Prof. Dr. İnanç Özgen
Köşe Yazarı
Prof. Dr. İnanç Özgen
 

Yarbay Yukichi Tsumura "Çomura"

            Bu ismi; Vaveyla yayıncılık tarafından basılan ve Zeki Marakoğlu tarafından kaleme alınan Onurlu direnişin adı Heimei-Maru kitabı ile tanıdım.  Bu roman; kısa adı Çomura olan Yarbay'ın Sibirya kampında esir esir tutulan  1012 Türk esirin İstanbul hükümetine teslim edilmesi sürecinde, Yarbay'ın Anadolu'yu işgal eden Yunan kuvvetlerine esirleri canı pahasına teslim etmemesini konu alan ve  tarihin tozlu raflarında kalan önemli bir kahramanlık hikâyesini işlemesi ile önemli bir vefa örneği getirmiştir. Kaleminize sağlık Sayın Marakoğlu. Çomura ile ilgili o kadar güzel bir kurgu örneği göstermişsiniz ki kitabı okumamak elde değil. Yarbay Çomura’nın yaptıkları ise takdire şayan. Denizin ortasında başka milletten insanlarla, kıyasıya ölümle mücadele etmek ve onların tırnağına bile zarar gelmeden güvenli yere taşımak. Her babayiğidin harcı değil. Heimei- Maru Gemisi’nde Türk esirlerin Nargin Adası’ndan Sibirya Kampı’na, oradan Asinara Adası’na naklinde komutanlık yapan Yarbay Yunan zorbalığına dur demiştir.             Ülkemiz 100 yıl geçmiş olsa da vefasını bu kahraman askere göstermiştir. Yarbayın özellikle kendisine uygulanan yoğun baskılara rağmen, Türk tutsakları Yunanistan'a teslim etmediği için Türk kamuoyunda minnetle anılan Yarbay Tsumura'nın ismi İstanbul'un Beykoz ilçesinde bir caddeye verilmiş ve bu olayın gerçekleşmesinden yıllar sonra, 2019 yılında  Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Japonya  G 20  Osaka zirvesinde, Çomora’nın Türk-Japon dostluğunun bir simgesi olduğunu belirtmesi ve hiç unutulmaması gerektiğini vurgulamıştır.             Cumhurbaşkanı Erdoğan zirvede, "Birinci Dünya Savaşı sırasında Türk savaş esirlerini Yunan ordusuna teslim etmeyi reddeden geminin komutanı Yarbay Tsumura'ya sevgi, saygı ve en içten teşekkürlerimi sunarım," demiştir.             Türkiye'de bu olayın 100 yıl sonra bilinmesi ise oldukça ilginçtir. Bu olayın bilinmesi Türk yönetmenin "Vatana Giderken Heimei Maru" isimli belgeseli çekmesi ile hız kazanmıştır. Film sadece Japonya'da değil, Türkiye de de gösterilmiştir.             Japon bir komutanın bu onurlu tavrı, Türkler ile Japonların kimseyi zor durumda bırakamamak gibi ulusal bir karaktere sahip olmalarından ve  farklı etnik kökenlere sahip olsalar da, kalplerinin ve etik değerlerinin benzerliğinden  kaynaklandığı su götürmez bir gerçektir. Heimeri Maru ile çekilen film ile ilgili olarak bu gemide seyahat eden Mustafa Dokur isimli askerin torunu ile yapılan söyleşi de de Yarbay Çomura ile ilgili bilgilere ulaşılmış ve kahramanlığı Türk Asker’den torununa anlatılan bir kahramanlık hikâyesi olarak dikkat çekmiştir.             Türk askerinin torunu, dedesinden aldığı bilgiye göre şu hususa dikkat çekmiştir. Yarbay Çomura'nın gemiden ayrılırken askerlerin hepsine tek tek isimlerle hitap ettiği ve hiçbir Türk askerinin ismini unutmadığıdır. Bu durum, esirlerle 7 ay içinde nasıl bir manevi bağ kurduğunun göstergesidir.  Yarbay'ın torunları halen yaşamakta ve dedelerinin isminin verildiği caddede gezmek istemeleri onların en büyük dilekleri olduğu söyleniyor. Bu dileğin yerine getirilmesi de tabi ki devletimize kalmıştır. Sağlıcakla kalın.  
Ekleme Tarihi: 05 Eylül 2022 - Pazartesi

