NERDE KALMIŞTIK
Bundan 40 gün önce Güneydoğu Anadolu’da zelzele meydana geldi.
Tabi böyle bir zelzele yakınlarda görülmüş bir şey değildi.
Evet taziye için arayan bir tıp profesörü ağabeyimiz bana Kahramanmaraş tarafında beş yüz yıl önce benzer bir zelzele meydana geldiğini söyledi.
Şehri yerle bir olmuş.
Şehrin enkazı Kahramanmaraş- Gaziantep yolu üzerinde iki tane tepecik meydana getirmiş.
Ama ne yazık ki bu kadar zaman aradan geçmesine rağmen her şey unutulmuş, bu süreçte gerekli tedbirler alınmamış, Adetullah Kanunlarına uyulmamış ve netice itibari ile de bakıyorsunuz aynı parselde dört bloktan üçü yıkılmış biri ayakta, ya da tersi. Bazı bölgelerde hiç yıkım olmamış, mesela TOKİ evlerinde yıkım meydana gelmemiştir.
Bununla ilgili elbette söylenecek ve yazılacak çok şey var.
Ancak benim burada nerede kalmıştık başlığını atmama sebep olan, bu zelzelede İskenderun’da demir çelik fabrikasında makine mühendisi olarak çalışan bir yeğenim, yani büyük ağabeyimin oğlunun, hanımı ile beraber şehit olmasıdır. Geride elhamdülillah Rabbimin bize hediye olarak bağışladığı iki evlatları onların hasretlerini kısmen bastıracaktır.
Bundan önceki kesin davet yazı serimde, ölümün mahiyeti üzerinde çok uzun bir süre durmuştum. Hele hükmen şehit olarak hayatlarını tebdil edenler için, elde edilen kazançları tarif etmek pek mümkün değildir. Üstelik yıkılan evleri ve eşyaları da sonsuzluğa mal olmuştur.
Çünkü bu tarz olaylardakilerin savaşta şehit olanlardan farkı, bildiğim kadarıyla bunların abdest aldırılıp, kefenlenmesi ve cenaze namazının kılınmasıdır.
Elbette ölüm bir yaratmadır, ayrılık değil bir kavuşmadır, firak-ı ebedi sonsuz ayrılık değil, saadeti ebediye tarafına bir sevkiyattır.
Nöbetini tamamlayan ve bir musibetle mekân değiştirenlere ne mutlu.
Bu yolculukta olanların yani bizlerin de sırası geldiğinde, kazanç içerisinde, tebdil-i mekân etmemizi bu vesileyle Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.
Bu zelzele saatinde ben uyanıktım. İskenderun’dan hiç bahsedilmiyordu. Hemen yeğenlerimi aradım. Bir müddet sonra küçük yeğenime, makine mühendisi Abdülkadir’e ulaştım. Abdülkadir evi terk ettiğin, ancak ağabeyinin evinin yıkılmış olduğunu söyledi. Tabi artık bundan sonraki haleti tarif etmek çok zor. Neticede torunlar Allaha şükür sağlam çıkarıldılar ama öğlenden sonra ancak ulaşılabilen anne ve baba Rahmet-i Rahmana kavuştular.
Merkez Kahramanmaraş’tı ve Hatay yerle bir olmuştu. Tabii ki Kahramanmaraş’ta, Pazarcık ilçesinde yaşanan 7.7 büyüklüğünde, yedi kilometre derinlikte olan zelzele, Malatya’ya Gaziantep, Diyarbekir, Şanlıurfa, Adıyaman’a kadar güneydoğu Anadolu’da şehirlerimiz ve kazaları şiddetli bir şekilde sarsılmıştır.
Yani bilim adamları kendi perspektiflerinden bu zelzeleyi tarif etmeye çalışıyorlar. Ama bir gerçek var, bu zelzele 7 km derinlikte meydana gelmesine rağmen, çok yönlü ve kesişen dalgaların titreşimi sonucu meydana geldiğidir.
Bölgede on şehirde çok büyük yıkımlara sebep olduğu hepimizce malumdur. Öğlen saatlerinde 7,6 şiddetinde Elbistan merkezli ikinci zelzele ise birincinin hasara uğrattığı binaları yerle bir etti. Öyle ki altı ayda tespit edilen sarsıntılar bir ayda bölgeyi sarsmıştır.
Bugün Çanakkale Zaferinin seneyi devriyesi ve belki kalemim normal yazmış olsaydım iki yüz ellibini aşkın Çanakkale şehitlerini yazacaktım.
Kur'an için, Vatan için, Bayrak için canlarını feda eden kahraman şehitlerimiz kalemimi harekete getirdi. Ancak onlar hakkında konferanslar vermeme rağmen, yazmayı başaramadım.
2023 yılı zelzelesi vesilesiyle hükmen şehit olan 50.000’e yakın insanımızın tebdil-i mekân etmesi kalemimi etkilemiştir.
Her ne kadar maruz kalmış oldukları bu olay onların ebedi hayatlarını kazanmalarına, şehitlik mertebelerine yükselmelerine sebep olmuşsa da ister istemez bizim teslimiyetimiz ve iman noktasından zafiyetimiz, geride kalan insanların sarsılmasına yol açmaktadır.
Onun için ben burada bugünlük yazılarıma başlamak maksadıyla son veriyorum. Yeğenim Celalettin ve hanımı Nihal Kurbanoğlu’na bu vesileyle vefatlarının 40. gününde tekrar Rabbimden rahmet mağfiret ve af diliyor, inşallah şehadet mertebesi ile mükafatlandırılmasını niyaz ediyorum.
18.03.2023
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu