İSLAM BİLİM ADAMLARI
Bediüzzaman Said Nursi 50
13. Tabiat (bütün varlıklar, maddî alem) misalî (benzeri) bir matbaadır,
tâbi' (tab eden, yapan) değil. Nakıştır, nakkaş (nakışlayan, süsleme yapan sanatkâr) değil.
Kâbildir (kabul eden, yapılan),
fâil (iş yapan) değil.
Mistardır (cetvel, birşeyin kaynağından çıkmasına yarayan âlet),
masdar (kaynak, birşeyin çıktığı yer) değil.
Nizamdır (düzendir),
nâzım (düzenleyen) değil. Kanundur, kudret (güç iktidar) değil.
Şeriat-ı iradiyedir (Cenâb-ı Hakkın iradesiyle oluşan şeriattır, tabiat kanunlarıdır, Adetullah kanunlarıdır), hakikat-i hariciye (dışa yansıyan hakikat, dış âlemde yer alan maddî varlık) değil.
17. Kelime-i şehadetin (“Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Hz. Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduğuna şehadet ederim”) iki kelâmı (sözü) birbirine şahittir.
Birincisi ikincisine burhan-ı limmîdir (tümevarım; kanunlardan hadiselere, sebeplerden neticelere, müessirden esere gitme usûl ve delili);
ikincisi birincisine burhan-ı innîdir (tümdengelim; eserden eseri yapana, olaylardan kanuna ulaştıran delil).
25. Bir fikre davet, cumhur-u ulemanın (alimlerin çoğunluğunun) kabulüne vabestedir(bağlıdır).
Yoksa davet bid'attır (aslen dinde olmayıp sonradan ortaya çıkan zararlı âdet ve uygulamalar),
reddedilir.
31. Bâtıl (gerçek dışı, hak olmayan) şeyleri iyice tasvir (canlandırarak anlatmak, şekillendirerek ifade etmek),
sâfi (arınmış, temiz) zihinleri idlâldir (saptırma, hak yoldan çıkarmadır).
32. Âlim-i mürşid (irşad eden alim) koyun olmalı, kuş olmamalı. Koyun kuzusuna süt, kuş yavrusuna kay (ağzından çıkan hazmolmamış besin, kusmuk) verir.
36. Menfaat üzerine dönen siyaset canavardır.
49. Bir tane sıdk (doğruluk), bir harman yalanları yakar. Bir tane hakikat (gerçek), bir harman hayalâta müreccahtır (hayallere tercih edilir).
"Her sözün doğru olmalı; fakat her doğruyu söylemek doğru değil."
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
02.09.2023