Yarbay Yukichi Tsumura "Çomura"

            Bu ismi; Vaveyla yayıncılık tarafından basılan ve Zeki Marakoğlu tarafından kaleme alınan Onurlu direnişin adı Heimei-Maru kitabı ile tanıdım.  Bu roman; kısa adı Çomura olan Yarbay'ın Sibirya kampında esir esir tutulan  1012 Türk esirin İstanbul hükümetine teslim edilmesi sürecinde, Yarbay'ın Anadolu'yu işgal eden Yunan kuvvetlerine esirleri canı pahasına teslim etmemesini konu alan ve  tarihin tozlu raflarında kalan önemli bir kahramanlık hikâyesini işlemesi ile önemli bir vefa örneği getirmiştir. Kaleminize sağlık Sayın Marakoğlu. Çomura ile ilgili o kadar güzel bir kurgu örneği göstermişsiniz ki kitabı okumamak elde değil. Yarbay Çomura’nın yaptıkları ise takdire şayan. Denizin ortasında başka milletten insanlarla, kıyasıya ölümle mücadele etmek ve onların tırnağına bile zarar gelmeden güvenli yere taşımak. Her babayiğidin harcı değil. Heimei- Maru Gemisi’nde Türk esirlerin Nargin Adası’ndan Sibirya Kampı’na, oradan Asinara Adası’na naklinde komutanlık yapan Yarbay Yunan zorbalığına dur demiştir.

            Ülkemiz 100 yıl geçmiş olsa da vefasını bu kahraman askere göstermiştir. Yarbayın özellikle kendisine uygulanan yoğun baskılara rağmen, Türk tutsakları Yunanistan'a teslim etmediği için Türk kamuoyunda minnetle anılan Yarbay Tsumura'nın ismi İstanbul'un Beykoz ilçesinde bir caddeye verilmiş ve bu olayın gerçekleşmesinden yıllar sonra, 2019 yılında  Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Japonya  G 20  Osaka zirvesinde, Çomora’nın Türk-Japon dostluğunun bir simgesi olduğunu belirtmesi ve hiç unutulmaması gerektiğini vurgulamıştır.

            Cumhurbaşkanı Erdoğan zirvede, "Birinci Dünya Savaşı sırasında Türk savaş esirlerini Yunan ordusuna teslim etmeyi reddeden geminin komutanı Yarbay Tsumura'ya sevgi, saygı ve en içten teşekkürlerimi sunarım," demiştir.

            Türkiye'de bu olayın 100 yıl sonra bilinmesi ise oldukça ilginçtir. Bu olayın bilinmesi Türk yönetmenin "Vatana Giderken Heimei Maru" isimli belgeseli çekmesi ile hız kazanmıştır. Film sadece Japonya'da değil, Türkiye de de gösterilmiştir.

            Japon bir komutanın bu onurlu tavrı, Türkler ile Japonların kimseyi zor durumda bırakamamak gibi ulusal bir karaktere sahip olmalarından ve  farklı etnik kökenlere sahip olsalar da, kalplerinin ve etik değerlerinin benzerliğinden  kaynaklandığı su götürmez bir gerçektir. Heimeri Maru ile çekilen film ile ilgili olarak bu gemide seyahat eden Mustafa Dokur isimli askerin torunu ile yapılan söyleşi de de Yarbay Çomura ile ilgili bilgilere ulaşılmış ve kahramanlığı Türk Asker’den torununa anlatılan bir kahramanlık hikâyesi olarak dikkat çekmiştir.

            Türk askerinin torunu, dedesinden aldığı bilgiye göre şu hususa dikkat çekmiştir. Yarbay Çomura'nın gemiden ayrılırken askerlerin hepsine tek tek isimlerle hitap ettiği ve hiçbir Türk askerinin ismini unutmadığıdır. Bu durum, esirlerle 7 ay içinde nasıl bir manevi bağ kurduğunun göstergesidir.  Yarbay'ın torunları halen yaşamakta ve dedelerinin isminin verildiği caddede gezmek istemeleri onların en büyük dilekleri olduğu söyleniyor. Bu dileğin yerine getirilmesi de tabi ki devletimize kalmıştır.

Sağlıcakla kalın.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.