoruz. Nisan ayından sonra kimlerin maskeler düşecek göreceğiz!
***
Son olarak;
Bu düzenleme sonrası yok olduğumuzu ve bir köşeye çekileceğimizi bekleyenler varsa, çok beklersiniz baştan söyleyeyim.
Biz asil gazetecileri bir kurşunla öldürmek zordur.
Vesselam…