Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
 

KONFERANS İZLENİMLERİ

    Sömestr başlamadan önce okullar mesleki çalışma eğitim seminerleri yapıyorlar. Bu zamanlarını çeşitli şekilde değerlendiriyorlar. Program çerçevesinde bazı üniversitelerle anlaşmalar yaparak, farklı konularda akademisyenlerin alanlarıyla ilgili ya da nazarları ve dikkatleri çekmek üzere belirlenen konular üzerinde konuşmalar yaptırılıyor. Eylül’ün 12’sinde Kadıköy Anadolu İmam Hatip lisesinde, Kadıköy öğretmenlerine üniversite ile ortak teknoloji alanında seminer vermem planlanmıştı. Ben de daha önce birkaç yerde sunmuş olduğum “Mucize Elinin Hedefindeki Teknoloji” konulu semineri bildirdim.  Neden böyle bir konuyu seçtim? Öncelikle ben bir teknik elemanım. Bir mühendis olarak Kur’an-ı Kerim’in bize ışık tutan yönlerinin neler olduğunu hep merak etmişimdir. Ortaokul ve lise çağlarında camilerde vaizler ve müftülerimiz sohbetlerinde, her bir peygambere bir mucizenin verildiğini ve o mucize ile peygamber olduklarını ispat ettiklerini anlatmışlardı. Ancak üniversite çağının meraklı araştırma devresinde, çeşitli kitapları okumaya gayret gösterdik. Bu esnada Risale-i Nur Külliyatından, 20. Sözde, peygamberlere verilen mucizeler anlatılıyordu. Diyordu ki; peygamberlere verilen mucizeler bir taraftan ümmetine peygamber olduğunu ispat ederken, diğer taraftan da peygambere tabi olan insanlığın ya da ümmetin, o mucize alanlarında ulaşabilecekleri en son hududu gösteriyordu. Ancak tembelliği bırakarak ve Âdetullah Kanunlarına uyarak, çok çalışmak gerekiyordu. Çünkü tembellik buluş için yeterli değildi. İcat etmek için daha çok faaliyet gerekiyordu.  Peki Âdetullah Kanunları nedir? Kainattaki bütün olayları, canlı ve cansız bütün varlıkların hareketlerini birbiri ile bağlantılı olarak düzenleyen Allah’ın CC kanunlarıdır. Bunlar fizik, kimya, matematik kanunları ve müsbet ilimlere ait temel prensiplerdir. Bilim maluma tabidir. Geçmişi bilmeden geleceğe adım atılamaz. Bilimin gerçeği bir bilim adamı ile ortaya çıkmaz. Ancak kollektif çalışma sonucu ve bilgiler birbirine dayandırılarak meydana gelir. Bu çalışmalarla kimse cebinden bir şey çıkaramaz. Allah’ın CC koymuş olduğu bu kanunları okumaya çalışır.  Teknolojinin en önemli konuları mucizeler sonucunda ortaya çıkıyorsa, ya da onlara dayandırılıyorsa mucizelere kayıtsız kalmak bilimle bağdaşmaz. Bir peygamber mucizesi uçaktan bahsediyorsa, bir peygamber mucizesi televizyon ve internetten bahsediyorsa, bir peygamber mucizesi buharlı gemiden bahsediyorsa, bir peygamber mucizesi sondaj makinesinden bahsediyorsa, bir peygamber mucizesi demirin sanayide nasıl kullanılacağını işaret ediyorsa; hatta idarecilerimize adaletli idare etmenin formülünü veriyorsa elbette bize düşen bu tarz bildirimlere kulak vermemizdir. Hatta bunların üzerine grup çalışmaları yapmak, sorumlu olarak nasıl bir hedef çizeceğimizi anlatmamız gerekiyor. Öğretmenler öğrencilerine bu konuları, anlaşılır bir şekilde, sabırla ve ısrarla anlatacak ki, öğrenciler de merak ederek kendilerine bu alanlarda birer hedef çizebilsinler. Böyle bir konuyu kariyer saatlerinde öğretmenlere anlatmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak çocuklarımızı yetiştirmeleri için ümit bağladığımız bazı öğretmenler, akşama kadar sosyal medyada kendisine hiçbir faydası olmayan konularda zamanını tereddüt etmeden harcıyor. Ve seminerde sunulan her hangi bir konuya bir saatini esirgeyebiliyor.  Acaba bu insanların bir saatlerini de bu konuya ayırıp, dinlemeleri onlara ne kaybettirir. Neden bunu önemli buluyorum.  Maalesef böyle anlatımlara az da olsa bazı öğretmenlerin çok tahammülsüz olduklarını görüyoruz. Önemli konular nazara veriliyor ki öğretmen ondan ders alıp, geleceği için plan yapıp hedefler ortaya koysun. Diğer taraftan hedef ve anlatılmak istenen belli olduğu halde, o sırada anlatılan tali örneklere takılıp, çok basit meseleleri nazara verilerek, asıl konulara ilgisiz kalınması, önemli olduğunu söylediğiniz konunun önemi anlaşılmaması, çocuklarımızın yetişmesi açısından düşünmeye değer ve dikkatimizi çekmesi gereken bir konudur. Kastettiğim bu öğretmenlerimiz bizim çocuklarımızı yetiştiriyorlar. Çocuk yetiştirmek bir heyecan işidir. Öğretmen demek her an öğrenim içinde olan, hem öğrenen ve hem de öğreten demektir. Kendinin her şeyi bildiğini kabul eden, eksiklerini nasıl telafi edecektir.  Gözü sosyal medya araçları, telefon vb. olan bir öğretmenin, muhatabının gözlerine bakmadan ve konsantre olmadan, konuşarak düşüncelerini anlatması veya eğitmesi ne kadar etkili olur. Konuşmamda diyorum ki insanın kataloğu olan Kur’an bize “Mucize Elinin Hedefindeki Teknoloji’” konusu ile örnekler veriyor ve ayet mealleri sunuyor. Bunu dinliyor görünen meslektaş, konuşmanın bitiminde halen diyor ki, şöyle olsa daha iyi olur. Anlayamıyorum.. Ayetten, hadisten daha iyi ve daha önemli kaynak olarak ne var ki? Acaba bu düşünce sahiplerinin yetiştirmiş olduğu öğrencilerimizin ayet ve hadis bilgileri nasıl olacak. Bu gerçekleri ve bize çağ katettirecek hakikatleri biz ne zaman anlayacağız. Geçmiş 70 yıldan bu yana yetişen toplumumuza bir göz atalım; eğer bir toplum para hareketlerini fırsat biliyorsa, şahsi menfaatlerini ülke menfaatlerinin önünde tutuyorsa, eğitime gönül vermiyorsa vb. bir çok konuyu ülkemiz gündeminde göz önünde bulundurursak bu toplumun eğitiminin ne kadar yetersiz ve dayanaksız olduğunu görebiliriz. Eğer çalışılan alanlarda ehil ve liyakatsiz insanlar istihdam ediliyorsa bunun temelinde eğitim eksikliğinin var olduğunu gözden kaçırmamamız lazım.  Sonuç olarak toplumumuzun yaşadığı her türlü istemediğimiz olayları ve eksikliği gidermenin tek bir yolu var, o da eğitimdir.  Bu da bu eğitimin kaynağı ve ana unsuru olan öğretmenlerimizden geçiyor. 19.09.2018 Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Ekleme Tarihi: 24 Eylül 2018 - Pazartesi

KONFERANS İZLENİMLERİ

 
 

Sömestr başlamadan önce okullar mesleki çalışma eğitim seminerleri yapıyorlar. Bu zamanlarını çeşitli şekilde değerlendiriyorlar. Program çerçevesinde bazı üniversitelerle anlaşmalar yaparak, farklı konularda akademisyenlerin alanlarıyla ilgili ya da nazarları ve dikkatleri çekmek üzere belirlenen konular üzerinde konuşmalar yaptırılıyor.
Eylül’ün 12’sinde Kadıköy Anadolu İmam Hatip lisesinde, Kadıköy öğretmenlerine üniversite ile ortak teknoloji alanında seminer vermem planlanmıştı.
Ben de daha önce birkaç yerde sunmuş olduğum “Mucize Elinin Hedefindeki Teknoloji” konulu semineri bildirdim. 
Neden böyle bir konuyu seçtim? Öncelikle ben bir teknik elemanım. Bir mühendis olarak Kur’an-ı Kerim’in bize ışık tutan yönlerinin neler olduğunu hep merak etmişimdir.
Ortaokul ve lise çağlarında camilerde vaizler ve müftülerimiz sohbetlerinde, her bir peygambere bir mucizenin verildiğini ve o mucize ile peygamber olduklarını ispat ettiklerini anlatmışlardı.
Ancak üniversite çağının meraklı araştırma devresinde, çeşitli kitapları okumaya gayret gösterdik. Bu esnada Risale-i Nur Külliyatından, 20. Sözde, peygamberlere verilen mucizeler anlatılıyordu.
Diyordu ki; peygamberlere verilen mucizeler bir taraftan ümmetine peygamber olduğunu ispat ederken, diğer taraftan da peygambere tabi olan insanlığın ya da ümmetin, o mucize alanlarında ulaşabilecekleri en son hududu gösteriyordu.
Ancak tembelliği bırakarak ve Âdetullah Kanunlarına uyarak, çok çalışmak gerekiyordu. Çünkü tembellik buluş için yeterli değildi. İcat etmek için daha çok faaliyet gerekiyordu. 
Peki Âdetullah Kanunları nedir?
Kainattaki bütün olayları, canlı ve cansız bütün varlıkların hareketlerini birbiri ile bağlantılı olarak düzenleyen Allah’ın CC kanunlarıdır.
Bunlar fizik, kimya, matematik kanunları ve müsbet ilimlere ait temel prensiplerdir. Bilim maluma tabidir. Geçmişi bilmeden geleceğe adım atılamaz. Bilimin gerçeği bir bilim adamı ile ortaya çıkmaz. Ancak kollektif çalışma sonucu ve bilgiler birbirine dayandırılarak meydana gelir. Bu çalışmalarla kimse cebinden bir şey çıkaramaz. Allah’ın CC koymuş olduğu bu kanunları okumaya çalışır. 
Teknolojinin en önemli konuları mucizeler sonucunda ortaya çıkıyorsa, ya da onlara dayandırılıyorsa mucizelere kayıtsız kalmak bilimle bağdaşmaz.
Bir peygamber mucizesi uçaktan bahsediyorsa, bir peygamber mucizesi televizyon ve internetten bahsediyorsa, bir peygamber mucizesi buharlı gemiden bahsediyorsa, bir peygamber mucizesi sondaj makinesinden bahsediyorsa, bir peygamber mucizesi demirin sanayide nasıl kullanılacağını işaret ediyorsa; hatta idarecilerimize adaletli idare etmenin formülünü veriyorsa elbette bize düşen bu tarz bildirimlere kulak vermemizdir.
Hatta bunların üzerine grup çalışmaları yapmak, sorumlu olarak nasıl bir hedef çizeceğimizi anlatmamız gerekiyor. Öğretmenler öğrencilerine bu konuları, anlaşılır bir şekilde, sabırla ve ısrarla anlatacak ki, öğrenciler de merak ederek kendilerine bu alanlarda birer hedef çizebilsinler.
Böyle bir konuyu kariyer saatlerinde öğretmenlere anlatmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak çocuklarımızı yetiştirmeleri için ümit bağladığımız bazı öğretmenler, akşama kadar sosyal medyada kendisine hiçbir faydası olmayan konularda zamanını tereddüt etmeden harcıyor. Ve seminerde sunulan her hangi bir konuya bir saatini esirgeyebiliyor. 
Acaba bu insanların bir saatlerini de bu konuya ayırıp, dinlemeleri onlara ne kaybettirir. Neden bunu önemli buluyorum. 
Maalesef böyle anlatımlara az da olsa bazı öğretmenlerin çok tahammülsüz olduklarını görüyoruz. Önemli konular nazara veriliyor ki öğretmen ondan ders alıp, geleceği için plan yapıp hedefler ortaya koysun.
Diğer taraftan hedef ve anlatılmak istenen belli olduğu halde, o sırada anlatılan tali örneklere takılıp, çok basit meseleleri nazara verilerek, asıl konulara ilgisiz kalınması, önemli olduğunu söylediğiniz konunun önemi anlaşılmaması, çocuklarımızın yetişmesi açısından düşünmeye değer ve dikkatimizi çekmesi gereken bir konudur.
Kastettiğim bu öğretmenlerimiz bizim çocuklarımızı yetiştiriyorlar. Çocuk yetiştirmek bir heyecan işidir. Öğretmen demek her an öğrenim içinde olan, hem öğrenen ve hem de öğreten demektir. Kendinin her şeyi bildiğini kabul eden, eksiklerini nasıl telafi edecektir. 
Gözü sosyal medya araçları, telefon vb. olan bir öğretmenin, muhatabının gözlerine bakmadan ve konsantre olmadan, konuşarak düşüncelerini anlatması veya eğitmesi ne kadar etkili olur.
Konuşmamda diyorum ki insanın kataloğu olan Kur’an bize “Mucize Elinin Hedefindeki Teknoloji’” konusu ile örnekler veriyor ve ayet mealleri sunuyor. Bunu dinliyor görünen meslektaş, konuşmanın bitiminde halen diyor ki, şöyle olsa daha iyi olur.
Anlayamıyorum.. Ayetten, hadisten daha iyi ve daha önemli kaynak olarak ne var ki? Acaba bu düşünce sahiplerinin yetiştirmiş olduğu öğrencilerimizin ayet ve hadis bilgileri nasıl olacak. Bu gerçekleri ve bize çağ katettirecek hakikatleri biz ne zaman anlayacağız.
Geçmiş 70 yıldan bu yana yetişen toplumumuza bir göz atalım; eğer bir toplum para hareketlerini fırsat biliyorsa, şahsi menfaatlerini ülke menfaatlerinin önünde tutuyorsa, eğitime gönül vermiyorsa vb. bir çok konuyu ülkemiz gündeminde göz önünde bulundurursak bu toplumun eğitiminin ne kadar yetersiz ve dayanaksız olduğunu görebiliriz. Eğer çalışılan alanlarda ehil ve liyakatsiz insanlar istihdam ediliyorsa bunun temelinde eğitim eksikliğinin var olduğunu gözden kaçırmamamız lazım. 
Sonuç olarak toplumumuzun yaşadığı her türlü istemediğimiz olayları ve eksikliği gidermenin tek bir yolu var, o da eğitimdir. 
Bu da bu eğitimin kaynağı ve ana unsuru olan öğretmenlerimizden geçiyor. 19.09.2018
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.