Osmanlı İmparatorluğunu bölerek ve sınırlarını küçülterek bu coğrafyaya hapseden, hırslarına doymayan ve hedeflerine ulaşamayan ittifak düşmanları, oyunlarını oynamaya o günden beri devam etmektedirler.
Osmanlı sınırları içerisinde altıyüz yıl, adaletle idare edilen İslâm ülkeleri, düşmanlarına karşı ittifak etmiş olması gerekirken, ne yazık ki Suudi Arabistan ve Mısır vb. ülkeler şimdi yine sınıfta kalmışlardır.
Zaten müslümanların bu ihtilaflarını ve dağınıklığını İslâm düşmanları görmeseler, hiç cesaret edip de Türkiye’nin üzerine gelebilirler mi?
Ama bunların hiç önemi yoktur. Çünkü bin yıldan beri İslâmiyete bayraktarlık yapmış olan, sahabeler ve evliyalar yatağı bu milletin evlatlarının, dört tane çapulcu teröriste sessiz kalacağını veya boyun eğeceğini kimse Türkiye’den beklemesin.
Bugün Türkiye neden Barış Pınarı Harekâtı'nı yapmak ihtiyacını hissetti. Müslümanlar önce bunu nazara almaları gerekir. Şimdiye kadar Irak’ta ve Suriye’de teröristlerin her zaman, sınırı aşarak Kürt vatandaşlarımızı veya Doğudaki ve Güneydoğudaki insanlarımızı, hatta buluğ çağına ermemiş çocukları, evlerinden alarak dağa çıkarıp, bunları canavarlaştırmakta, bunlara kardeşine silah çekme vahşetini öğreterek, bunları terörist gruplarına dahil etmektedir. Son günlerdeki annelerin direniş olayları bunu açık şekilde göstermektedir.
Doğuda, güneydoğuda birçok masum ailelerin yuvalarını ateşe verdiler. Bugüne kadar ekonomik olarak bu ülkeye milyarlarca dolar zarar verdiler. Eğer bunlar bu taşkınlıklarını yapmasaydı, teröre harcanan paralarımızla doğu ve güneydoğuda işsiz kalmayacak şekilde birçok istihdam alanı ve fabrikalar kurulabilirdi.
Devlet o bölgelere yollar yaparken, okullar açarken, oraların çocuklarını cehaletten kurtarıp, onlara huzurlu bir gelecek için hazırlıklar yaparken, teröristler okullara bomba attılar, yollara mayın döşediler, yeraltı tünelleri ile Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak adına planlar kurdular.
Çocuk katili bu canilerin bunca taşkınlıkları ve sınırlarımızı taciz ederek, hatta İstanbul gibi büyük şehirlerimizde de yapmış olduğu terörist faaliyetleri ve tahripleriyle artık yeter dedirtiler.
Filistin Devletinde hiç yeri ve toprağı yok iken, Filistin halkının topraklarını işgal ederek, orada devlet kurduktan sonra işgale devam eden İsrail, şimdi de terör örgütlerinin Doğu ve Güneydoğu’da kendisi gibi yapılanmasını ve böylece kendi hareketini kabul ettirmeye çalışmasını, görmezlikten gelmek mümkün mü?
Türkiye Cumhuriyeti ve ordusu Barış Pınarı Harekâtı'nı yaparken asla bir toprak işgali peşinde değildir. Asla sivilleri hedef almış değildir. Çünkü onlar da kardeşlerimizdir. Bizim Allah’ımız bir, Kur’an’mız bir, Peygamberimiz bir, Kabe’miz bir, bu kadar birlikler Türk, Kürt Laz, Çerkez, Arap ayrımı yapmaksızın kim olursa olsun bizi kardeş olmaya yeterli sebeptir. (Devam edecek)
13.10.2019
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu